Translate.vc / Spanish → Turkish / Tea
Tea translate Turkish
417 parallel translation
Yo voy a pedir té helado pechuga de pollo, ensalada de lechuga y unos berros.
Şöyle en güzelinden, bol marullu ve tereli bir tavuk salatası ile buzlu bir ice-tea.
- El té helado se va a calentar.
- Buzlu ice-tea ısınıyor.
Y ahora, damas y caballeros, mientras los mariachis se recuperan de tanta marcha, el Salón de té presenta al joven que ha revolucionado universidades y ha enfurecido los campus de todo el país.
Ve şimdi bayanlar, baylar, mariachi'lerimiz yaptıklarından sonra dinlenirken, Tea House sizlere, şarkıları ülkenin dört bir yanında üniversiteleri ateşleyen ve kampüsleri kasıp kavuran genci sunuyor.
Paquete de galletas, Señorita.
Oh, bir paket Rich Tea, efendim.
Soy Morton de Vitt, de la Compañía Ming Tea de San Francisco.
Ben, San Fransisco Nane Çay'ı Şirketi'nden, Morton Devitt.
Sabe, los anuncios de Ming Tea los ven cien millones de americanos.
Nane Çayı reklâmları yüz binlerce Amerikan tarafından izleniyor.
Este espectáculo se lo ofrece la Ming Tea Company.
Bu şov Nane Çayı Şirketi tarafından finanse edilmiştir.
¿ Por qué quemas la tea?
Neden meşale yakıyorsun?
Tea le acompañará a la puerta.
Tea sizi uğurlar.
¿ Cuál es el veredicto final, Tea?
Ne demek bu, Tea?
Tea me ha criado, así que está todo decidido.
Beni Tee büyüttü, o zaman her şey belli demek... Nerdeyse her şey.
Disculpe las molestias De los de la alta sociedad
# # Pardon the dust of the upper crust # # Fetch us a cup of tea
¿ Taya? ¿ La finlandesa de la sauna?
Tea, Salisbury'de sauna işleten Finli genç kadın.
Taya es una diosa. Su cabello dorado huele a pino. Sus ojos son lagos de los bosques de Finlandia.
Tea, çam kokulu altın saçları, ve Finlandiya ormanları derinliğinde, kobalt rengi gözleriyle tam bir "Karelian" tanrıçası.
Taya es guapa y muy viciosa.
Tea, bana son derece uygun, alımlı, küçük bir sürtük.
Esos detectives sucios de nicotina están rodeando la casa de Taya.
O sigara kokulu özel dedektifler geçen hafta boyunca Tea'nın evinin hemen dışında kamp kurdular.
Yo cobro el seguro y vivo feliz para siempre con Taya.
Benim tek yapmam gereken sigortadan parayı almak ve Tea ile mutlu bir şekilde yaşamak.
¿ Podría ser su amiguita Taya? Podría ser.
Kız arkadaşım Tea olabilir mi?
¿ Ha matado a Taya?
Tea'yı mı öldürdün?
Ayer, cuando vine a dejar la sangre y la ropa para Doppler, vino Taya a buscarle.
Dün, yaşlı Doppler için kanı ve giysileri yerleştiriyorken Tea geldi. Seni arıyordu.
¿ Puedo hablar con Taya?
Tea'yla görüşebilir miyim?
Escondidas en esta habitación, hay cuatro pistas que le acusan de haber asesinado a Taya. Incluyendo, como muestra de su desprecio por la policía, el arma del crimen.
Bu odada saklanmış, seni Tea'nın katili olarak gösterecek olan dört ipucu var, ve buna polisi son kez küçümseyeceğini gösteren cinayet silahının kendisi de dahil.
El otro está aún en el pie de Taya.
Diğeri, söylememe gerek yok ama, Tea'nın ayağında.
¡ Pobre Taya!
Zavallı Tea.
Pobre Taya, ¿ eh?
Zavallı Tea mı?
Es barro. De la tumba del jardín.
Tea'nin bahçendeki ilk mezarından gelen toprak.
Supongo que la otra pestaña estará en el ojo de Taya.
Sanırım diğer kirpik zavallı Tea'nın göz kapaklarından birinde.
Supongo que querrá saber qué es de Taya.
Öncelikle Tea'ya ne olduğunu öğrenmek isteyeceğini sanıyorum.
¿ Quiere telefonear a Taya?
Tea'yı aramak ister misin?
Pon la orquestación... Pon la orquestación... de "Tea for Two."
İki Kişilik Çay'ın orkestrasyonunu getirsene oradan.
Tenemos una reunión mañana con la Imperial Tea Company no con la estúpida policía.
Yarın, lanet polis yerine, İmparator çay şirketiyle görüşecektik.
Ella es una tea.
Delidoludur o.
Incéndiate como una tea aunque sea un instante.
Meşale gibi yan bir an için bile olsa.
Sí, el salón de té ruso.
Yani Russian Tea Room'a.
Este té helado me hace mareado.
Ice tea başımı döndürüyor biliyorsun.
Este helado es el té es de...
Bu Ice tea aslında..
Petróleo, vaya. A lo mejor tú lo conoces por "oro negro" o "té de Tejas"
# Oil that is Well, maybe you call it black gold or Texas tea
Yo me tomaré un Long Island. Gracias. Muchas gracias.
Long island ice tea lütfen, Çok teşekkür ederim.
¿ Qué lleva un Long Island?
Long island ice tea'ye ne koyuluyordu Rita?
Llamé a todos los hoteles de Ocho Ríos : "¿ Qué demonios es un Long Island?".
Ocho Rios'taki her oteli aradım. Long island ice tea'nin ne olduğunu öğrenmeye çalıştım.
De la Fiesta del Té de Boston, a la March of Dimes.
"Boston Tea Party" den ( * ) March of Dimes'a ( * ) kadar.
Los muertos son el Dr Landon Prince de Scranton, Pennsylvania, el Dr Dale Gayhart de Nueva York y el Dr Buchanon de Tea Neck, Nueva Jersey.
Ölen kişiler ; Scranton, Pennsylvania'dan Dr. Landon Prince,... New York'tan Dr. Dale Gayhart ve Tea Neck, New Jersey'den Dr. Harvey Buchanon.
Puedes olvidarte de Icy Tea y Scoopy Scoopy Dog Dog.
"Icy Tea" ve "Scoopy Scoopy Dog Dog" u unut gitsin.
Una taza de té!
A cup of tea
Sobre el cielo azul y el té para dos
# About a sky of blue-a, or a tea for two-a,
Es coñac, no té.
It's cognac, not tea.
Caminad conmigo sobre Itiashup.
Benimle tea-Ash'ta yeniden yürüyün.
uno de ellos pidió un Snapple, ( = marca de té helado ) y tuve que girarme para abrir la nevera.
Biri Ice Tea istedi ben de buzdolabını açmak için arkamı döndüm.
Ah, ¿ sabe lo de Taya?
Oh, Tea'yı da biliyorsun, öyle mi?
- Iced Tea.
- Buzlu çay.
Quiero darles las gracias a mis invitados, Téa Leoni...
Tea Leone, Beck Dixie piliçleri! Konuklarıma teşekkür etmek istiyorum.