English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Walgreens

Walgreens translate Turkish

44 parallel translation
Me parece que dentro de poco... el surtidor Walgreens tendrá una nueva directiva.
Uzun zamandır bir içimde bir his var... Walgreens kaynağı yeni yönetim altında olmalı.
"Ella me dejó en Sears y lloré hasta llegar a Walgreens".
"Beni terk etti Sears'de, ben de Walgreens'e kadar ağladım."
Estabas en Walgreens.
Walgreens'e giriyordun.
En Walgreens, yo estaba "en la luna" por los antiácidos de su marca.
Öğlen mesaisinde mi çalıştın? Evet, bayatlamak üzere olan 3 kilo somonum var. Tarif biliyor musun?
Oremos por ella, tiene la cabeza puesta entre las puertas en Walgreens.
Dua edin, kafası Walgreens'deki otomatik kapıya sıkışmış.
Corre a Walgreens y consígueme una tarjeta de cumpleaños tardía.
Walgreens'e gidip bana doğumgünü kartı al. Angola'dayız.
Estamos en Angola. No sé dónde está Walgreens.
Walgreens'in yerini bilmiyorum.
¿ Dónde está Walgreens?
Hey, Walgreens nerede?
- ¡ Dime dónde está Walgreens!
Walgreens'in yerini söyle! Bilmiyorum!
Creo que esta noche, desde aproximadamente las 5 : 00 a las 5 : 45, el mapache va a estar en el techo de Walgreens. ( la farmacia )
Eminim ki bu gece, Rakun yaklaşık 5, 5 : 45 gibi Walgreen'in çatısında olacak.
Vamos, quiero pasar a Walgreens y comprar más delineador de ojos.
Hadi, Walgreens'e uğrayıp biraz daha göz kalemi almam lazım.
Los van a agarrar a patadas en Walgreens.
Walgreens'te biraz hırpalanacaklar.
¿ No puedo ir a Walgreen?
Walgreens'e gitsem olmaz mı?
He ido a Walgreens.
Walgreens'e gittim.
El muchacho encargado en Walgreens estaba frustrantemente mal informado sobre el tema.
Marketteki eleman konu hakkında sinir bozucu bir şekilde bilinçsizdi.
¿ Quién compra pickups por la velocidad a menos que estés robando un Walgreens en Georgia?
Eğer Georgia'da bir Walgreens soymayacaksanız neden hızlı bir kamyonet alırsınız ki?
Esto es papel nasal Walgreens.
Bu Walgreens marka burun kağıdı.
Supe cuando te robaste esos dulces de Walgreens
Walgreen'den çubuk şeker arakladığın zamanı da bilirim.
Érase una vez, vi a una mujer llamada Uma Thurman sin nada de maquillaje bajo las penetrantes luces fluorescentes de un Walgreens a las dos de la mañana, con un pack de seis batidos de vainilla.
Evvel zaman içinde adı Uma Thurman olan bir kadın gördüm makyajsızdı. Gece 2.00'de Walgreens'deki nahoş floresan ışığının altında altılı vanilya koruyucusunu sıkıca tutmuştu.
Hey, Luanne, tu siempre me preguntas lo que vi en Vicky de Walgreens.
Luanne, Walgreens'te Vicky'de ne gördüğümü sormuştun.
Lo más cerca que he estado es poner mi brazo en la maquina medidora de presión gratis en Walgreens.
En yakın denemem Walgreens'deki ücretsiz tansiyon aletine kolumu sokmaktı.
Tenía un comedor en Walgreens.
Walgreens'te bar tarzı ufak bir restoranı vardı.
No, LAPD no habló, pero el gerente de la farmacia dice que fue un robo de auto y la víctima era el propietario.
Polis bir açıklama yapmadı ama Walgreens'in müdürü araç gasp etme olduğunu söylüyor.
Hay tecnología digital que imprime un muy buen 5 o 10... luego los pasas en un Walgreens comprando artículos de un dólar.
5 ile 10. kalite arasında kullanılan dijital teknolojiler mevcut. O paraların Walgreens satış noktalarında satıldığını anlamazsınız.
Ahora venden lentes de contacto anti encanto en Walgreens.
Etkilenmeye karşı koruyucu lensler artık Walgreens'de bile satılıyor.
¿ También se acostó con Ricky de Walgreens?
Aynı zamanda Walgreens'den Ricky ile de mi yattı? Hayır R-Dog benim. Hayır R-Dog benim.
Una vez, estaba en Walgreens,... vi un padre comprar uno de mis juguetes. - Por su hija - Ajá.
Bir keresinde mağazının birinde bir baba kızına benim oyuncaklarımdan birini alıyordu.
Hoy hice dos tartas de crema, pero lo único que hice fue ir a Walgreens, compré la píldora Plan B.
Bugün iki "Cream Pie" yaptım, fakat tüm yaptığım bu oldu... Eczaneye gittim ve ertesi gün hapı aldım, yani...
Diremos que iremos a Walgreens.
Walgreens'e gittiğimiz söyleriz.
¿ Qué quieres traer de Walgreens?
Neden Walgreens'e gitmek istiyorsun?
Supongo que iremos a Walgreens.
- Sanırım Walgreens'e gidiyoruz.
Seguro, enviaré a alguien a Walgreens atraerle algo bueno.
Güzel bir şey alması için Walgreens'e birini göndereyim.
Miren, también tienen Walgreens aquí.
Hey, bak, burda da Walgreens var.
Si sigues interesada en unas gafas de sol, hay un Walgreens bajando la calle.
Hala güneş gözlüğü arıyorsan, sokağın sonunda BİM var.
La parte triste es que tenemos que ir al Walgreens.
Kötü haber, gerçekten BİM'e gitmeliyiz.
Oh, claro, Walgreens.
Tabii, BİM'ciler.
¿ Podemos pasar por la farmacia de vuelta?
Dönüşte Walgreens'e uğrayabilir miyiz?
¿ Compró la prueba de embarazo en Walgreens?
Gebelik testini Walgreens'ten almamış mıydı?
¿ Conoces a Tina, la de Walgreens?
Walgreens'teki Tina var ya?
Compré todas las pruebas de la farmacia.
Walgreens'teki tüm gebelik testlerini aldım.
Bueno, las últimas tres noches he tenido que llevarlo a la peluquería, a la tienda de trenes y al Walgreens de Arcadia, donde todavía tienen el "ibuprofeno correcto".
- Son 3 gecedir onu... Saçlarını kestirmeye, tren dükkanına ve hala "iyi ibuprofen" bulunduran Arcadia'daki bir Walgreens'e götürdüm.
Que conste, él también piensa que los Walgreens y el lavado en seco son de otro planeta.
- Selam.
¿ Qué es Walgreens?
Walgreens de kim?
Espera.
Aynı zamanda Walgreens'den Ricky ile de mi yattı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]