Translate.vc / Spanish → Turkish / Tótem
Tótem translate Turkish
229 parallel translation
Mira, sólo para demostrarte que somos tus amigos, te damos este tótem.
Dost olduğumuzu kanıtlamak için size bu totem direğini veriyoruz.
Un tótem.
Bir totem.
Podría meter más cosas... como un tótem que hemos hecho.
İçine çok daha fazla şey koyabilirsin. Benim izci gurubumun yaptığı totem direği nasıl olur?
El hombre aún es un mono. Su credo es aún un tótem.
İnsan hâlâ maymun ve hâlâ toteme tapıyor.
Cates subió a la punta del tótem, y luego saltó pero nadie amortiguó su caída, ni siquiera tú.
Cates totemin tepesine tırmandı ama sonra sıçradı ve orda onu yakalayacak hiç kimse yoktu. Sen bile.
Ya veo el tótem en su mástil.
Ben çoktan direğindeki totemi görmek.
Un lugar poco corriente para un tótem, a menos que sirviera de advertencia.
Bir totem görmek için garip bir yer tabi bu bir uyarı değilse.
Ha encontrado el tótem.
Totem'i buldu.
Es el tótem del Gran Águila.
Bu yüce Kartalın Totem'i.
No veo ningún tótem en alto.
Buralarda dikilmiş totem falan yok.
Le mostraron su espíritu animal, su tótem.
Ona hayvan ruhunu, totemini gösterdiler.
El cree que tótem vivo.
Totem direğini canlı sandı.
Ese tótem está aquí desde siempre.
O totem direği çok uzun zamandır burada.
O alguien de abajo en el tótem social.
Ya da toteme tapan zavallı bir adam...
El tótem humano.
İnsan totemi.
Un tótem de serpiente.
Bir yılan totemi.
Quiero una toma de Ud. con el tótem.
Totemle bir çekim istiyorum.
Ese tótem de lo políticamente correcto, es... una estupidez.
"Söylem olarak doğru" luk totemi... bence aptalca.
Me gusta "La Pascua y el tótem".
Doğudan ve Totem'den hoşlanıyorum.
Venido de Rusia, este albañil jubilado levantó dos torres tótem hechas con cosas recuperadas y traídas en el remolque de su ciclomotor.
Bu emekli duvar ustası Rusya'dan gelmiş ve çöplüklerde bulduğu parçalardan totem kuleler inşa etmeye başlamış. ... ve motosikletine bağladığı karavanında geri getirmiş.
Cada hombre tiene un espíritu animal, llamado "tótem".
Her insanın bir hayvan ruhuna sahip olduğuna inanıyor. Buna totem diyorlar.
¿ Cuál es su... "tótem"?
Onun totemi nedir? - Fare.
Digamos que deseo conocer mi "tótem". ¿ Se llama así?
Totemimin ne olduğunu bilmek istiyorum? Bu şekilde mi söyleniyordu?
Quizá fuera un ídolo, un tótem que utilizan en sus rituales...
Belki de bir puttur yada mezheplerin ayinlerinde kullandıkları bir totem.
Porque después de meses de tener que hacer el trabajo sucio de los demás, finalmente no somos los de más abajo en el poste tótem.
Aylarca buradaki herkesin işini yaptıktan sonra nihayet hiyerarşinin en alt basamağı biz değiliz.
- Vas a ver cuando tenga mi tótem.
- Totemimi alana kadar bekleyin.
Va a ser mi tótem.
O benim totemim olacak.
Cuando uno llega a la mayoría de edad, los grandes espíritus nos revelan un tótem que ayuda a guiarnos a través de la vida.
Her birimiz yetişkin olduğumuzda, büyük ruh bize yaşamlarımızda yol gösterecek totemimizi gösterir.
Kenai, fui a la montaña donde las luces tocan la tierra, y los grandes me han revelado tu tótem.
Kenai, ışıkların yere dokunduğu dağa gittim, ve büyük ruhlar bana totemini gösterdiler.
Tu tótem es ¡ el amor! - ¿ Que?
Senin totemin aşk!
Kenai, el amor es el más preciado de todos los tótem.
Kenai, aşk totemler arasında en değerli olanıdır.
Ya está tan en contacto con su tótem.
Daha şimdiden totemiyle kaynaşmış.
El que su tótem sea la sabiduría no lo convierte en sabio.
Toteminin bilgelik olması bilge olduğunu göstermez.
Yo sentí ¡ igual cuando Tanana me dio m ¡ tótem.
Tanana benimkini verdiğinde ben de aynını hissettim.
Cuando te dejes guiar por tu tótem, la pondrás. - ¿ En serio?
Toteminle yaşadığın zaman olacak.
- ¡ Te tocaba el tótem de los bobos!
- Ahmakların totemini almalıydın.
¡ Estoy siguiendo a mi tótem!
Totemimin yolunu izlemeye çalışıyorum.
Espera un segundo. Tengo que ver ese tótem.
Bir dakika, şu toteme bakıp geliyorum.
¿ Pasarás por encima de la lava por un estúpido tótem de advertencia?
Aptal bir toteme bakacağım diye lavların üzerinden mi atlayacaksın?
- Una orden mística. Cada tótem representa una fase en el viaje de Ra por el cielo.
Her totem, Ra'nın gökyüzündeki seyahatinden bir aşamayı temsil ediyor.
- ¿ El último tótem del Ra-tet? - Correcto.
- Ra-Tet'in son totemi mi?
- Chicos, me gustarías presentarles a Manny, el último tótem del Ra-tet.
Çocuklar sizlere Manny'i tanıştırayım Ra-Tet'in son totemi.
- El tótem del medio día es hombre.
" Öğlen vakti totemler insandır. Tarafsız totemlerdir.
El tótem neutro, el potencial de cada alma humana.
Her insan ruhunun potansiyelidir "
En lugar de eso, busquen un tótem o una marca de alguna clase algo que pudiera decirnos algo de hacia donde ir.
Ya da bir çeşit işaretçi. Bize gideceğimiz yeri söyleyecek herhangi birşey.
Parece uno de los rostros de un tótem.
Totemlerdeki yüzler gibi.
TÓTEM Y TABÚ
TOTEM VE TABU
Es mi tótem.
Bu benim totemim.
Somos un tótem.
Birbirimizin aynısı gibiyiz.
Te toco un tótem bueno.
Seninki iyi bir totem.
Tu tótem.
- Ne?