English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Town

Town translate Turkish

1,185 parallel translation
Y tenía pruebas que conectaban a Kyle con Carla Town.
Kyle'in Carla'yı öldürdüğüne dair delili vardı.
¡ Jordan, queda arrestado por conspiración en el asesinato de Carla Town y Nicholas Spikings!
Jordan, sizi tutukluyorum Town ve Spikings'i öldürmeye azmettirmekten.
EI asesino de Carla Town está muerto.
Carla Town'un katili öldü.
¿ Penetró el asesino en la Casa Blanca con idea de matar a la Srta. Town?
Katil Bayan Town'u öldürmek üzere mi Saray'a girdi?
We live in a small town.
Biz küçük kasabada yaşıyoruz.
The whole town knows...
Tüm kasaba...
He hasn't just insulted me, but this whole town!
O henüz benim onurumu kırmadı, ama tüm kasaba!
Entendiendo que a partir de este día, Esta zona de Fort Stockton, Se conoce como China Town.
Çin Kasabası olarak değiştirdiğimi ilan ediyorum.
¿ Te parece que Party Town me devolverá el depósito?
Party Town depozitimi verir mi dersin?
Party Town.
Party Town.
Nos dijo que consiguió su traje en Party Town.
Kıyafetini Party Town'dan aldığını söyledi.
West Town es estupendo.
West Town harikadır.
Todos estábamos impresionados, hasta que escribió que su estreno fue en Candide, y todos sabemos que fue On the Town.
Bay Bernstein, Broadway'e ilk kez Candide'le çıktığını söyleyince şaşırmıştık. "On The Town" la olduğunu biliyorduk.
Los mejores carros están en las tiendas de Foodtown.
En iyi alışveriş arabaları Food Town'da.
Bueno... tal vez si utilizan el decorado de "Our Town" del año pasado.
Ama geçen sene oynanan "Our Town'un" setini kullanırlarsa...
- Soy de Ciudad del Cabo.
Aslen Cape Town'da doğdum.
Quiero volver a Ciudad del Cabo.
Cape Town'a geri dönmek istiyorum.
Vale, aquí tenemos otro : " Piso amueblado en un antiguo adosado.
" Old Town'da mobilyalı ev.
Kilt Town Norte.
Yukarı Etek Kasabası.
Estaré con mis amigas el sábado en Townline Beach.
Cumartesi günü arkadaşlarımla Town Line kumsalında olacağım.
- "Mongolia Town", cuna del Motown.
Hayır, hayır. Moğolistan Town - Motown melodisinin merkezi.
Es un coche gris, nuevo modelo.
Neyse, dinleyin. Gri bir Town, yeni model.
Un tipo que fue derrotado en Vietnam, estudió derecho en Georgetown y se convirtió en un cínico. ¿ Me equivoco?
- Vietnam'da yaralandı sonra George Town Adliyesine gitti ve avukat olup çıktı.
Fue el número 67 de su promoción en Georgetown
- Binbaşı bu doğru değil mi? - George Town'daki sınıfında 67. sıradaymış efendim.
¿ Quién viene a una fiesta en esta zona en un Town Car?
Town Car'da mezbahan kısmındaki partiye kim benimle gelir?
Bueno, la Asamblea se ha convenido y me han llamado a Charles Town.
Meclis toplanıyormuş. Beni çağırıyorlar.
¿ Vamos a ir a Charles Town?
- Charles Town'a mı gidiyoruz?
Querido Thomas : A pesar del paso del tiempo me parece que apenas ayer nos vimos por última vez en Charles Town.
Sevgili Thomas, Mevsimler geçti ama Charles Town'da sizinle olan son görüşmemiz daha dün gibi.
Me escribió la tía Charlotte diciéndome que cerró su casa en Charles Town y se mudó a su plantación en el Santee.
Charlotte teyze mektubunda Charles Town'daki evden ayrılıp Santee'deki çiftliğine taşındığını yazmış.
Es una isla de esclavos libres al norte de Charles Town.
Charles Town'un hemen kuzeyinde bir özgür köle adası.
Capturó a más de 5000 soldados en Charles Town.
Charles Town'u alırken 5.000 askerimizi ele geçirdi.
También le enseñó todos los caminos de aquí a Charles Town.
Burayla Charles Town arasındaki her patikayı da öğretti.
Sus victorias en Camden y Charles Town fueron perfectas. Perfectas.
Camden ve Charles Town'daki zaferleri mükemmeldi.
Luego, la mitad de los puentes de aquí a Charles Town, quemados.
Sonra Charles Town'a kadar bütün köprü ve gemilerin yarısı yakıldı.
Estàn pasando "Pueblo Sin Piedad" en el cine.
Town Without Pity sinemada oynuyor.
Fue divertido tocar'Career Opportunities'en el Shea Stadium porque, ¿ quién se lo hubiera imaginado 4 años antes, que estaríamos tocando en el Shea Stadium?
Career Opporunities'i, Shea Stadı'nda çalmak garipti çünkü dört yıl önce Camden Town'da onu yazarken... Shea Stadı'nda çalacağımızı akıl edebilir miydik ki?
Tienen 60 km de camino libre, salvo James Town.
James Town haricinde tam 60 kilometre boyunca yollar temiz.
No hay policías hasta James Town.
James Town'a kadar polis yokmuş.
- Sí. Qué tal si vamos a pasear caminamos un rato y luego haremos algo.
Bence West Town'a gidip, yeni yapılan sitelerin orada arabamı falan deneyelim.
Aquí estamos caballeros "Danvers Town Hall"
Danvers Belediye Binası.
Él regresará hacer el bien en el Pueblo del Juguete probablemente.
Büyük ihtimalle Toy Town'a geri döner.
'Esperando la entrega de premios la poroxima semana? '
Önümüzdeki hafta yapılacak olan Town Hall ödül seremonisini dört gözle bekliyor musunuz?
Burton logrará su premio en el Town Hall.
Burton, ödülünü Town Hall'da alacak.
... es su paseo en auto por China Town.
Çin MahaIIesinden geçerken yaptığı yoIcuIuk bu.
- ¿ Y qué le pasa al Lincoln?
Town Car'ın nesi var?
- No me gusta conducir el Lincoln.
Town Car'ı kullanmıyorum.
Amigos inseparables.
"On the Town" daki gibi.
HOMBRE URBANO AGENCIA DE ACOMPAÑANTES CALLE 15 OESTE, 26 MARTES, 27 DE FEBRERO
Man About Town Eskort Servisi 27 Şubat Salı
Alguien robó su tarjeta de crédito y la usó para reservar el acompañante en Hombre Urbano.
Birisi kredi kartı numarasını çalıp Man About Town'dan eskort kiralamış.
No sé por qué se llamaba Rehearsal Rehearsals, pero siempre me pareció que tenía connotaciones judías.
LONDRA, CAMDEN TOWN'DAKİ PROVA PROVA EVİ, HAZİRAN 1976 Neden Prova Prova Evi dendiğini bilmiyordum fakat hep bir Yahudi icadı olduğunu düşünüyordum.
Pero mientras, estoy trabajando en Food Town.
Ama şu anda Food Town'da çalışıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]