Translate.vc / Spanish → Turkish / Tropical
Tropical translate Turkish
742 parallel translation
Aire tropical y sol.
.. olduğu uzun bir okyanus yolculuğuna ihtiyacı var.
He navegado el Bounty por más de 27000 millas y creen que llegamos a una isla paradisíaca un lugar tropical para tomar festejar, cantar y dormir.
Bounty'yi 27,000 mil getirdim ve siz cennete geldik sanıyorsunuz yemek, müzik ve uykudan başka bir şey olmayan bir yere.
Cuando te sientes bien por dentro, sale como el viento tropical.
Keyfin yerindeyse, alize rüzgârı gibi çıkıverir ortaya.
La Sra. Holland sufrió una fiebre tropical... muy severa.
Bayan Holland çok şiddetli, tropik bir ateşli hastalığa yakalandı.
A lo mejor es un uniforme tropical como el que lleva el General MacArthur.
Belki tropikal bir üniformadır, General MacArthur'un giydiklerinden.
Mientras se moría de frío, Pablo tenía un ardiente deseo : Pasar el resto de su vida en una playa tropical.
Pablo'nun tek arzusu hayatının geri kalanını tropik bir kumsalda geçirmekti.
Yasí, con el sol cálido y tropical poniéndose lentamente al oeste... dejamos al pequeño Pablo, un ave en el paraíso... la viva imagen de la salud con su nuevo bronceado.
Güneş batıda yavaşça batarken küçük Pablo'yu bu cennette bırakıyoruz. Yeni esmer giysisiyle birlikte.
Nos vi en un barco, contemplando el mar y las estrellas... en una playa tropical, a la luz de la luna, bajo las palmeras.
Bir geminin küpeştesine yaslanmış, denize ve yıldızlara bakarken gördüm ayışığında, tropikal bir kıyıda dururken üstümüzde palmiye ağaçları hışırdarken.
Quiero el resultado de la cuarta carrera en el Tropical Park.
Tropical Park'taki dördüncü yarışın sonucuna bakmak istiyorum.
Clima tropical, todo...
Gerçek palmiyeler ve okyanus!
Tengo un hermano pequeño que vino hace cinco años a pintar una luna tropical.
Erkek kardeşim Tropiklerdeki ayın resmini yapmak için beş yıl önce buraya gelmişti.
¿ Una nueva clase de jugo tropical?
Orman meyveleri mi?
No tendrá ningún jugo tropical en ese destructor, señor Roberts.
Destroyerde orman meyvesi bulamazsınız, Bay Roberts.
¿ Por pedirte que te reúnas con una jovencita... en una hermosa noche tropical?
Genç, hoş biriyle nefis bir tropikal gecede... buluş dedim diye mi?
Una especie de flor tropical
Bir tür tropikal çiçek.
- Un pez tropical muy exótico.
Çok ender bulunan bir tropikal balık.
Montañas imponentes, playas de oro blanco... cocoteros y sol tropical caliente.
Heybetli dağlar, beyaz altın rengi sahiller Hindistan cevizi ağaçları, ve kavurucu güneş.
Mañana partirá a la Escuela de Medicina Tropical en Amberes.
Yarın Antwerp'teki Tropikal Tıp Okuluna gideceksin.
¿ Por qué tendría que perder todos estos meses aquí después de los intensos cursos en medicina tropical?
Tropik tıp üzerine hararetli çalışmalarınızdan sonra... neden o kadar ayı burada geçiresiniz ki?
En la Escuela de Medicina Tropical Madre Marcella me dio la oportunidad de mostrar humildad...
Tropik Tıp Okulunda... Rahibe Marcella gerçek tevazu göstermem için bana bir şans sundu...
Le dije que estabas a salvo en una isla tropical y ahora me haces quedar mal.
Mektubumda tropik bir adada güvende olduğunu söylemiştim. Şimdi burada, yanımdasın.
Una extraña enfermedad tropical.
Garip tropikal hastalıklardan birine yakalandı.
Y todo por tu culpa y tu sangre tropical.
Neden, sırf sen sıcakkanlısın diye.
Roger, volé 800 millas a un paraíso tropical para tomar leche caliente y mantequilla.
Roger, sıcak süt içmek ve tereyağı yemek için bir tropik cennete 1280 km. Uçtum.
Después perdió otro año a causa de una enfermedad tropical.
Sonra tropik bir hastalık yüzünden bir sene kaybetti.
Tengo al Dr Bigrave aquí. Ha chequeado con Medicina Tropical.
Yanımda Tropikal Tıp Birimi'nden Dr. Bigrave var.
- Mañana en "La Tropical" a mediodía.
- Yarın öğlen Tropicana'da.
La Gran Mormón ( Papilio Memnon ) es una mariposa de origen tropical aclimatada a Japón.
Tropikal kökenli Çatal Kuyruklu Nagasaki Kelebeği Japonya'daki doğal ortama uyum sağlamıştır.
La Arrendajo Común de Mikado, y especialmente la Gran Mormón de Nagasaki, son de origen tropical y suponen un ejemplo de especies aclimatadas a Japón.
Çatal kuyruklu kelebekler ;... Çatal Kuyruklu Mikado Kelebeği ve Çatal Kuyruklu Nagasaki Kelebeğidir. Özellikle güney tropikal kökenli Çatal Kuyruklu Nagasaki Kelebeği, Japonya'daki yeni iklime alışmış örnek bir türdür.
Pues bien, es cielo, El estilo tropical
Tropik tarzda bir cennet
Pero sabe tan bien como yo que quienes no están aclimatados al clima tropical no pueden luchar.
Ama elimden gelenin en iyisini yapacağımı bilirsiniz bu adamlar eksik donanımla tropik iklimde savaşamazlar.
La gerencia del Hotel Tropical envia sus cumplidos y espera que disfrute su estadía con nosotros.
Tropikal Oteli yönetimi saygılarını sunuyor ve otelde kalmaktan mutlu olacağınızı umuyor.
Ejerzo medicina tropical, principalmente en África.
Tropikal tıp uzmanıyım. Genellikle Afrika'dayım.
Profesor de Escuela de Medicina Tropical de Londres.
Londra TropiKal Tıp FaKültesi'nde profesör.
Sólo la zona tropical está sin hielo.
Sadece tropik bölge buzsuz.
- En medio de una tórrida y húmeda... jungla tropical china.
- Tropikal Çin ormanının ortasında sıcak, nemli yerde yetişiyor.
El sol tropical había bronceado su cara, dándole un aspecto maravilloso... una expresión poética, de la cual emanaba un aire de grandeza,... una firmeza majestuosa y un sentimiento profundo...
Kavurucu güneşin altında yüzü bronzlaşmıştı. Bu değişim, ona inanılmaz bir güzellik katmıştı. Şiirsel görünüşüyle, etrafına muazzam bir ışık saçıyordu.
Es Tropical o Golacina.
Tropikal ya da Gonosina.
Estas tortugas son de origen tropical.
Bu kaplumbağalar tropik bölgelerde yaşar.
Vive en un paraíso tropical, un sueño caribeño... al margen de la realidad.
Güneş cennetinde, bir Karayip rüyasında yaşıyorlar tek eksikleri, gerçeklik.
Es casi tropical, eso es lo que es.
Neredeyse tropik, aynen öyle.
La tigresa de la jungla tropical.
Tropik bir ormandan gelen vahşi kedi.
No, un cínico tropical.
Hayır, bir tropikal alaycı.
Una isla tropical.
Tropik bir adada.
¿ gen Mercia? EI coco es un fruto tropical.
Hindistancevizi tropik iklimde yetişir.
- Pez tropical.
- Tropikal balıklar.
- Tropical. - Amor verdadero
Tropik.
Toda la población de Tehuantepec participa en este evento. Así es como pasa lentamente esta vida semivegetativa en el viejo Méjico tropical donde los siglos no han cambiado sus costumbres.
Tehuantepec'in tüm insanları yavaş ve sakince... doğayla iç içe yaşarlar.
¿ Quiere ver? "Flama Tropical", "Vengaré a mi abuela",
"Tropik Alev", "Büyükannenin Öcünü Alacağım",
No se puede encontrar un avión pequeño en un bosque tropical.
Yagmur ormanlarinda küçük bir uçagi bulamazsin.
Estás en un velero en la costa de una isla tropical.
Yelkenli bir teknedesin... kapa gözlerini... tropik bir adanın kıyısındasın.