English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Upper

Upper translate Turkish

521 parallel translation
Y el upper cut de derecha.
Ve sağdan yukarıya vuruş.
A punto para el upper cut.
Asıl manevrayı düşünemedim!
Ann, no es lo mismo ser hijo de obreros que nacer en la alta sociedad.
Ann, çelik şehir Pennsylvania ile Upper Park Avenue arasında çok uzun bir mesafe var.
Realmente no es culpa de ellos. Srta. Timberlake, le ofrezco Upper Sandusky
Aslında onların hatası değil. "Bayan Timberlake, size Upper Sandusky'yi teklif ediyorum."
¿ Y qué le ofrecen una tarde, a una joven bonita, en Upper Sandusky? Ir al béisbol.
Upper Sandusky'de güzel bir kız için teklif edilen nedir?
Pues, estoy seguro que Upper Sandusky es una ciudad encantadora pero difícilmente prepare a una joven para ciertas situaciones.
Şey, Upper Sandusky'nin çok hoş bir kent olduğundan eminim ama bir kız için bu tür bir durum uygun değil.
Veo que no sabe nada de las chicas de Upper Sandusky.
Upper Sandusky'deki kızları tanımadığınızı anlıyorum bundan.
Sólo que veo la educación de Upper Sandusky de otra manera.
Upper Sandusky gözüme birden daha parlak görünmeye başladı.
- ¿ Qué importa si insultó a Upper Sandusky? - Esto no lo arreglará.
Demek, Upper Sandusky'yi aşağıladı, acısını çıkarmanın yolu bu değil ama.
No te preocupes. No conoces a las chicas de Upper Sandusky.
Düşündüğün buysa, Upper Sandusky kızlarından haberin yok demektir.
Disculpe las molestias De los de la alta sociedad
# # Pardon the dust of the upper crust # # Fetch us a cup of tea
He estado en Abdul-Bokhara, donde conocí al hombre más interesante.
Upper Boukhara'da bulundum. Ve orada.. Tanıdığım en ilginç insanla tanıştım.
Crecí en el Upper East Side. Cuando tenía diez años era rico, un aristócrata. Todo el día en taxi, rodeado de comodidades... y sólo pensaba en el arte y en la música.
Yukarı doğu kısmında büyüdüm 10 yaşımdayken zengindim, soyluydum... sefahat içerisinde, taksilerle dolanıyordum ve aklımdaki tek şey sanat ve müzikti.
- En el Upper East Side.
- Yukarı Doğu yakasında ailesiyle birlikte.
Crecí en el Upper East Side de Manhattan
Zephyr : Ben Upper East Side, Manhattan'da yetiştim.
Hay un local llamado "El Bar de Oro" en Upper Swandam Lane creo que está allí pero no me atrevo a ir sola.
Yukarı Swandam yolunda Altın Bar isimli bir yer var, İnanıyorum ki orada fakat tek başıma gitmeye cüret edemiyorum.
Upper Swandam Lane, por favor, cochero.
Yukarı Swanda Yolu lütfen taksici.
Por casualidad pasó por Upper Swandam Lane ese mismo infame callejón que hemos visitado esta noche, Watson.
Şans eseri ikimizin de bu akşam ziyaret ettiği Yukarı Swandam Yolu'ndaki o villada bulmuş, Watson.
Señora St. Clair ¿ ha mencionado su marido alguna vez el Bar de Oro en Upper Swandam Lane?
Bayan St. Clair kocanız hiç Yukarı Swandam Yolu'ndaki
He encontrado... consultando los archivos del Times... que el Mayor Sholto, de Upper Norwood... anteriormente en el regimiento de infantería 34 de Bombay... murió hace seis años.
Times'ın eski dosyalarına baktım, şu 34. Bombacı Piyadesi'nin eski üyesi, Yukarı Norwood'dan Binbaşı Soho'nun, 6 yıl önce, öldüğünü buldum.
Mi padre, el Mayor John Sholto... vino a vivir a la Mansión Pondicherry... en Upper Norwood... hace como once años.
Babam, merhum Binbaşı John Sholto, Pondicherry Lodge, Yukarı Norwood'a 11 yıl önce yaşamaya geldi.
Hasta ahora, parece ser que en algún lugar cerca de Upper Chesapeake Bay.
Şimdilik yukarı Chesapeake Bay civarında bir yer gibi görünüyor.
No encontrarán una selva tropical mejor... en ninguna parte del Upper West Side.
Batı Yakası'nda bundan daha iyi... bir Brezilya yağmur ormanı bulamazsınız.
Tengo un dúplex de dos dormitorios en el Upper East Side.
Doğu Yakası'nda iki yatak odalı çift katlı bir evim var.
Escúchame, Elaine Schulman, hija de Charles y Maxine Schulman eres la persona a la que amaré y honraré en la enfermedad, mejor en la salud en Manhattan, espero que en el Upper West Side, durante el resto de mi vida.
Bana bak Charles ve Maxine Schulman'ın biricik kızı Elaine Schulman, Sen hastalıkta ve tercihen sağlıkta, Manhattan'da ve Yukarı Batı yakada hayatım boyunca seveceğim tek kişisin.
Estamos con Elaine Benes estrella del porno en el set de su nueva película "Elaine lo hace por todo Upper West Side."
Elaine Benes ile birlikteyiz porno film yıldızı yeni filminin setinde "Elaine Üst Batı Yakasını Yapıyor".
Me enseñó, primero en el torno, y en el gimnasio después el upper cut y el gancho de izquierda.
Earl P. beni torna tezgahıyla tanıştırdı. Sonra spor salonunda aparkat ve ardından gelen sol kroşeyle.
¿ Dónde en el Upper West Side puede una chica encontrar un torero?
Yukarı Batı Yakası'nda, bekar bir kız, bir matador ile nerede tanışır acaba?
Billy Ansell empezó a tocar la bocina... cerca del arroyo Upper Hat.
Billy Ansell, Yukarı Hat Creek civarında bize korna çalmaya başladı.
Compró un apartamento en el Upper West Side, ¿ y adivina qué?
Yukarı doğu yakasında bir ev aldı, ve bil bakalım ne yaptı?
¿ Qué fue eso, un haiku del Upper West Side?
Nedir bu, yukarı doğu tarafından bir şiir mi?
34ºC en CaldWell, 33ºC en La Guardia y 35ºC en Central Park y Upper East Side.
Yelekler, bağırmalar. Hollywood, sosyopatlara Al Pacino'nun trajik görkemini sunuyor. O bu konuda uzman.
¿ Y quien puede olvidar el upper-cut?
Ve kim kurtulabilirki bu aparkatdan?
Será en una cabina telefónica del Upper East Side.
Doğu Yakası'nda telefon kulübesine sıkışmak gibi.
En Caldwell hace 36 grados, en La Guardia 34 y en Central Park y Upper East Side, 37 grados.
Şu anda Caldwell 36 derece, La Guardia 34 derece Central Park ve Yukarı Doğu Bölgesi 37 derece.
Los alemanes van a construir una presa hidroeléctrica en Desh.
Almanlar Upper Desh'te hidroelektrik baraj kurmayı planlıyor.
Cruzó el parque para alcanzar el tren de las seis hacia Upper East Side.
Doğu yakasına giden 6 numaralı trene binmek için parktan geçmiş.
Agente inmobiliario de nivel del Upper West Side.
Yukarı Batı Yakası'nda emlakçı.
Ciertamente no conocí a O'Reily en un cóctel del Upper East Side.
Herhalde O'Reily ile Yukarı Doğu'da bir kokteylde tanışmamıştım.
No puedes mudarte de Greenwich al Upper West Side... y esperar tener una casa, un jardín, un perro y un gato, pero aquí está.
Greenwich'ten Yukarı Batı Yakası'na taşınıp... hala ev, bahçe, kedi ve köpek sahibi olmayı bekleyemezsin, ama işte karşında.
Papá se folla a una modelo de serie B en el Upper East Side.
Babacık Yukarı Doğu Yakasında ikinci sınıf bir fotomodeli beceriyor.
Número 104. Calle Upper Grosvenor... encargada de un cochecito de niño... que contenía un bebé de sexo masculino.
Lord Bracknell'in Yukarı Grosvenor Caddesi 104 numaralı evinden içinde erkek bir bebek bulunan bir bebek arabası ile ayrıIdın.
Veinticuatro Upper Mount Street.
Yirmi dört, Yukarı Mount Caddesi.
Fue al Upper East Side tomó el reloj de la Sra. Todd y la violó.
Üst Doğu Yakası'na gittin Bayan Todd'un saatini aldın ve ona tecavüz ettin.
Él dijo que llamó desde el restaurante del Upper East Side.
Manning, Üst Doğu Yakasındaki restorandan aradığını söyledi.
Todd Ramsay en Upper West Side y Ben Campion trabaja a tres cuadras de la iglesia del padre Michael.
Todd Ramsey Üst Batı Yakası'nda. Ben Campion da, Peder Michael'ın kilisesinden üç sokak ötede çalışıyor.
Perfecto. Desayuno para dos al estilo Upper East Side.
İki kişi için hazırlanmış harika bir kahvaltı.
Saludo De Julius Streicher Gauleiter De Nuremberg-Upper Franconia
Julius Streicher'in selamı, Nürmberg-YukarıFrankonya Bölge Sorumlusu
Hoy fue al Upper West Side.
Bugün Yukarı Batı Yakasında.
- Desde el Upper West de Manhattan en la jurisdicción de la comisaría 55 de Nueva York.
Evet. Manhattan'ın üst batı yakası.
¿ CUAL ERA ESE BAR EN EL UPPER WEST SIDE?
Yukarı Batı Yakası'ndaki barın adı neydi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]