English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Waldorf

Waldorf translate Turkish

638 parallel translation
Sólo tiene que acompañarme al Hotel Waldorf Ritz, le muestro algunas personas y le vuelvo a traer aquí.
Tek yapman gereken, benimle beraber Waldorf Ritz Oteli'ne gelip... bir kaç insana görünmen. Sonra da seni geri göndereceğim.
¿ Puedo preguntar por qué querría mostrarme a mí a la gente del Waldorf Ritz?
Peki beni Waldorf Ritz'deki insanlara... göstermek isteyişinizin sebebini sorabilir miyim?
Nos conocimos anoche en el Waldorf Ritz.
Dün gece Waldorf Ritz'de tanışmıştık.
Le pedí que me acompañará al Waldorf Ritz y no recuerdo muy bien lo que ocurrió después.
Sana, benimle beraber... Waldorf Ritz Otel'ine gelmeni söylemiştim. Kafam ondan sonrasını hatırlamak için fazlasıyla bulanık.
¿ La casita de piedra marrón a la vuelta de la esquina del viejo Waldorf?
Eski Waldorf'tan dönünce köşedeki küçük kumtaşından ev?
Henry. ¿ No te habrás metido donde los Waldorf de nuevo?
Henry. Bir kez daha Waldorf'a zorla girmedin, değil mi?
Waldorf Place 625.
635 Waldorf Place.
Entraremos al Waldorf Astoria, pero con cuidado.
Oraya gittiğimizde dikkatli olmalısın.
En el Waldorf Astoria, con Frankie a punto de cantar.
Waldorf-Astoria'da Franky'le şarkı söylerken.
Conductor, lléveme al Waldorf.
Beni Waldorf'a götürür müsünüz şoför bey?
¿ Waldorf?
Waldorf?
Espere a que lleguemos al Waldorf Astoria.
Waldorf Astoria'ya varana kadar beklemeliyiz derim.
He pasado toda la mañana en una reunión, luego tuve que ir corriendo al Waldorf para tomar algo con la Sra. Dufresne, que acaba de llegar con los últimos secretos de moda de París.
Bütün sabah satış toplantısındaydım, sonra Paris'ten moda tüyoları getiren Madam Dufresne'le bir şeyler içmek için Waldorf'a gittim.
Dejé el Waldorf y vine.
Waldorf'daki işimi bırakıp geldim.
Annie, llama al Waldorf y dile a quien tú sabes que no podré ir a cenar con él.
Annie, Waldorf'u ara kim olduğunu biliyorsun, kokteyl ve akşam yemeğine gelemeyeceğimi söyle.
Waldorf, quizá nadie la haya pifiado.
Belki kimsenin hatası değil, Waldorf.
El teniente Waldorf está un poco verde para dirigir un ataque con bayonetas.
Pekala... Teğmen Waldorf, süngü savaşını kontrol edemeyecek kadar nazik biridir.
Payne, id a por el teniente Waldorf.
Payne. Teğmen Waldorf'u bulmanı istiyorum.
En 1937, se celebró el juicio de Wilson contra el Waldorf Astoria.
- 1937'de Wilsorun Waldorf Astoria'ya karşı bir davası vardı.
¿ Eso es un asilo o es el Waldorf-Astoria?
Orası bakımevi mi, yoksa Waldorf-Astoria Oteli mi! ?
1 9.05, llegada al aeropuerto Kennedy, 1 9.45, reg ¡ strarse en Ia su ¡ te del mund ¡ almente famoso hotel WaIdorf-Astor ¡ a. ¿ Qu ¡ eres más?
7.05, Kennedy Havaalanı'na varış, 7.45, lüks otel odamız için dünyaca ünlü Waldorf-Astoria Hotel'e giriş. Daha?
Estaré en eI WaIdorf-Astor ¡ a. S ¡ m ¡ equ ¡ paje no llega mañana ¡ sus abogados se verán con Ios míos!
Waldorf-Astoria'da olacağız, Bavullar sabaha kadar ortaya çıkmazsa, avukatlarınız benim avukatlarımla görüşür!
- ¿ Dónde queda el WaIdorf-Astor ¡ a?
- Waldorf-Astoria ne kadar uzakta?
Nos han atracado fuera del WaIdorf-Astor ¡ a.
Hemen Waldorf-Astoria'nın biraz ötesinde soyulduk.
Vamos al hotel. allí nos darán una hab ¡ tac ¡ ón, nos daremos un baño y comeremos. Estoy harto de hacer el tonto.
Bir arabaya atlayıp Waldorf'a gidiyoruz, bize bir oda veriyorlar, ayrıca sıcak banyo ve güzel bir yemek, çünkü artık burama kadar geldi.
M ¡ mujer no puede andar. Tenemos que ¡ r al WaIdorf-Astor ¡ a.
Karım yürüyemiyor, ve Waldorf-Astoria'ya gitmemiz gerekiyor.
"Hasta ahora me he hospedado en el Waldorf Astoria."
" Bu zamana kadar...
"En una suite del piso 100."
"... Waldorf Astoria'nın 100. katında... "... 20 odalı bir kral dairesinde kalıyordum.
Quiero comer una ensalada Waldorf.
Waldorf salatası nasıl? O muydu? Kesinlikle haklısınız?
- Ensalada Waldorf. Se nos ha terminado el "waldorf".
Waldorf salatası yapabiliyor musunuz?
- Es chef, ¿ no? ¿ No prefiere...?
Eminim şefiniz Waldorf salatasının nasıl yapılacağını biliyordur.
- Vale. - Una ensalada Waldorf. Y una verde para mí.
Sana 20 £'u, adamın biri... greyfurtu ikiye kesip ortasına... kiraz sokması için ödemedim'
Vale, ¿ y si no hay ensalada Waldorf?
Kesinlikle. Waldorf salatası istiyorum! Elbette.
Quiero una Waldorf y unos "filet mignons".
Bir Waldorf salatası. - Bana da bir yeşil salata. - Bir de yeşil salata.
- ¡ Sí, filetes!
Waldorf salatası istiyorum!
¿ Qué significa Waldorf?
Basil, hepsini bulacağım.
Es un hotel de Nueva York.
Sen gidip bir şişe Volnay getir. Waldorf ne demek ki? Bayatlamış ceviz mi?
Sobre la ensalada Waldorf.
Deneyeceğimi de hiç sanmıyorum.
O compras los ingredientes o te pateo el culo.
Neden Waldorf salatası yapamıyorsun? - Waldorf salatası mı? - Evet.
El Hotel Waldorf.
320 Sycamore mu? Orası kimin evi?
Es mía.
Waldorf Astoria'ya gidiyoruz.
Estamos en el Waldorf.
Şimdi de Waldorf'tayız.
Bienvenida al Waldorf-Astoria, señora.
Waldorf-Astoria'ya hoşgeldiniz hanımefendi
Ensalada Waldorf.
Harold Robinson!
- Es increíble. - Aquí no es conocida.
Sanırım hiç Waldorf'umuz kalmadı.
Dígale que me haga una ensalada Waldorf.
Kesin konuşmamak lazım...
- Filetes.
Peki Waldorf salatası yapamazsak?
¡ Basil!
New York'taki Waldorf Otel.
He estado hablando con el chef y tenemos manzanas, en cuanto al apio, les explicaré nos lo traen los miércoles con las coles, las cebollas, las nueces...
Çok emin konuştunuz. Waldorf salatanıza gelince... Evet?
Una ensalada verde y una Waldorf.
Buyrun.
- Yo pensé que...
Bir yeşil salata... bir de Waldorf salatası.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]