English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Tío

Tío translate Turkish

71,527 parallel translation
Así como tu tío, habría preferido una cabeza.
Amcan gibi ben de kelle tercih etmiştim.
Los colegas del Conde Olaf me secuestraron y ataron a un árbol antes de decirle que los padres nombraron tutor legal al tío, el Dr. Montgomery.
Kont Olaf'ın şürekâsı tarafından kaçırılıp ailenin yasal vasi olarak Dr. Montgomery'yi atadığını size söyleyemeden bir ağaca bağlandım.
No es exactamente nuestro tío.
Yani amca denmez ki şimdi.
Tío Monty, espero, cuando se acostumbren a mí.
Alışınca Monty amca dersiniz umarım.
Por eso, cuando escuchamos que el tío Monty le dice a los niños...
Bu yüzden Monty amcanın çocuklara...
El tío Monty bajará pronto.
Monty amca birazdan iner.
Y su ridículo tío regresará en unos segundos.
O tuhaf amcanız da birkaç saniye içinde dönmüş olacak.
Buenas noches, tío Monty.
İyi geceler Monty amca.
Si existiera, los Baudelaire la habrían usado cuando vieron que el alba los había despertado, y no su tío Monty.
Olsaydı Baudelairelar, onları Monty amcaları değil de doğan güneş uyandırdığında o sözcüğü kullanırlardı.
- ¿ Tío Monty?
- Monty amca?
Eso no cambió lo que sintieron esa mañana los Baudelaire en la sala que su tío había llenado de especímenes y en la cual él mismo era ahora un tipo de espécimen.
Bunu bilmek, Baudelaireların o sabah artık amcalarının da içindeki çeşit çeşit numunelerin arasına katıldığı, özenle dayayıp döşediği odasında yaşadıkları hissi değiştirmiyordu.
Un niño sabelotodo como tú debería ser capaz de deducir que a su buen tío Monty lo mordió una serpiente. Nadie lo asesinó.
Senin gibi çokbilmiş bir veledin, sevgili Monty amcanızı bir insanın değil, bir yılanın öldürdüğünü anlayabilmesini beklerdim.
- El tío Monty murió.
- Monty amca öldü.
Deben sentirse desolados por la pérdida de su tío.
Amcanızı kaybetmek sizi derinden sarsmış olmalı.
Pero el tío Monty es... Era uno de los mejores herpetólogos.
Ama Monty, dünyaca ünlü bir herpetolog...
Es un nombre desacertado. El tío Monty iba a asustar a la Sociedad Herpetológica.
Monty amca, Herpetoloji Derneği'ndekileri korkutmak için adını öyle koymuş.
Esa comida es del tío Monty.
Monty amcanındı onlar.
Los niños perdieron a su tío hoy.
Çocuklar bugün amcalarını kaybettiler.
La Víbora Increíblemente Mortal no mató al tío Monty.
Monty amcayı son derece ölümcül engerek öldürmedi.
Si hubiéramos tenido pruebas, habríamos salvado al tío Monty.
Kanıtı daha önce bulabilseydik belki Monty'yi kurtarabilirdik.
Secretos que su tío Monty había prometido develar y el peligro de estar a gran altura.
Monty amcalarının paylaşmaya söz verdiği sözler ve yerden bu kadar yüksek olmanın getirdiği tehlike.
Años más tarde, recostado en su cama, Klaus Baudelaire se lamentaría por no haberle gritado : "Ese hombre es el Conde Olaf" a su tío en el cine o durante la comida china o bajo la canoa.
Yıllar sonra, Klaus Baudelaire yatağına yattığında sinemada amcasına "O adam Kont Olaf" diye bağırmadığı için sık sık pişmanlık duyacaktı.
Por lo tanto, no pudo haber matado al tío Monty.
Bu yüzden Monty amcayı öldürmüş olamaz.
Es un mentiroso, un asesino y mató al tío Monty.
O bir yalancı, bir katil, Monty amcayı da o öldürdü.
Cuando murió el tío Monty, de inmediato tuvimos nuestras sospechas.
Monty amca öldüğünde anında şüphelendik.
Estábamos seguros de que Stephano había matado al tío Monty.
Monty amcayı Stephano'nun öldürdüğünden emindik.
El tío Monty nos dijo que tenía en su armario muestras de veneno de todas las serpientes letales conocidas por el hombre.
Monty amca, dolabında âdemoğlunun bildiği tüm zehirli yılanların zehirlerini sakladığını söylemişti.
El tío Monty murió.
Monty amca öldü.
Lo escribió el tío Monty.
Monty amcanın el yazısı.
Lamento haber llegado tarde para ayudar a su tío.
Amcanıza yardıma yetişemediğim için özür dilerim.
El tío Monty tenía un catalejo como ese.
Monty amcanın da öyle bir dürbünü vardı.
¿ Qué hacen con los reptiles del tío Monty?
Sürüngenleri nereye götürüyorlar?
Los Baudelaire no tuvieron mucho tiempo con su tío Monty, lo cual estaba mal.
Baudelairelar, Monty'den bu kadar erken ayrılmayı hak etmiyorlardı belki de.
Hola, tío Mike.
Mike Amca.
¿ Vamos a seguir a este tío?
Bu herifi izleyecek miyiz?
¿ Qué coño ha pasado, tío?
Ne oldu oğlum?
Qué va, tío. Yo no lo llevo.
Hayır, ben değilim.
¿ Por este tío?
Bu adam için mi?
No se puede ni chismorrear con este tío.
Seninle de dedikodu bile yapılmıyor.
Dios, ¿ qué haces, tío?
Ne yapıyorsun oğlum sen ya?
Tío, era un mamonazo.
Tam yavşaktı o herif de.
Tío, solo intentaba ver a mi hija enferma.
Ya ben sadece hasta kızımı görmeye gidecektim.
Siento joderte la ilusión, tío listo, pero firmaste la renuncia.
Hevesini kaçırmak istemem zeki çocuk ama feragatname imzaladın.
Eh, tío.
Oğlum ya...
- Déjate de jueguecitos, tío.
- Oyun oynamıyoruz.
¡ Quédate donde estás, tío!
Orada kal, adamım!
¡ No te muevas, tío!
Hareket etme dostum!
Seguro que tienes mucho más que eso, tío.
Bundan daha çok ediyorsundur, adamım.
Todavía vas por ahí sin compañero y el tío que va a hacerse cargo de esto no tiene ni idea
Hala bir partnerin olmadan çalışıyorsun. ve şimdi de polis işlerinden hiçbirşey anlamayan bir...
Ya era chatarra antes de que yo naciera, tío.
Ben doğmadan önce bile çöptü bu, adamım.
Pero, con pesar, les digo que al tío Monty sí le ocurrió.
Baudelaire yetimlerine Sürüngen Odası'nda hiçbir şey olmayacaktı ama ne yazık ki Monty amcaya feci, çok feci şeyler olacaktı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]