Translate.vc / Spanish → Turkish / Uniön
Uniön translate Turkish
1,138 parallel translation
La tribu entera la tuvo en el Fuerte Unión el otoño pasado.
Lanet olsun. Geçen sonbahar Port Union'daki bütün kabile frengiydi.
Cat Chew, Cat Chew, la mejor comida para gatos
Ulaştırma Merkezi Union Yolcu Terminali.
Dile que es la Western Union.
Western Union olduğunu söyle.
Western Union.
Western Union.
Mi tienda está en Unión Square en San Francisco.
Mağazam, San Francisco Union Square'de. Unutma.
La detuvieron en la Union Station con un billete para Chicago,
Onu Union istasyonunda aldı, çantasında Chicago'ya bir biletle.
¡ Un telegrama de Western Union!
Western Union telgrafı.
estabas llenos de mierda en la union y ahora estas todavia mas lleno de mierda.
Saçma sapan konuşuyordun, şimdi daha da saçma sapan konuşuyorsun.
Western Union.
Postacı.
Como en el Union Plaza de Las Vegas.
Aynen Union Plaza, Vegas gibi.
Manhattan, el Bronx, Brooklyn... Syosset, Paramus, East Brunswick, Union, Westchester, Westbury y Norwalk.
The Bronx, Brooklyn, Syosset, Paramus, East Brunswick, Union, Westchester, Westbury ve Norwalk.
Union Station.
İstasyondayım.
CALAMARI UNION
Kalamar Kardeşliği
Tan sólo Western Union y la NSA tienen la lista diaria.
Günlük liste sadece Western Union ve NSA'da var.
Saneamiento, union, corrupcion....
Sağlık önlemleri, rüşvet sendikası
Lo que intento decirte es que... se enteró de que Tony Luna estuvo ocultándose en Wisconsin... y llega esta noche a la ciudad por la Union Station a las 10 : 00.
Tony Luna'nın bir süredir Wisconsin'da saklandığını duymuş, bu gece de saat 10'da Union İstasyonu'ndan buraya geleceğini söyledi.
Tenía una cena en el club Union y después volví al periódico.
Union Kulüp'te yemek randevum vardı, sonra da gazeteye gittim.
El tipo llega el jueves a Union Station.
Perşembe günü Merkez İstasyon'a gelecek.
Viene en el tren No.11 que sale de San Francisco a las 7 : 00 y llega a Union Station a las 4 : 35.
Sabah 7 : 00'de 11 numaralı Amtrak treniyle San Francisco'dan ayrıIıp öğleden sonra 4 : 35'te Merkez İstasyonunda olacak.
Fong, que trabajaba clandestinamente fue secuestrado y asesinado poco después de haber llegado a Union Station.
Devlet sponsorluğunda devam eden gizli FBI operasyonunda görev alan ajan Fong, operasyon dahilinde geldiği Merkez İstasyonu'na ulaşmasından kısa bir süre sonra kaçırılarak öldürülmüştür.
Aquí se unieron las líneas union y Central Pacific.
Merkez Pacific'te ilk birleşme burada olmuş.
Incluso unión 76 ( gasolinera.
Union 76 bile.
Está debatiendo en la Unión.
Union'da bir münazaraya katıldı.
- Sí, de Union Station.
- Union istasyonunda.
Union Station ha dicho Usted pues yo tomo el tren de vez en cuando y jamás he visto gente sin hogar. Gracias, Señoría.
Teşekkür ederim efendim.
Acaban de comunicarme que esta mañana han encontrado muerto a un hombre en Union Station y que ha sido identificado como Michael John Gatrich.
Union istasyonunda bu sabah bir ceset bulunmuş. Adamın adı Michael John Guthridge'miş.
¿ Para telegramas?
Western Union?
¿ Telegramas?
Western Union?
Escucha. Envíame un giro postal por 500 dólares a Amarillo, Texas.
Dinle, Texas'ın Amarillo kentindeki Western Union'a hemen 500 dolar gönder.
En diez minutos iré a la oficina de telégrafos por los 500 dólares.
10 dakika sonra Western Union'a gidip 500 dolar çekeceğiz.
- En la Union Soviética, no pueden hablar con un abogado hasta pasados dos días. - ¡ No me tome el pelo!
- Sovyetler Birliğinde... -... onlar ancak iki gün sonra avukatla görüşüyor. - Dalga geçiyorsun.
Secundaria Redondo Union.
Redondo Union Lisesi.
El banquete es en el Union Club.
Resepsiyon Union Kulüp'te.
- Compañía de Telégrafos.
- Western Union.
¿ Que los ordenadores de Western Union no funcionan y no puedo conseguir dinero?
Yani... Yani Western Union'ın bilgisayarları bozuk diye paramı alamayacak mıyım?
Pero ahora que lo dices, hay un chico grande, bien parecido trabaja en el mostrador de vegetales en Grand Union.
Marketin sebze bölümünde çalışıyor. Bana deli oluyor. Öyle mi?
Bienvenido a la union, jefe.
Birliğe hoşgeldin, patron.
El Estudio Sun está en la Avenida Union # 706 pero... aun así me gustaría ir primero a Graceland.
Sun Stüdyoları 706. Bulvar'da. Ama biliyorsun ki önce Graceland'e gitmeyi tercih ederim.
- Nos dijeron que la mafia está usando una oficina en las Torres Unión.
- Bir ihbar aldık çetenin Union Towers'da bir bürosu varmış.
Haremos que el Capitán Harris y el Teniente Proctor lleven a cabo la misión secreta en las Torres Unión.
Union Towers binasındaki gizli göreve Yüzbaşı Harris ve Teğmen Proctor çıkacak.
Dale a este hombre, Union Cane, la oportunidad de desafiarte por el título de los pesos pesados.
Bu adamın, Union Cane'in ağır siklet şampiyonasında rakibin olmasına fırsat verir misin?
- Union Cane va a por el título.
- Union Cane şampiyonluğa oynuyor.
Rocky, ¿ cuándo va Tommy a por Union Cane?
Tommy ile Union Cane ne zaman karşılaşacak?
¡ Union Cane!
Union Cane!
Union Cane no se sentía muy bien.
Union Cane pek iyi hissetmiyordu.
Pero para Tommy habría sido lo mismo si Union hubiese estado en plena forma.
Ama Union tam formunda olsa bile Tommy Gunn aynısını yapardı.
Y el alojamiento era para recibir comunicados de la Ottoman Union Bank... Y para recibir literatura de partido de la Oficina Central del Partido Conservador.
Geçici adres Ottoman Union Bankası'ndan gönderilen belgeleri almak içindi ve Muhafazakâr Merkez Ofis'ten gönderilecek parti belgeleri için.
Y la misma persona debió abrir la cuenta de la Ottoman Union Bank a nombre de Charles Collingridge.
Bankadaki hesabı da, Charles Collingridge adına aynı kişi açmış olmalı.
No sé cómo describirlo, pero hay una conexión una union
Bunu nasıl tanımlayabilirim bilmiyorum ama bu bağ var... Hep olacak.
Van a la Union Station.
Gara doğru gidiyorlar.
Bueno, esta es una credencial de un sindicato, no?
Bu bir Union Card, ha?