Translate.vc / Spanish → Turkish / Toot
Toot translate Turkish
100 parallel translation
No tan elegante como el Ritz, pero no es caro.
Toot Schors kadar ucuz değil belki ama sanırım fiyatını uygun bulacaksın.
Pitazos Dulces, Pitazos Dulces
# # Toot sweets, toot sweets
El pitazo de una flauta que sabe a fruta
# # The toot of a flute with the flavour of fruit
Los Pitazos Dulces Suenan a cómo son
# # Toot sweets sound like what they are
¿ Toot-toot-toot-toot?
Dıt-dıt-dıt-dıt.
La señal de ocupado es toot... toot... toot... toot.
Meşgul sinyali böyle. Dıt... dıt... dıt... dıt.
¡ También me gusta "Otto" porque es "Toot" vuelto del revés!
Otto'yu sevmemin bir sebebi de harflerin yerini değiştirince toto olması.
¡ Muy bien, uno, dos, tres, toot!
- Pekala. Bir, iki, üç.
- Hola, Toot.
Hey, Toot.
¿ Crees que alguna vez saldremos de aquí, Toot?
Sence hiç buralardan kurtulabilecek miyiz, Toot?
Eres el único con quien puedo hablar. ¿ Sabías?
Konuşabildiğim tek kişi sensin. Bunu biliyor musun, Toot?
¿ Porque todo se ve tan oscuro?
Neden her şey bu kadar siyah, Toot?
Toot, pone a los niños en el auto.
Toot, çocukları arabaya bindir. Sağ olasın, kardeşim.
Ya rezaste bastante por un día.
Haydi, Toot. Bir günlük yeterince dua ettin.
Estáte quieto, Took.
Sessiz ol, Toot.
Oye, Toot.
Hey, Toot.
- Sí y es difícil mantenerse serio cuando Toot está de bromas.
Toot, idamlık gibi davranırken ciddi görünmek çok zordur.
Ecstasy, toot.
Ecstasy, hap.
Pat y yo vamos a ir a cenar a Shor.
Pat'le akşam yemeği için Toot Shor'a gideceğiz.
Toot toot!
Düt, düt!
Lo siento Comisionado, era Lulú.
Üzgünüm komiser, O Toot'tu işte.
Disfrutábamos la comida que habíamos ganado, pero Lulú se la tragaba como una bestia de primer nivel.
Hepimiz kazandığımız yemeklerden mutluyduk. Ama toot sanki bir koca bir canavar gibi hepsini yutuyordu.
Trabajé en Lulú con esa lipoaspiradora por horas pero sin resultado.
Toot'un üzerinde yağ çekme makinesi ile saatlerce çalıştım, ama hiç bir etkisi olmadı.
Cuando le enseñé a Lulú a vomitar cada pedazo que comía, jamás imaginé que algo malo fuera a pasar.
Toot'a yediği her bir şeyi çıkartmasını gösterirken bu kadar kötü bir şey olacağını düşünemedim.
Hola, Soy Lulú D'Cartón.
Merhaba, ben Toot Brownstein.
E interpreto a Lulú D'Cartón en el reality show "La Casa de los Dibujos"
Drawn together televizyon şovunda Toot Braunstein karakterini oynuyorum.
Esta es Tu tu, ella interpretó a Tom Tom en el equipo de Tarzan
Bu toot toot. Genç tarzon'ın eko-maceralarında Tum Tum'ı oynamıştı.
Anímate, Tu tu, toma mi helado.
Neşelen, toot toot. Dondurmamdan al biraz.
Bart esta llenando un vacío emocional en Tu tu.
Bart'ın toot - tootu duygusal olarak tatmin ettiği açık.
Mira Tu tu estoy usando esta piedra como herramienta.
Toot - toot, bak! Bu kayayı bir alet olarak kullanıyorum.
Disculpe Sra Tu, voy hablarle de madre a madre
Affedersiniz, bayan Toot fakat sizinle özel olarak konuşmak istiyorum.
Marge, Tu tu y tu hijo escaparon.
Marge, Toot - toot ve oğlu kaçtı.
La parte más alta de la iglesia de Springfield.
Toot - toot, Bart'ı, Springfield'ın en yüksek noktası olan yeni çan kulesine götürdü.
El esta orgulloso de ser el hijo de Tu tu
O da Toot toot'un çocuğu.
Tu tu tengo algo para ti.
Toot - toot, sana bir sürprizim var.
Toot toot..
Toot toot...
Creo que Toot no ha conseguido venir.
Sanırım Toot yetişemedi, ha?
Creo que Toot prefiere beber antes que presentar sus condolencias.
Toot başsağlığı sunmak yerine, içmeyi tercih eder sanırım.
- Oh, Toot.
- Toot.
Toot no ha cambiado mucho.
Toot çok değişmedi, di mi?
Toot no está en condición de señalar culpables.
Toot kimseyi suçlayacak durumda değil.
¿ Toot?
Toot!
Toot está bebiendo, ¿ sabes?
Çok içiyor, malum.
Kent Baffler, yo, Toot, Papa Joe y Skip Stockwell éramos la Pandilla de Westend.
Kent Baffler, ben, Toot, Pope Joe ve Skip Stockwell... Batı Yakası Çetesi'ydik.
- ¿ No era Toot?
- Toot değil miydi?
Las trompetas reales Siempre tocan por mí
# # In every foreign strand I land, the royal trumpets toot me
Toute de suite, y no hablo del caramelo Toot Sweet...
Hemen gel.
Hey. Toot-Toot, \ ~ si usted sabe lo que quiero decir.
Ağzıma layık olmalı, anlarsın ya.
¿ No es así Lulú?
Biz seni hala seviyoruz, değil mi Toot?
La pobre Lulú se sentía gorda y triste.
Zavallı toot şişman ve üzgün hissediyor.
Lulú,
Toot.