English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Tünel

Tünel translate Turkish

1,968 parallel translation
Desde la ventana de la galería 38, Si la tormenta no lo arroja del muro, puedes alcanzarlo.
Fırtına onu duvardan aşağı uçurmazsa 38 numaralı tünel penceresinden ona ulaşabilirsiniz.
Están muy lejos de túneles o refugios. Es el momento más peligroso para la pequeña familia.
Artık en yakın tünel ya da kaçış çukurundan çok uzaktalar ve bu, küçük bir ailenin en savunmasız olduğu zamandır.
Temperaturas actuales indican que la cueva aqui en realidad es un túnel.
Sıcaklık ve akıntı bu mağaranın aslında bir tünel olduğunu gösteriyor.
No sabemos si el túnel es estable.
Tünel yeterince sağlam mı bilmiyoruz.
Es el túnel 25.
25'inci tünel.
Borraron este túnel.
İşte, bu tünel haritadan silinmiş.
Borraron este túnel del mapa de Sul.
Bu tünel Sul'un haritasından silinmişti.
Todos los demás salieron antes de que se derrumbara.
Tünel çökmeden evvel herkes dışarıya çıkmıştı.
El túnel está despejado.
Tünel temiz.
¿ El primer túnel mañana!
İlk tünel yarın!
- El túnel se divide en dos
- Tünel ikiye ayrılıyor.
Necesitamos alguna especie de pilar para el túnel.
Tünel için desteğe ihtiyacımız var.
A menos que el túnel reciba su propio soporte, todo se nos vendrá abajo en nuestras manos.
Tünel gerektiği şekilde desteklenmezse hepsi üzerimize çöker.
El túnel, el plan de fuga, todo.
Tünel, kaçış planı, her şey.
Primero, tienes que mantener las vigas del edificio para soportar el túnel mientras subes.
Öncelikle, tünel boyunca yukarı doğru destek eklemeyi sürdürmelisiniz.
Los refuerzos no resistirán, tenemos que conseguir que el túnel esté muy bien reforzado o caerá sobre nosotros.
Destek elemanları çok sağlam olmalı. Tünel gerektiği gibi desteklenmezse, her şey tepemize yıkılır.
El túnel nos lleva a la tierra de nadie.
Tünel yasak bölgeye çıkıyor.
Se hará, el túnel colapsará, y todo terminará con él.
Yağmur devam ederse, tünel yine çöker ve bu da her şeyin sonu olur.
- Lluvia, tierra, túnel, problemas.
Yağmur, çamur ve tünel problemi.
Tú y yo y un hueco oscuro.
Sen, ben ve karanlık bir tünel.
Pasando el muro sur, hay un túnel he acceso que mide unos 280 metros.
Güneydeki duvarı geçince yaklaşık 275 metrelik bir tünel başlıyor.
Tú y la secretaria mantienen todo calmado en la oficina mientras Michael hace el túnel hasta Scylla.
Michael Skylla'ya doğru tünel kazarken siz de burayı idare edeceksiniz.
Hay otro túnel aquí.
Burada başka bir tünel var.
¿ Quizás sea como un túnel o algo?
Belki bir tünel ya da onun gibi bir şey vardır?
Un túnel abandonado, bajo el Hotel Waldorf.
Waldorf Oteli'nin altındaki kullanılmayan tünel.
Detrás de esta puerta debería haber 100 metros de túnel.
Bu kapının ardında 90 metrelik bir tünel olmalı.
¿ Quién está purgando las líneas en el 3?
Üçüncü tünel hattında kim çalışıyor?
Endicott escapó anoche después de hacer un túnel bajo esa cerca y luego matando a una mujer aquí en el estacionamiento antes de huir de la escena.
Endicott, dün gece demir parmaklıkların altından tünel kazarak kaçtı ve olay yerinden uzaklaşmadan önce park alanında bir kadını öldürdü.
Túnel carpiano.
Karpal Tünel Sendromu.
¿ Este tipo hizo un túnel hacia la prisión?
Hapishaneye tünel mi açmış bu?
Hizo un túnel para cada celda.
Her hücreye tünel açmışlar.
Nunca vi a nadie hacer túneles hacia la prisión antes.
Daha önce hiç hapishaneye açılan bir tünel görmemiştim.
El túnel se inundó.
Tünel sular altında.
No que busques diamantes bajo la cama.
Elmaslara bakmak için yatağının altından tünel kazmak istemiyorum.
Más túnel.
Yine tünel var.
- Es túnel desastres semana en NGC.
- NGC'de tünel yıkım haftası var.
Entonces cavó un túnel y escapó de aquí?
O halde tünel kazıp kaçtı öyle değil mi?
Debajo Grandview, hay una serie de túneles, una ciudad debajo una ciudad.
Grandview'ın altında, bir sürü tünel var, kasaba altında kasaba.
Tuve visión de túnel, enfocado en un objetivo.
Hedefe sabitlenmiş tünel görüşüm vardı.
Si, de hecho, hay un tunol que llega al otro estado.
Evet. Aslında yan eve çıkan bir tünel bile varmış.
- ¿ Donde esta?
- Tünel nerede?
¡ No hay un puto tunel aqui abajo!
Burada tünel falan yok.
Estamos buscando un tunel.
Tünel aramıyor muyduk?
El túnel no conduce a ningun lugar.
Her tünel bir yerlere çıkar.
¡ Túnel!
Tünel!
Ala norte, nivel inferior, por el túnel. Allí es dónde ocurre con más intensidad, ¿ sabes?
Güneye doğru, aşağıya, tünel boyunca burası daha kötü olan yer biliyorsun, değil mi?
o podríamos hacer un túnel desde los vecinos. ¿ Qué hacen aquí?
Veya komşunun evinden tünel kazabiliriz.
Hay varios túneles que hay que atravesar para llegar.
Aralarında gidip gelebilmeniz için bir çok tünel var.
Ok entonces alguien vivira aqui a partir de esta noche.
Tatlım, bu gece duvarı delip bir tünel inşaa edeceğiz.
- Porque el túnel va a dar a su garaje.
- Çünkü tünel senin garajına çıkıyordu.
¿ El túnel?
Tünel?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]