Translate.vc / Spanish → Turkish / Ter
Ter translate Turkish
1,951 parallel translation
Estoy sudando líquido cefalorraquídeo.
Burada kıçımdan ter akıyor.
Entonces, ¿ qué hay de malo en su relación?
Peki, ilişkisinde ter giden ne var?
- Estoy toda transpirada.
- Kan, ter içerisindeyim.
Me desperté sudando.
Ter içinde uyandım.
Me despertaba sudando y temblando.
Titreyerek ve ter içinde uyanırdım.
Bien, el sudor en el borde es de Doug Benson.
Siperlikteki ter Doug Benson'ın.
Sudor. Y un poco de sangre.
Ter ve biraz da kan.
Trabajé en mi trasero.
Kıçımdan ter gelene kadar çalışmıştım.
- ah, estadisticas y, y...
Bence istetistikler kan ter içinde kalmanın yerini tutmaz ve...
- Maldición tu sudor.
Niye kan ter içinde kaldın lan sen?
¿ Ves esto que parecen ser líneas curvas, pero sin glándulas sudoríparas?
Burayı görüyor musun kabarmış? Ama burada ter bezi yok.
A Dale se le ponen las manos sudorosas y el sudor es un gran electrolito.
Dale'in avuçları terliyor, ter de çok etkili bir elektrolittir.
Bueno, Papá parece que tu "dur" se ha convetido en "ter".
Baba. Görünüyor ki isteklerin yerine geldi.
Estás caliente y sudorosa... ¿ tienes fiebre?
Resmen yanıyorsun, ter içinde kalmışsın. Ateşin mi var?
- Él simplemente no parece un policía, esta sudoroso y es raro..
Gerçekten bir polis gibi görünmüyor, ter kokulu ve tuhaf.
¿ Creen que no sé que hace ocho años que ustedes tienen pesadillas todas las noches?
Bu sekiz yıl boyunca, her birinizin geceleri ter içinde uyandığınızı bilmediğimi mi sanıyorsunuz?
Anduve como mosca azul.
Resmen kıçımdan ter geldi.
Parece que fue tan reciente, la última guerra, y por haber estado allí, querida, haber luchado en ese espectáculo encantador, puedo decirte que sueño con ello casi todas las noches.
Son günlerde savaş olayı falan ama ben ordaydım canım orda gerçekten çok ter döktüm Nerdeyse her gece bunu hayal ettim
Y mas encima huele mal!
Ve herşeye ek olarak TER KOKUYOR!
Huele mal.
Ter kokuyor!
Además, el olor a sudor aquí dentro está llegando a niveles espantosos.
Diğer konuların dışında, içerideki ter kokusu feci boyutlara ulaşacak.
No, pero viven en el rancio sudor de una cama pringosa, cociéndose en corrupción, entre caricias y lujuria... en una pocilga asquerosa.
Evet ve bütün bunlar niçin? Nerede yaşamak için? Yağlı, pis ter kokuları içinde bir yatağın, alçalıp çamura batmak için,
Está sudando y sin aliento.
Kan ter içinde, soluk soluğa Hamlet'im.
No estaba a punto de renunciar 12 años de gotas de sangre sudada
12 yıl boyunca epey ter dökmüştüm.
Me rompo el lomo en la cancha desde que tenía nueve años.
Dokuz yaşından beri sahada ter döküyorum.
La gente sin hogar huele, principalmente, a excremento humano, sudor, orina.
Evsiz insanlar esasen insan dışkısı gibi kokarlar ter, idrar.
O, si una gota de sudor cierra el circuito, entonces : ¡ boom!
Ya da diyelim ki, bir damla ter devreyi birleştirir, sonra da...
Deja la transpiración a los polis.
İşin ter dökme kısmını polislere bırakalım.
Bueno, no estoy transpirando, pero...
- Ter dökmüyorum ama...
Cariño, estás sudando como una jarra de agua helada.
Sicim sicim ter döküyorsun, canım.
- Déjelo maldecir por estar alli, señor.
Biraz ter dökmeye mi bıraktınız efendim? Evet öyle.
Oye, mancha de sudor. ¿ Cómo te va con tu novia, ahora que viven juntos?
Ter lekesi! Aynı eve taşındığınızdan beri kız arkadaşınla aran nasıl?
Cerveza, orina, vómito...
Bira, sidik, ter, kusmuk...
Cooper sólo será un combate de calentamiento... antes de pelear contra ese oso feo, Sonny Liston.
Cooper, Sonny Liston denen, o büyük ve çirkin ayıyla karşılaşana kadar bir nevi ter atma idmanı olacak.
Acabamos sudando.
Ter boşaltıyoruz.
Y con sudores fríos. ¿ Estoy sudando frío?
Ve ter bastı. Öyle mi, baksana bir?
No parece una que le gusten las viejas canciones.
Eski şarkılarla ter atacak birinin yapacağı bir şey değil.
O sudar bajo el viejo.
Ya da eski adamın altında ter atacak birinin.
Cuando la sangre y el sudor están impresas juntas en papel, el escritorio se convierte en una cama, y la oficina en una casa,
Kan ve ter bir kağıtta birlikte olduğunda,... masa yatak olur ve ofis bir ev.
Me he despertado bañado en sudor, Lizzie pensando en ti en la bañera.
Gece yarısı ter içinde uyandım, Lizzie. Seni bu banyoda düşünüyordum.
¿ Y por qué llegas sin aliento y sudoroso?
Neden her yerin ter içinde ve nefes nefesesin?
Bueno, cuando tengas un segundo ¿ podrías encontrarte conmigo en el garaje, Ter?
Müsait olduğun da garaja gelebilir misin Terr?
Están aterrorizados, Ter.
İkisi de ölümüne korkuyor demek istiyorum Ter. İkisi de daha çocuk.
- Pete Campbell se pondrá nervioso.
- Pete Campbell'a ter basmıştır şimdi.
ese año si que olía mal y mi mamá no me dejaba usar desodorante.
O sene korkunç bir ter kokum vardı ve annem deodorant sürmeme izin vermiyordu.
Mi metabolismo es lo que me hace sudar asi que, necesito un poco de aire.
Metabolizmam beni ter içinde bıraktı, ondan biraz hava almalıyım.
Este fondo....
Gerçekten kıçımdan ter aktı
Lo siento, sólo trato de quitar un poco de presión.
Özür dilerim sadece biraz ter atıyordum.
"Oh, está muy caliente aquí porque recién compramos esa nueva estufa y... estamos sudando, y nuestras manos están todas resbalosas... y por eso no logramos que el castillo de cartas se mantenga en pie"
Ellerimiz ter yüzünden kayganlaştı....... ve bu yüzden kağıttan yaptığımız ev sürekli yıkılıyor. "
# Tranquilo de día y luego de noche... #
* Gündüzleri takıl, ama akşamları * * ter dök, haydi kızlar *
- Izzie, no ter- -
- Izzie, olmayacaksın.