English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Victoria

Victoria translate Turkish

12,157 parallel translation
- de Victoria Grayson.
- İmkânsız. Ama Victoria'nın kanı ve saç telini bulduk.
¡ Estaba trabajando con Victoria! Permíteme reiterarte que tienes derecho a permanecer en silencio.
Sessiz kalma hakkınıza uyarsanız iyi olur.
¿ Disfrutando de tu victoria?
Galibiyetin tadını çıkarıyor musun?
Estaba buscando en Google reportajes de tu victoria en las elecciones.
Seçimi kazanmanla ilgili arama yapıyordum.
Revisa las cámaras del Túnel Brooklyn-Battery, entre las 2 : 00 y las 3 : 00 a.m....
Brooklyn-Battery Tüneli'ndeki kamera kayıtlarını kontrol et. Saat 2 ve 3 arası, gri Crown Victoria'daydı.
un Crown Victoria color gris. Me llevó a una bodega en Red Hook.
Red Hook'ta bir depoya götürdü beni.
No es del coche de Galen Barrow, sino más bien del taxi, un Ford Corona Victoria.
Galen Barrow'un arabasına değil, Ford Crown Victoria marka bir araca ait.
Es significativo porque el último modelo del Ford Corona Victoria que tenía así el parachoques es el de 2003.
Bu önemli, zira Ford Crown Victoria'nın krom tampon şeridine sahip olan son modeli 2003 yılındakiymiş.
¿ Querrías adivinar cuántos taxis Ford Corona Victoria hay activos que se fabricaran en 2003 o antes?
2003 ve öncesi üretilen kaç tane araç hala taksi olarak aktif bir şekilde kullanılıyordur sizce?
Buscamos ventas recientes de taxis amarillos retirados y encontramos un Corona Victoria del 2003 vendido la semana pasada.
Iskartaya çıkartılmış sarı taksilerin son zamanlardaki satışlarını araştırdık ve geçen hafta el değiştiren 2003 bir model bir'Crown Vic'bulduk.
Es en realidad... una victoria compartida.
Bu gerçekten ortak bir zafer.
Una victoria que se vuelve menos improbable cuando ves a Alicia Florrick en acción.
Alicia Florrick'i eylem halinde gördüğünüzde olasılığı artan bir zafer...
Sí, era el cúbiculo de Victoria, era una de nuestras voluntarias más veteranas, pero necesitaba una corta excedencia
Evet. Bu, Victoria'nın gişesiydi. En uzun gönüllülerimizden biriydi ama biraz bahçe işleri iznine çıkması gerekti.
¿ Está Victoria?
-'Victoria orada mı? '
Victoria no está aquí esta noche.
Bu gece Victoria yok.
Victoria lo hizo.
'Victoria söyledi.'
Anoche hablé con Victoria, Le dije que había sido todo cosa suya.
Dün gece Victoria'yla konuştum. Onun olduğunu söyledim.
Seguramente, tu padre te dijo algo sobre su gran victoria... algún indicio o pista... de cómo exactamente envió a esta sirena de vuelta al infierno.
Baban sana kesin büyük zaferi... ile alakalı bir şey söylemiştir bir tüyo bir ipucu... as to exactly how he sent o kadını nasıl cehenneme gönderdiği ile ilgili.
Si tan solo pudiéramos aprender de la dulce victoria de tu padre... de sus propios labios.
Babanın tatlı zaferinden öğrendiğimiz tek şey... onun dudaklarından çıktı.
Estaba pensando en hacer la vuelta de la victoria alrededor de la mesa.
- Galiba buldum. Işıklı masanın etrafında zafer turu atmak üzereydim.
Además de ganar influencia con el FBI. Luciano le acaba de dar a Thomas Dewey un victoria enorme.
FBI konusunda avantaj sağlamasına ilaveten Luciano, Thomas Dewey'e büyük bir zafer kazandırmıştı.
Justo cuatro meses más tarde, los aliados declaran la victoria en Europa.
Yalnızca 4 ay sonra Müttefikler Avrupa'da zafer kazandı.
Y poco después, la victoria en Japón.
Yakın bir süre sonra da, Japonya'da zafer kazandı.
Después de su victoria sobre Luciano, el nombre de Dewey encabeza titulares nacionales, y las hazañas de su lucha contra el crimen... inspiran un popular programa de radio... llamado "Gang Busters".
Luciano'yu mağlup ettikten sonra Dewey'in ismi manşetlerdeydi ve suçla savaşma kahramanlıkları "Çete Bozguncuları" adında popüler bir radyo programına ilham vermişti.
Con Schultz bajo arresto, Thomas Dewey está ahora más cerca que nunca de conseguir su primera victoria sobre la Mafia de Nueva York.
Schultz'un tutuklanmasıyla Dewey, New York mafyasına karşı ilk zaferini elde etmeye çok yaklaşmıştı.
Hombres como Joe Bonano, Joe Profaci y Lucky Luciano, declaran la victoria.
Joe Bonanno, Joe Profaci ve "Lucky" Luciano gibilerini, zaferi ilan etmek için.
La medalla de la victoria de Dunbar.
Dunbar Zafer nişanı.
Kelly Cahill y su marido se dirigían a su casa en Victoria, Australia, cuando una nave apareció por encima.
Kelly Cahill ve kocası Victoria Avustralya'da arabayla evlerine giderken üzerlerinde bir hava aracı belirdi.
Hay una pequeña ventana hacia la victoria, y yo sé cómo ganar.
Başarı için ufacık bir pencere vardır ve nasıl kazanacağımızı biliyorum.
Nuestra primera victoria.
Bu bizim ilk galibiyetimiz.
Me enteré de que estaba disfrutando de su victoria.
Evet.
Tú perdiste la batalla por el alma de Salem, y ahora sufres en el infierno sin el consuelo de la victoria.
Salem için dövüştüğün savaşı kaybettin ve şimdi cehennemde zaferin tesellisi olmadan acı çekiyorsun.
El mundo te conoce por tu victoria en Alemania, pero eso también fue una derrota.
Dünya seni Almanya'da ki zaferinle tanıyor ama o da başarısız oldu.
- Asegurar la victoria.
- Zaferi garanti ettiğimi.
Reclamemos la victoria de la armería juntos.
Öyleyse hadi cephanelik zaferine odaklanalım.
Me gustaría poder criar a Victoria... en una época distinta, ya sabe, sin drogas.
Keşke Victoria'yı farklı bir dönemde yetiştirseydim. Uyuşturucusuz bir dönemde.
Debemos conformarnos con la victoria y seguir adelante.
Zafere kabullenip yolumuza devam etmemiz gereken bir nokta vardır.
Es una victoria.
Bu da bir kazançtir.
No hay ninguna victoria en eso.
Bunda kazanç falan yok.
Una pequeña victoria, sin embargo las pequeñas victorias no ganan las guerras.
Küçük bir zafer lâkin küçük zaferler savaş kazandırmaz.
Aún con menos compañeros y menos equipo, la victoria sigue siendo nuestra.
Daha az ekip arkadaşı ve ekipmanla bile zafer hâlâ bizim.
Que significa "por la victoria".
"Helal olsun" demek.
- ¿ Podemos llevarnos esa victoria?
- Bu bir teselli değil mi?
- Vamos a llevarnos la victoria.
Teselli olalım. Olur mu?
Seré noble en mi victoria.
Zaferi elde edince yüce gönüllü davranacağım.
¿ Y me dejaste balbucear acerca de mi victoria?
Zaferim hakkında saçmalamama izin verdin?
- Victoria...
- Victoria...
Entré para ver como estaba Victoria...
Victoria'ya bakmak için içeri girmiştim.
Victoria, fui a visitarla en el Chicago Med.
Victoria'yı ziyaret etmek için Şikago Hastanesi'ne gittim.
Mason puso esas cosas allí.
Onları Mason koymuş. Victoria'yla birlikti!
Buen victoria, Wolverines.
İyi bir galibiyetti, Wolverineler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]