Translate.vc / Spanish → Turkish / Uce
Uce translate Turkish
940 parallel translation
Vas a perdonarme si te llamo tres veces.
Üçe kadar sayarsam kızgınlığın geçer mi?
¿ Me perdonarás si te llamo tres veces?
Üçe kadar sayarsam kızgınlığın geçer mi?
Tomen posiciones. A la cuenta de tres.
Üçe kadar sayıyorum.
Contaré hasta 3. Luego podrán matarse el uno al otro.
Üçe kadar sayacağım ve o zaman ateş etmek serbest.
Eso espero.
Peki, aynı anda yapalım mı? Üçe kadar sayıyorum.
Tres contra uno no es bueno.
Üçe karşı bir iyi değil!
- Son las 3 : 00 menos cinco.
- Üçe beş var.
¿ Cuento hasta tres?
Üçe kadar saymamı ister misin?
- Tres contra una.
- Üçe karşı bir.
Lo divido en tres partes.
Üçe ayırıyoruz.
- Tres a uno, ¿ eh?
- Üçe bir ha?
Tres a uno, y te daré el sorteo.
Üçe bir, ayrıca sana beraberliği de veriyorum.
Cuando llegue a tres, dispararemos.
Üçe geldiğinde, ateş edeceğiz.
¡ Tienes tres segundos! ¡ Uno!
Üçe kadar sayıyorum.
Contaré hasta tres.
Üçe kadar sayacağım.
¿ Es bueno que, al dividir el mundo en tres... a él le corresponda una de las partes?
Üçe bölersek dünyayı, üç paydan birini nasıl hak eder bu?
- Son un cuarto para las tres.
# Üçe çeyrek var.
Voy a contar hasta tres, y si aún no lo sabe le volaré los sesos.
Üçe kadar sayacağım, eğer hala bilmiyorsan beynini uçuracağım.
Escucha, voy a contar hasta tres :
Üçe kadar sayacağım.
¡ Voy a contar hasta tres para que se vaya de aquí, después dispararé!
Üçe kadar sayıyorum. Buradan hemen gitmezsen ateş edeceğim!
Te doy hasta tres para quitarte.
- Adam ne yaptığını bilmiyor... - Üçe kadar sayacağım, yolumdan çekilmezsen...
Voy a contar hasta tres.
Üçe kadar sayıyorum.
A la de tres, empiecen a andar.
Üçe kadar saydıktan sonra yürümeye başlayın.
Toma tres.
Üçe geç.
Cuando cuente hasta tres, entrará en un estado de hipnosis profundo.
Üçe kadar saydığımda, derin hipnotik durumda olacaksınız.
Puedo triplicarlos, Sr. Adams, si con eso le ayudo a entenderlo.
Üçe katlayabilirim, Bay Adams, eğer anlamanıza yardım edecekse.
Tres por 10 centavos.
Üçe bir halka, beyler.
- Tres contra uno.
- Üçe bir.
Habría apostado cuatro a uno.
Üçe ve ya dörde bir bahse bile girerdim.
Contaré hasta tres :
Üçe kadar sayacağım.
Tres contra dos.
Üçe iki.
Bueno, yo te lo digo, podría triplicarlo, cuadruplicarlo.
Size şunu söyleyebilirim. Üçe katlayabilirim, dörde katlayabilirim.
- Tres contra uno, Doniphon.
- Üçe karşı bir, Doniphon.
- Son menos cuarto. ¿ Qué quieres?
Üçe çeyrek var. Ne istiyorsun?
¿ No irás a permitir un tres contra uno, incluso si ese uno es Gilhooley?
Koyun! Üçe karşı tek kişi olmaz, bu Gilhooley olsa bile?
- Tres contra dos.
- Üçe karşı iki.
Tres contra tres.
Üçe karşı üç.
Antes de que cuente tres.
Üçe kadar sayacağım.
La triplicaré.
Üçe katlarım.
La estoy triplicando.
Üçe katlıyorum.
Rumbo 3.
Üçe dikkat.
- Contaré hasta tres.
- Üçe kadar sayıyorum.
Pertenezco a la tercera.
Üçe ayrılır.
Cuando cuente hasta tres, vaya rodando hacia la pared.
Üçe kadar sayınca, duvara doğru yuvarlanın.
Tres menos cinco.
Üçe beş var.
¿ Es posible?
Üçe beş mi var?
- Cuento hasta tres.
- Üçe kadar saymak için.
Somos tres contra uno.
Üçe karşı birsin burda.
- Contaré hasta tres. ¿ Preparado?
- Üçe kadar. Hazır? Hazır?
Otros cinco años, y cuando cuente hasta tres y chasquee los dedos tendrá usted cinco años.
Üçe kadar sayıp parmaklarımı şaklattığımda 5 yaşında olacaksın.
Y cuando cuente hasta tres despertará y estará bien.
Üçe kadar sayıp parmaklarımı şaklatınca kendini iyi hissederek uyanacaksın.