Translate.vc / Spanish → Turkish / Templeton
Templeton translate Turkish
313 parallel translation
Debemos ir a ver a Fay Templeton antes de que actúe.
Hadi, gitmemiz gerekiyor. Başkası kapmadan Fay Templeton ile görüşeceğiz.
- Fay Templeton no está mal.
- Fay Templeton, fena değil.
- Y él influye sobre Fay Templeton.
- Bayan Templeton üzerinde epey etkisi var.
- Tú te ocupas de él, y yo de Fay.
- Sen Erlanger'e yanaş, ben de Templeton'a.
No se enfrenta a una estrella así. Te acercas con mucho tacto.
Bayan Templeton gibi bir yıldızı sıkıştıramazsın, sadece nazikçe yaklaşırsın.
Si me deja ver a la Srta. Templeton, tendrá entradas para mi nueva obra.
Eğer beni Bayan Templeton ile görüştürürseniz ben de size sonraki gösterimde yer ayarlarım.
- ¿ Y el camerino de la Srta. Templeton?
- Bayan Templeton'ın soyunma odası nerede?
Le diré qué haré : me ocuparé de que Fay reciba sus flores.
Sana ne yapacağımı söyleyeyim, Bayan Templeton'a çiçeklerini vereceğim.
La Srta. Templeton nunca vio su obra.
Bayan Templeton senin gösteriyi izlememiş.
No me malinterprete, Srta. Templeton.
Beni yanlış anlamayın Bayan Templeton.
Perdón por interrumpirla, Srta. Templeton pero quisiera darle mis flores, a mi modo.
Böyle izinsizce daldığım için özür dilerim Bayan Templeton ama kendi çiçeklerimi kendi bildiğim şekilde takdim etmek isterim.
Srta. Templeton, puedo escribir sin nada, salvo un lápiz.
Bayan Templeton, kalemim olsun da her şekilde bir şeyler yazarım.
Está siendo modesta, Srta. Templeton.
Çok alçakgönüllüsünüz Bayan Templeton.
- Srta. Templeton, no puede...
- Bayan Templeton, beni biraz...
Perdón, Srta. Templeton, No me di cuenta quién era.
Özür dilerim Bayan Templeton, siz olduğunuzu anlayamadım.
- Gracias, Srta. Templeton.
- Teşekkür ederiz Bayan Templeton.
Le gusta, Srta. Templeton, ¿ no?
Hoşunuza gitti Bayan Templeton, değil mi?
¿ Qué pasó con Fay Templeton?
Fay Templeton işi nasıl gitti?
¿ Dudas respecto de tener a Fay Templeton en tu obra?
Fay Templeton'ı gösterine alma konusunda tereddütlerin mi var?
¿ Por qué te preocupa tanto Fay Templeton?
Fay Templeton hususunda neden bu kadar endişelisin?
Piensa lo que significa para ti tenerla en tu obra.
Gösterinde Templeton gibi yıldız bir ismin sana kazandıracaklarını bir düşünsene.
Esta noche le di tu canción a Fay Templeton.
Senin şarkını bu gece Fay Templeton'a verdim.
- Le di tu canción a Fay Templeton.
- Şarkını Fay Templeton'a verdim.
- ¿ Es Templeton 89970?
- Templeton 89970 mi?
Además, es una fiesta de bienvenida para el único hijo de lord Templeton.
Lord Templeton'un tek oğlu yani varise hoş geldin partisi bu.
Sé con exactitud cómo se siente el joven Templeton.
Genç Templeton'un nasıl hissettiğini biliyor olmalısın.
Templeton me necesita más de lo que yo lo necesito a él.
Templeton'un bana çok ihtiyacı var.
Si fuera mujer, me gustaría más Carson que Euan Templeton.
- Ben kadın olsaydım Euan Templeton yerine Carson'ı tercih ederdim.
"Soldado el honorable lord Templeton, E.J. ; número 6139".
"Er Saygıdeğer Lord Templeton E.J., 6139 numara."
Sólo me preocupa la idea... de que lord Templeton se vea envuelto en algo desagradable.
Sadece düşünülecekler hakkında endişelenmiştim... Lord Templeton kendini hoş olmayan bir durum içerisinde bulabilir.
Le diré a lord Templeton quién es.
Lord Templeton'a kim olduğunu söyleyeceğim.
No quiero que hables con lord Templeton.
Lord Templeton ile konuşmanı istemiyorum.
Ni por Euan... ni por lord Templeton.
Ya da Euan'ın uğuruna hatta Lord Templeton'ın uğuruna.
Digo, Londres, una casa grande, ser lady Templeton.
Yani Londra'da büyük bir evde, Leydi Templeton olmak.
Escoces on the rocks para la Sra. Templeton y bourbon para mi y un vaso de agua.
- Tamam. Bayan Templeton'a buzlu viski, bana da viski,... yanında biraz su olsun.
Mi nombre es Templeton y ella es la Sra. Templeton.
Benim adım Templeton ve bu da Bayan Templeton.
Se algo sobre ud., Sra. Templeton.
Hakkınızda bildiğim bir şey var, Bayan Templeton.
Este es el peor clima que haya visto en su vida, Sra. Templeton.
Hayatınız boyunca görüp görebileceğiniz en kötü hava bu, Bayan Templeton.
A su salud, Sra. Templeton.
Sağlığınıza, Bayan Templeton.
Me pregunto si todavia no sabemos valorar nuestra suerte, no cree ud?
Sanırım şükretmeyi öğrenemedik, değil mi Bay Templeton?
Alguna vez ud. fue atrapado por el frio alla afuera, Sr. Templeton?
Hiç soğuğa yakalandınız mı, Bay Templeton?
Si, ya saben, el tren deteniendose esta noche, en una tormenta, esto... Siento como si yo hubiera estado aqui antes, Mr. Templeton.
Böylesine fırtınalı bir gecede trenin durması,... sanki o anı tekrar yaşamışım gibi hissettirdi, Bay Templeton.
Exactamente eso, Sra. Templeton.
Haklısınız, Bayan Templeton.
Faith Templeton.
Faith Templeton.
La Srta. Templeton quiere ver a los de ventas, textos y gráficos.
Pazarlama, metin ve grafik Bayan Templeton'un bürosuna.
Soy Carol Templeton, de Bracket, McGalpin Gaines.
Ben Carol Templeton, Bracket, McGalpin ve Gaines'den.
Srta. Templeton, usted no lleva mucho con nosotros.
Bayan Templeton, siz bu işte daha yeni sayılırsınız.
- Tranquilo. He tenido una mañana muy dura por culpa de esa Carol Templeton.
O korkunç Carol Templeton yüzünden zaten zor saatler yaşadım.
¿ Y qué pasa con la Srta. Templeton?
Peki, Bayan Templeton'a ne söylensin?
Carol Templeton, por favor.
Carol Templeton, lütfen. Jerry Webster görüşmek istiyor.
Carol Templeton tenía razón.
Carol Templeton haklıymış.