Translate.vc / Spanish → Turkish / Valét
Valét translate Turkish
330 parallel translation
Mi sirvienta conoció al valet del embajador. Y dijo que él dijo que el enviado español...
Benim hizmetçim, Büyükelçi'nin uşağı ile görüşmüş ve o da ona demiş ki, İspanyol...
- ¿ Un valet?
- Uşağı mı?
No creo que sea aconsejable que lleve a su valet con Ud., señor
Ama uşağınızı yanınızda götürmek yakışık olmaz efendim.
Mi padre fue el valet de un caballero, igual que antes su padre, y de esa línea surge un hombre.
Babam bir uşaktı, onun babası da öyle. Ve bu hizmet geleneğinin içinden mucizevi şekilde bir adam çıkıyor.
Eres el valet del Sr. Billings, ¿ no?
Kaydolur musunuz lütfen? - Elbette.
Cuando vi tu valet y supe que era él quien te cuidaba tan bien no pude resistir la tentación de contratarlo para mí.
Sana 2500 dolar verirsem altı bahşişten sonra yine meteliksiz kalırsın. Gerçekten ihtiyacım var Jack. Bak şimdi.
Mi valet no es tan eficiente como lo fuiste tú.
Eskisi gibi çalışmıyorsun, Sidney.
Debí traer a mi valet.
Uşağımı getirseymişim keşke.
- Valet.
- Vale.
Veré donde está su valet
Uşağınıza yerinizi söyleyeceğim.
- Vaya por mi valet
- Uşağım.
Un gran dormitorio, una sala de estar, y una habitación contigua para valet.
Geniş bir yatak odası, oturma odası var. Yan oda da uşağınız kalacak.
Bruce Arden, valet de las estrellas.
Bruce Arden, yıldızların valeti.
¡ Yo, un valet, me atrevo!
Bir hizmetçi buna nasıl cüret eder..
Tu eres un valet ¡ ella es la Reina!
Siz bir hizmetçi, Oysa bir Kraliçe.
No soy el sobrino de Salluste, sino su valet
BenSallustenin yeğeni değilim. Ben onun hizmetçisiyim.
Yo pongo un valet en el 2, vuelvo y paso.
İkine karşı bir vale, pas.
Este lugar nunca será igual... ahora que su padre nos dejó. Soy Bruno, el valet.
Babanız bizi terk ettikten sonra burası eskisi gibi olmayacak.
El valet se olvidó de empacar estas cosas... cuando puso la valija de mi madre en la habitación 126.
Annemin valizini 126 numaralı odaya götüren.,. ... kat görevlisi bunları valize koymayı unutmuş.
Es sobre el valet, Bruno.
Kat görevlisi Bruno'dan söz ediyorum.
Un invitado siempre se puede reemplazar. Pero un valet y una mucama en medio de la temporada...
Müşteri kaybederseniz yenisini bulabilirsiniz ancak sezon ortasında kat görevlisi bulmak çok zordur.
Es porque Anna, la mucama... parece que estaba embarazada de Bruno, el valet.
Sonra yaparım. Nedeni oda görevlisi Anna. Kat görevlisi Bruno'dan hamile kalmış.
Pero siempre tenemos un médico personal al igual que tenemos a Anton el valet y entrenador físico del Sr. Dudek.
Fakat biz her zaman özel hekim bakımı isteriz, tıpkı şuradaki Bay Dudek'in özel hizmetçisi ve beden eğitimcisi Anton gibi.
- Eso fue un error - Valía más que el valet...
- As, Vale'den daha değerliydi.
El valet de corazones.
- Kupa valesi.
No sólo llegó hasta arriba del mazo... sino que se convirtió en el valet de espadas.
- Destenin en üstüne gelmekle kalmamış aynı zamanda, maça valesi oluvermiş.
Ése es el valet de Lewis.
Lewis'in uşağı.
El valet perdió un brazo.
Uşağın bir kolu yok.
Dile al valet que lo haga pasar.
Uşağa söyle de yolu göstersin.
Dime... ¿ cuándo empleaste a tu valet?
Söylesene... Uşağın ne zamandır seninle?
Al ser miembro de su personal... su valet principal, y al ser un soldado muy condecorado... considero que mi cargo aquí es un gran honor.
Karargâhının bir üyesi olarak odasını temizlemekten ve donanımlı bir asker olarak buradaki vazifemi yapmaktan şeref duyuyorum.
¿ Por qué querría trabajar de valet pudiendo trabajar contigo?
Seninle burada olmak varken neden vale olmak isteyeyim ki?
Es el valet.
- Vale bu! - Ne?
Sí, lo del valet.
Evet, vale olayı.
- Pero odio ser su valet.
- Ama uşağı olmaktan nefret ediyorum.
¡ Yo soy el valet!
Balet mi?
Pedro, él es el valet.
Arabayı park edecek.
Bueno, ¿ cuántos zapatitos de valet le puedo ofrecer?
size kaç tane babet verebilirim?
¿ Antes eras valet parking?
Hiç otoparkta çalıştın mı?
Un portero llegará enseguida para estacionar tu dedal.
Aracınızı park etmek için kısa bir süre sonra valet görevlisi gelecek.
¿ Por qué ser un valet, si puedo trabajar aquí contigo?
Seninle burada olmak varken neden vale olmak isteyeyim ki?
Es el valet.
- Vale bu!
Claro, el valet.
Evet, vale olayı.
- Prueba con el valet del estacionamiento.
- Otoparkı dene.
Por todas partes hay valet.
Her yerde kahya bulunur.
¿ Recuerdas, cuando a nuestro valet se le reventó el apéndice?
Seyisimiz Wakim'in apandistinin patladığı zamanı hatırladın mı?
Así que déjale tu caballo al valet, as, y dale una chance al viejo Paul.
Peki, neden yüksek atını park uşağına park ettirip, eski dostun Paul'e aldırmıyorsun?
Vaya con mi valet.
Yardımcımla konuşun lütfen.
PARADA DE AUTOBÚS NO ESTACIONE Me pregunto, ¿ por qué el valet no ha vuelto con mi Porsche?
Uşak neden Porsche'mi bu kadar geciktirdi?
¡ No, sir, yo soy el valet!
Hayır efendim. Ben valeyim!
Fred, él es el valet.
Fred, o bir vale.