Vivant translate Turkish

Calle de la Planchette, el Bon Vivant.

Rue de la Planchette. Bon Vivant.

Solía hacer la parte del bohemio.

Bon Vivant ta görev aldım.

Señorita, ¿ quiere que muela café francés o vienés... para el cuadro vivo de esta noche?

H-Hanımefendi, ben Fransızca veya Viyana için öğüt istiyordum... Tablo vivant için bu gece.

Me gustaría un Romanee St. Vivan'61, si tenemos.

I961 Romanee St. Vivant varsa alayım.

Porque es un bon vivant Que malviviendo está

Çünkü hayatı seviyor Sadece hayatı ıskalamış

También se otra cosa, es un "bon vivant"

Az çok bir şeyler biliyorum işte. Ağzının tadını iyi bilir o.

Un bon vivant, y un experto de clase mundial en anatomía femenina.

İyi yaşamayı seven ve dünya çapında ganimet uzmanı olan.

Él es un bon vivant, ya sabes.

Neşeli biri.

Capítulo 9, el "tableau vivant" no sólo es bien recibido, sino que se espera en cualquier fiesta de jardín.

Bölüm dokuz, "Tableau Vivant" hoş karşılanmakla kalmaz bahçe partilerinde beklenen gösteridir.

Capitalista de riesgo, educado en Cambridge, un bon vivant.

Müteşebbis, Cambirdge mezunu, lüks yaşamaya düşkün.

Un bon vivant viajero del mundo.

Ehli keyif bir dünya gezgini.

Sacre bleu, le enfant terrible, le bon vivant, le petit filou..

Sacre bleu, le enfant terrible, le bon vivant, le petit filou...

Pero sí tiene una entrevista en la revista mensual "La femme vivant".

La Femme Vivant dergisinde röportajı var.

Hay una reunión de la escuela chárter.

Hayır, Bon Vivant'ta karter okul toplantısı var.

Multimillonario, sibarita, bon vivant, playboy, el soltero de oro de Gotham, desde ni se sabe.

Milyarder, ehlikeyif, zampara, çapkın, arka arkaya 90 senedir falan Gotham'ın en gözde bekârı.