Translate.vc / Spanish → Turkish / Yael
Yael translate Turkish
76 parallel translation
¿ Qué tienes en mente, Dalila? ¿ Atravesarás su cabeza con una estaca como Jael, la cananea?
Canaanlı Yael gibi kafasına çadır çivisi mi sokacaksın?
Yael, de Rockwell-Matthis.
- Matthis'tes Yael. Seninle mülakat yapmıştım.
Me dio gusto verte.
Görüştüğümüze sevindim Yael.
La muestra de una pintora lesbiana en la galería de Charlotte había trascendido la rutina de pésimo vino tinto y queso.
Ama bu gece Charlotte'un galerisinin Brooklyn'den lezbiyen bir ressam olan Yael için yaptığı açılışta kötü şarap ve bayat peynir vardı.
Vamonos Yael
Yael çoktan gitti.
Yaël Abecassis,
Yael Abecassis
Si echas esto de menos, mira las noticias.
Yael. Evini özlediysen sana son gelişmeleri gönderiyorum.
Yaël, soy la madre de Or.
Ruthie Yael, Or'un annesiyim.
Encantada de conocerte, soy Yaël.
Ruthie, değil mi? Memnun oldum. Ben Yael.
Con una señora que se llama Yaël.
Yael adında bir hanımın yanında.
¿ Y Yaël?
Yael ne olacak?
- Yael.
- Yael.
Ella es Yael de lencería Cosabella.
Bu, Cosabella İç çamaşılarından, Yael.
- Gracias, Yael.
- Teşekkürler, Yael.
Eres mi última oportunidad, jefa de admisiones Yael Hoffman.
Müdüre Yael Hoffman, burası benim son şansımdı,
Yael.
Yael. Shalom.
Yael!
Yael. Yael.
Yael! Mierda!
Lanet olsun.
¿ Hay alguna historia con el nombre Yael?
- Yael'in hikayesi ne?
Yael invita a un líder de la tropa enemiga a su tienda le da leche para beber, y cuando se duerme ella le clava una estaca en el cráneo.
Yael düşman ordusunun liderini çadırına davet eder ona içmesi için süt verir. Adam uyuyunca kafatasına bir çadır kazığı çakar.
Yael...
Yael.
Extraño a Yael.
Yael'i özlüyorum.
Mira a Yael.
Ira'ya bak.
Aram, ¿ verdad? Yael, de Rockwell-Matthis.
Roscoe Mathis'te iş görüşmesi yapmıştık.
PARA YAËL Y SARAH PRIMAVERA DE 1986
Yael ve Sarah'a... 1986 BAHARI
Eh, señora Koontz. ¿ Yael?
Bayan Koontz. Yael?
Yael ¿ has visto a alguien sospechoso entrar en mi casa?
Yael, şüpheli birinin evime girdiğini gördün mü hiç?
Yael, Yael, Yael.
Yael, Yael, Yael.
Yael.
Yael.
Me refiero a Yael.
Yael'den bahsediyorum ben.
Yael, de la escuela rabínica.
Hahamlık okulundaki Yael.
Yael, la de la lengua afilada y cejas como sables del Mossad.
Mossad'ın fırlattığı bıçaklar gibi keskin bir dili ve kaşları olan Yael.
Es un infierno represivo y sin espíritu, repleto de reclusos hindúes pero tenía una trayectoria aquí, y creo que existe la posibilidad de que ese viaje me llevase, intimidado y rengueando de vuelta a ella. A Yael.
Evet, baskıcı, duygusuz örümceklerle dolmuş bir cehennem olmuş ama buraya bir yörüngeyle geldim o yüzden bence bu yolculuğun yıldırıp topallayarak da olsa ona, Yael'e getirme ihtimali var.
Yael, ¿ no me recuerdas? Soy yo, Andy Botwin.
Yael, hatırlamadın mı beni?
Yael el mundo tiene uno.
Yael'in var bir tane.
Soy Yael.
Ben Yael.
un niño llamado Ammrar, y una niña llamada Yael.
Amram adında bir oğlan ve Yael adında bir kızı vardı.
Mira a Yael.
Örneğin arkadaşımız Yael...
Yaël y Yoram Harrari.
Yaël ve Yoram Harrari.
Yaël.
Yaël.
¿ Yaël está bien?
Yaël iyi mi?
Yaël, ¿ lo ha sido?
- Yaël günün iyi geçti mi?
¿ Yaël?
Yaël?
¿ Por qué nunca llamas mamá a mamá, sino Yaël?
Neden hiçbir zaman anne demedin, anne? Ona Yaël diyorsun.
Hay que economizar, limitar los gastos.
Yaël, tasarruf yapmalıyız. Harcamalarımızı kısıtlamalıyız.
Es el país el que morirá.
Ülke ölüyor, Yaël.
Embarrancamos, Yaël.
Başaramadık, Yaël.
" Yaël, ¿ has visto el número de niños de un Falasha?
Yaël, Falasha'dan gelen çocukları gördün mü?
¿ Yaël?
- Alo Yaël.
Yael.
Evet, Yael.
- Yael.
Yael.