Translate.vc / Spanish → Turkish / Veritas
Veritas translate Turkish
128 parallel translation
- Veritas et probitas super omnia.
- Veritas et probitas super omnia.
Cuántas veces me ha acompañado a casa, se ha inclinado, ha besado mi mano y me ha dicho : "Rebel... veritas et probitas... super omnia".
Beni ne zaman kapıma kadar getirdiyse, eğilip elimi öptü ve bu cümleyi söyledi. "Veritas et probitas... super omnia."
Y empiezan a trabajar con las mil páginas de pliego de condiciones y el control de Veritas y Securitas.
Sonunda iş "Veritas Securitas" şirketinin gözetiminde 1,000 sayfalık teknik şartnameyle başladı.
Porque no es vino veritas.
Vino veritaz değil.
Es in vino veritas.
En vino veritaz.
In vino veritas.
En vino veritaz.
"Veritas".
Veritas.
Pronunciando un hechizo de verdadero amor llamado Amas Veritas.
Gerçek bir aşk büyüsü yapıyorum ismi Amas Veritas.
In vino veritas.
Bak sana ne diyeceğim. Il nino veritas.
En veritas del vino.
- Vino Veritas Barı.
( El vino hace decir la verdad. )
Latince'de şöyle derler : In vino veritas. Şarap gerçeği ortaya çıkarır.
Entonces, en nombre del estado de California y como capitán del buque Amore Veritas los declaro marido y mujer.
California Eyaletinin bana verdiği yetkiyle... ve Gerçek Aşk gemisinin kaptanı olarak sizi karı koca ilan ediyorum.
Sabes, no es en "vino veritas".
Biliyor musun, "in vino veritas" değil.
Es en "eros veritas".
Aslında "in erros veritas".
En todo Estados Unidos hay ciudadanos elegidos secretamente por el gobierno... para investigar extraños misterios crímenes e inusuales ocurrencias. Trabajan de forma oculta. Son conocidos como "El Proyecto Veritas".
Amerika'nın dört bir yanında, çözülemeyen sırları, suçları ve alışıImamış olayları araştırmak üzere, yönetim tarafından özel olarak seçilmiş ve gizlice görevlendirilmiş yurttaşlar vardı.
Palabra latina que significa "Verdad".
Gizli çalışıyorlar ve Veritas projesi adıyla biliniyorlardı.
Atentamente :
Veritas projesi.
Proyecto Veritas Próxima misión :
Sırada ki görev. Rogers Lisesi.
- "In sex veritas"!
- "Seksin gerçekleri"!
Olvídate de lo que dice en latín alrededor del sello. No tiene nada que ver con veritas o fraternitas.
Mührün çevresine Latince ne yazdıklarını unut - mesele veritalar ya da öğrenci birlikleri değil.
Ya sabe... "in vino veritas"
Hani derler ya "şarap, gerçekleri döktürür."
Veritas ¿ qué es?
"Gerçek", nedir? Lillian, gidelim.
! ¡ Veritas no es de tu incumbencia!
"Gerçek" seni ilgilendirmez!
In vino veritas.
İnsan sarhoşken hep doğruları söyler.
De acuerdo con sus diarios, formaban una sociedad secreta Veritas.
Günlüğünde yazılana göre bu aileler gizli bir gruba üyeydi. Veritas.
Veritas. Es cierto, nuestro club de astronomía.
Veritas... evet bizim astronomi kulübümüz.
Se llamaban a sí mismos Veritas.
Kendilerine "Veritas" diyorlardı.
Patricia me dijo que es el símbolo de Veritas.
Patricia bunun Veritas'ın sembolü olduğunu söyledi.
Me dijo sobre los asesinatos de Veritas.
Bana bu Veritas cinayetlerinde bahsetti.
Temporada 7 - Episodio 15 : "Veritas"
Bölüm : 15 "Veritas"
Todas esas búsquedas del tesoro por el mundo, las excavaciones y el secreto de Veritas estaba mucho más cerca de lo que creía.
Tüm dünyadaki hazine arayışları ve mağara kazıları ama Veritas'ın sırrı sandığımdan daha da yakındaymış.
Dice haber estado buscando durante toda su vida pero creí que no sabía de Veritas hasta hace poco.
Tüm hayatım boyunca aradım dediniz. Veritas'ın ne olduğunu daha yeni öğrendiğini sanıyordum.
Veritas es el secreto más grande que el mundo haya conocido.
Veritas. Dünyanın bilebileceği en büyük sır.
Mucho antes de que nuestras familias se unieran hombres murieron protegiendo el secreto de Veritas.
Ailelerimiz birleşmeden önce bir adam Veritas'ın sırrını korumak için öldü.
Otro miembro del grupo Veritas, silenciado.
Veritas klanının bir üyesi daha susturuldu.
Sé que estaba tirando sospechas sobre Lex cuando fuiste secuestrado. Pero nada de lo que investigué revela vínculos entre Lex y el grupo Veritas aparte de su padre.
Biliyorum senin hapsedilmenle ilgili tüm suçu Lex'e attı ama Lex ile Veritas arasında babasından başka hiçbir bağlantı yok.
Después de que se deshizo de su padre y del resto de su congreso de Veritas ¿ por qué se supone que debo creerle?
Babasını ve geri kalan Veritas üyelerini öldürdükten sonra sana inanmamı nasıl beklersin?
¿ O es que ya encontraste al viajero que tú y los miembros menos afortunados de Veritas estaban buscando?
Yoksa makus talihli diğer Veritas üyelerinin aradığı Gezgin'i buldun mu?
En realidad estabas allí para encontrar a este viajero a quien Veritas quería proteger.
Veritas'ın korumak istediği Gezgin ile buluşmaya gelmiştin.
¿ Pudiste quitarle las llaves de Veritas a Lex?
Veritas anahtarlarını Lex'den alabildin mi?
Veritas.
Veritas.
Pero Queen, Teague, Swann, Lionel todos los miembros de Veritas están muertos.
Ama Queen, Teague, Swann, Lionel Veritas'ın tüm üyeleri öldü.
Soy Edward Teague el último miembro sobreviviente de Veritas.
Ben Edward Teague. Veritas'ın hayattaki son üyesi.
Ponerme en un pedestal fue algo que Veritas hizo no yo.
Beni tapınılacak bir şey yerine koyan Veritas'dı ben değildim.
Todos los miembros de Veritas están muertos.
Veritas'ın tüm üyeleri öldü.
Permitiste que el secreto de Veritas cayera en las manos equivocadas.
Sen Veritas'ın sırrının yanlış ellere geçmesini sağladın.
Soy Edward Teague, el último miembro superviviente de Veritas.
Ben Edward Teague, Veritas'ın hayattaki son üyesi.
Tampoco a mi me interesa charlar prefiero escuchar algo sobre Veritas.
Ben de konuşmayı seven biri değilim. Özellikle de Veritas hakkında.
Una v con estrellas, tiene algo que ver con Veritas ¿ verdad?
Camdaki yıldızlar. Veritas ile ilgili değil mi?
¿ Por qué cada vez que saco el tema de Veritas la gente sufre amnesia de repente?
Neden Veritas ile ilgili bir şey söylediğimde insanlarda ani bir hafıza kaybı oluyor?
Veritas et probitas super omnia.
Veritas et probitas super omnia.