English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Xiomara

Xiomara translate Turkish

127 parallel translation
Xiomara.
- Xiomara.
Hola, Xiomara, bienvenida a Xanadú.
Hey, Xiomara, Xanadu'ya hoş geldin!
Xiomara podrá decirnos qué es.
Xiomara ne olduğunu bize söyleyecektir.
¿ Alguna vez escucharon de alguien llamada Xiomara antes?
- Daha önce hiç Xiomara adında birini duydun mu?
Había una Xiomara en mi clase de anatomía grotesca.
Makroskopik anatomi sınıfımda bir tane Xiomara vardı.
Xiomara sin duda había fantaseado sobre su primera vez en la caravana de Rogelio.
Xiomara, Rogelio hakkında ilk kez onun karavanında fanteziler kurmuştu.
- Xiomara, ella cree que su padre es algún soldado.
- Xiomara,... babasının asker olduğunu sanıyor.
Para Xiomara la preciosa madre de mi hija.
Xiomara için, Kızımın güzel annesi.
Xiomara, eres muy especial para mí.
Xiomara, sen benim için çok özelsin.
Cabe destacar que cuando Xiomara le dijo a Jane que su padre era un soldado... esto no es lo que Jane se imaginaba.
Şunu da not edelim : ... Xiomara Jane'e babasının asker olduğunu söylediğinde Jane'in aklında oluşan görüntü bu değildi.
Es importante señalar que ese Bruce es el ex novio con el que se casó Xiomara.
Şunu söylemeden geçmeyelim Bruce, Xiomara'nın evlenmiş eski erkek arkadaşı.
Así que Xiomara hizo lo único sensato.
Yani Xiomara, yapılabilecek en mantıklı şeyi yaptı.
Sé que es difícil, Xiomara.
Biliyorum, zor Xiomara.
Pero Xiomara no estaba para nada enfadada.
Ama Xiomara üzgün değildi.
Y aquí está Superfly Jane cita conexión Superslutty. Y el recuerdo de que era una buena madre, que sabía cuando protejer los sentimientos de su hija, reforzaba a Xiomara.
İşte Jane'in süper yakışıklı sevgilisinin, süpersürtük kız arkadaşı. â ™ ª My milkshake brings all the boys to the yard â ™ ª â ™ ª And damn right... â ™ ª Ve iyi bir anne olduğu düşüncesi, kızının hislerini ne zaman koruması gerektiğini bilmesi,
Tu voz, Xiomara... Inolvidable.
Sesin, Xiomara unutulamaz.
¡ Xiomara!
Xiomara!
Y así, esa noche, como la canción de ruptura favorita de Xiomara,
Ve o gece Xo'nun en sevdiği ayrılık şarkısı çalarken...
Aunque Rogelio sabía que se metería en problemas con Xiomara, no pudo resistir tomarse una foto con su hija.
Rogelio Xiomara ile başının derde girebileceğini bilse bile kızıyla fotoğraf çekilme fikrine dayanamadı.
Realmente fastidié las cosas con Jane, Xiomara.
Jane'le işleri batırdım Xiomara.
Fue terrible, Xiomara.
... ve bu çok kötüydü Xiomara.
Xiomara...
Xiomara...
Rogelio estaba de acuerdo en ayudar a Xiomara a prepararse para su debut como cantante en el hotel.
Rogelio oteldeki sahnesi için Xiomara'ya yardım edeceğini söylemişti.
Xiomara, no sabía que estuvieras aquí.
Xiomara, burada olduğunu bilmiyordum.
Puedes hacer las paces con Xiomara reservándole un grupo.
Xiomara'ya bir grup ayarlayarak anlaşabilirsiniz.
Xiomara, te veré en la cena.
Xiomara, yemekte görüşürüz.
Pero aún así, Xiomara estaba determinada a aceptar el consejo de Jane.
Ama yine de, Xiomara Jane'in tavsiyesine uyacaktı.
Gracias, Xiomara.
Teşekkürler, Xiomara.
¿ Xiomara?
Xiomara?
Xiomara Creo que no nos hemos entendido.
Uh, Xiomara bir yanlış anlaşılma oldu sanırım.
Fue un simple malentendido que Xiomara ha estropeado completamente
Basit bir yanlış anlamaydı. ... ki Xiomara...
Y Xiomara estaba entre ellos
Ve Xiomara aralarına girmişti.
Xiomara, le debo mucho y tiendo a mirar hacia otro lado cuando es posesiva.
Xiomara, ona çok şey borçluyum. Ve kötü bir şey yaptığında kafamı çevirmeye çalışıyorum.
Ahora, ¿ cómo puedo pagar el estudio?
Xiomara neden şu dans derslerini uygun bir stüdyoda yapmıyorsun hiç anlamıyorum. Şu an stüdyo tutmaya param yeter mi?
La noche de Xiomara estaba yendo mucho mejor de lo esperado.
Xiomara'ın gecesi beklediğinden çok daha iyi geçiyordu.
Xiomara sabía que no recordaría nada de eso mañana.
Xiomara onun bunların hiçbirini hatırlamayacağını biliyordu.
Es joven, Xiomara.
O genç, Xiomara.
No te preocupes, Xiomara.
Endişelenme, Xiomara.
No puedes protegerla de todo, Xiomara.
Sen onu herşeyden koruyamazsın, Xiomara.
Para que conste, la vida amorosa de Xiomara también era complicada.
Bilginiz olsun, Xiomara'nın da aşk hayatı karmaşıktı.
Hola Xiomara.
Merhaba, Xiomara.
Cava más profundo, Xiomara.
Daha derine in, Xiomara.
Que se sepa que en ese momento, Xiomara rezó por una chispa.
Bilginiz olsun o anda, Xiomara bir kıvılcım için dua ediyordu.
Cabe señalar que ese fue el último ticket que Xiomara recibió.
Şunu belirtmekte fayda var ki, o park cezası Xiomara'ya gelen son park cezasıydı.
Xiomara.
Alba, her zamanki gibi çok güzelsin. Rogelio beni şımartıyorsun ama hoşuma da gidiyor. Xiomara.
Xo de verdad que quiere verle.
Xo onu gerçekten çok görmek istiyor.. Neler oluyor Xiomara?
¿ cómo pronuncias tu nombre? Xiomara.
- Xiomara.
- Xiomara... Ma, para. ¡ Se lo voy a contar! Solo estoy esperando al momento adecuado. ¡ Ya lo sé! Es solo que no quiero que me odie, ¿ vale?
- Xiomara... Ben her zaman parfüm sıkarım. Güle güle Rogelio.
¡ Xiomara! ¡ Mamá! Podrías hacerte muy rica con esto. ¡ Xiomara!
Xiomara, Xiomara.
Para ella es mucho con lo que lidiar ahora mismo.
O iyi bir adam. Ve kızıyla tanışmak istiyor, Xiomara. Ona bugün söylüyoruz.
Era un buen consejo, porque no había forma de que Xiomara pudiera imaginar su cita.
Ve kafanda onların buluşmasıyla iligili çılgınca şeyler hayal etmeyi kes. Bu iyi bir tavsiyeyedi çünkü Xiomara onların buluşmasını başka şekilde hayal edemezdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]