English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Uther

Uther translate Turkish

503 parallel translation
Soy yo, Arturo, Hijo de Uther Pendragön, del castillo de Camelot.
Benim, Uther Pendragon'un oğlu Arthur, Camelot şatosundan geliyorum.
Lord Uther, si me rindo ante la espada del poder... tú ¿ qué cedes? ¿ Ceder yo?
Lord Uther, kudret kılıcına teslim olursam sen ne vereceksin?
Rey Uther, celebrémoslo juntos.
Kral Uther, bunu kutlayalım.
Uther, podrás ser rey... pero ninguna reina tuya puede compararse con la mía.
Kral olabilirsin Uther ama hiçbir kraliçe onun eşi benzeri olamaz.
Uther, sal fuera y lucha.
Uther, çık ve dövüş.
En el campamento de Uther, mi señora... justo después de anochecer.
Nerede? Uther'in ordugahında leydim karanlık çöktükten az sonra.
Uther, ¿ es la verdad?
Uther, doğru mu bu?
No es para ti, Uther... la vida familiar, una mujer y un niño.
Bunlar sana göre değil Uther aile hayatı ve ev, bir eş ve çocuk.
tú no eres el elegido, Uther.
Sen o kral değilsin Uther.
Eres el hijo de Uther e Igrayne... eres el rey Arthur.
Sen Uther'le İgrayne'in oğlusun. Sen Kral Arthur'sun.
Soy tu humilde caballero... y juro lealtad al valor que corre por tus venas... que es tan fuerte... que sólo puede proceder de Uther Pendragon.
Ben de senin sadık şövalyenim. Damarlarındaki cesarete bağlılık yemini ediyorum. Bu öyle bir güç ki kaynağı ancak Uther Pendragon olabilir.
Una vez arrojé el aliento del Dragón... para que Uther pudiese dormir con tu madre y engendrar un rey.
Bir kez Ejderin nefesini kullandım... Uther, annenle yatıp bir krala babalık edebilsin diye.
Yo soy Arturo, hijo de Uther Pendragon y rey de los británicos.
Ben Başbuğ Uther'in oğlu ve Britanya Kralı Arthur'um.
Hijo de Uther Pendragon, heredero del trono de Inglaterra... y el único hombre que puede esgrimir Excalibur.
Başbuğ Uther'in oğlu. İngiltere krallığının veliahdı ve Excalibur'u taşımasına izin verilen tek kişi.
" Había un rey en Gran Bretaña llamado Uther Pendragon.
" Bir Kral yaşarmış Britanya'da. Adı, Uthor Pendragon'muş.
- Ningún ejército lo tomaría. - ¿ Ni el de Uther?
Hiçbir ordu ele geçiremeyecek.
Señor, Uther está en Normandía.
Uther'in ordusu bile. Lord Uther Normandiya'da, efendim.
Su Majestad, Uther desembarcó de Normandía con un ejército.
Majesteleri Prens Uther Normandiya'dan büyük bir orduyla döndü.
Vortigern se asegura de que mi padre no se una a Uther.
Vortigern, babamın Prens Uther'e katılmayacağından emin olmak istedi.
Hablé lo incorrecto, le dije que Uther lo vencería.
Sanırım yanlış bir şey söyledim. Uther'in onu yeneceğini söyledim.
Uther capturó Winchester.
Uther, Winchester'ı ele geçirmiş.
El saber que si me lastimas, mi padre y sus hombres... se unirían a Uther.
Bana zarar verdiğin taktirde babamın ve adamlarının Uther'e katılacağını bilmek.
Uther y sus hombres siguen la tradición Cristiana.
Uther ve adamları Hıristiyan yolundan gidiyorlar.
¿ Puede Uther ser derrotado?
Uther yenilebilir mi?
Puedo decirle cómo vencer a Uther.
Uther'i nasıl yeneceğini söyleyebilirim.
Prefiero verte a ti en el trono en vez de Uther.
Tahtta Uther'i görmektense seni görmeyi tercih ediyorum.
Uther traerá creencia cristiana a la gente, y será tu fin.
Uther halka Hıristiyanlığı getirecek bu da senin sonunu getirecek.
Dime como puedo vencer a Uther.
Söyle bakalım... Uther'i nasıl yeneceğim?
Se alió al Príncipe Uther.
Prens Uther'e katıldı.
el pendón de Uther.
Bu Uther'in sancağıydı.
Uther aquí enfrentarás a tu enemigo, y lo vencerás.
Burası Vortigern'le çarpışıp onu ezeceğin yer.
Uther sabe que vas a atacar.
Uther ona saldıracağını biliyor.
Que Uther sería un buen rey, y que me ayudaría a vencer a Mab.
Uther'in iyi bir kral olacağını düşünmüştüm. Böylece Mab yenilecekti.
Y yo en ti, Uther.
Ben de sana, Uther. Gücün ne kadar büyük?
Siento decirte que lo sé.
Evet, Uther... maalesef bilirim.
Vamos, Uther.
Hadi ama Uther...
- Has perdido tu reputación.
Şanını yitiriyorsun, Uther.
Pero habrá un niño, lo he visto Uther.
Bir çocuk olacak... Bir oğlan... Gördüm, Uther.
Quitan el campamento.
Uther gidiyor.
Recuerda. Sólo tienes hasta el amanecer.
Unutma, Uther sabaha kadar vaktin var.
- Uther sí se marchó.
Uther tamamen gitti.
Las cosas se derrumbaron, como dicen.
Her şey parçalanıyor. Uther bana ihanet etti...
Mató a Cornwall. Yo también traicioné a Igraine ayudando a Uther a seducirla.
Ben de Igraine'e ihanet ettim Uther'e yardım ederek.
Su padre, el rey Uther se hizo loco.
Gerçek babası, Kral Uther delirdi.
Yo, príncipe Valiente, hijo de Aguar de Escandinavia... juro solemnemente por la espada de mi padre... frente a mí sólo en símbolo... ir a Camelot para esforzarme con honor y esmero... para ser un caballero del Rey Arturo... hijo de Uther Pendragón y muy cristiano rey de los bretones.
Ben prens Valiant. İskandinavya kralının oğlu, Babamın kutsal kılıcı üzerine yemin ederim ki,
¡ Uther!
Uther!
Rey Uther.
Kral Uther.
Buscad a Uther.
Uther'i bulun.
Lord Uther, mi señora.
Lord Uther, leydim.
Uther me traicionó.
Cornwall'ı öldürdü.
Uther lo hizo al matar a Cornwall.
Uther, Cornwall'ı öldürdüğünde seni kandırdı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]