Translate.vc / Spanish → Turkish / Yasmin
Yasmin translate Turkish
165 parallel translation
Has visto a la princesa Yasmin.
Sen prenses Yasemin'i görmüşsün!
Sé que el príncipe de Argel viene a pedir la mano de la princesa Yasmin.
Bugün Cezayir prensinin, prenses Yasemin ile nişanlanmak üzere buraya geleceğini öğrendim.
Tengo sedas que la princesa Yasmin anhelaría poseer.
Burada Prenses Yasemin'in bile sahip olmak isteyeceği ipekler var.
- No. - Fue la princesa Yasmin.
Bana altını Prenses Yasemin verdi.
Doy mi palabra, como dey de Tánger, que a quien devuelva cierta perla a la princesa Yasmin se le concederá su mano según la ley musulmana.
Tanca'nın yemin etmiş hükümdarı olarak sözümdür : Çalınan inci kızım Prenses Yasemin'e geri getirilirse, getiren kişi kanuna uygun İslam evliliği ile ona koca olacak,
Es Yasmin. ¿ Habían visto tus ojos tanta perfección?
Bak Yusuf. Prenses Yasemin. Gözlerin daha önce böyle bir güzellik gördü mü?
- ¡ Yasmin!
- Yasmin.
- Yasmin.
- Yasmin.
Por fin te encuentro, Yasmin.
İste buradasın Yasmin.
Yasmin tiene tantos talentos que a penas encuentra tiempo para leer.
Yasmin'in o kadar yeteneği var ki okumaya neredeyse hiç vakit ayıramıyor.
Llámeme Yasmin, al menos mientras se encuentre en mi baño.
Bana Yasmin de. En azından banyomdayken.
Ahora, Yasmin, ¿ podría explicarme a qué viene todo esto?
Madem öyle Yasmin, acaba neler olduğunu bana söyleyecek misin?
- ¿ Por qué has cerrado con llave?
- Yasmin, neden kapıyı kilitledin?
- Celoso de lo que piensas, Yasmin.
Ben düşüncelerini kıskanıyorum Yasmin.
Disculpa, Yasmin.
İzninle Yasmin.
Ah, Yasmin, ahí estás.
Yasmin, gelmişsin!
- ¿ Se llama Yasmin Azir esa muchacha?
- Kızın adı Yasmin Azir mi? - Evet.
Yasmin no tiene madre ni hermanas, Sr. Pollock.
Yasmin'in ailesi yok Bay Pollock.
¡ Yasmin!
Yasmin!
Yasmin, ¿ intentas decirme algo?
Yasmin, bana bir şey mi demek istiyorsun?
- Yasmim, con una "Y".
- Yasmin, bir Y.ile
Yasmine, vas a pagar por esto.
Bu ne yakışıklılık, chica. Yasmin, bunu ödeyeceksin. Bubbie, Bubbie!
- Amiga, ha pasado tiempo.
- Yasmin, merhaba.
Adiós.
- Ne demek. - Hoşça kal Yasmin.
Me gustan peleadoras.
Öfkeyi severim. Bu Yasmin'in kardeşi değil mi?
Eres el hermano de Yasmine. Ella es tan dulce.
Ablan Yasmin çok tatlı bir kız.
Estoy con Sasha creo que no debemos ir.
Ama ben riski almaya hazırım. Yasmin'den yanayım. Egonuzu boş verin.
Esa soy yo.
El pollo Yasmin. Sen söyle, ben de çalarım.
Y Yasmine saca mi número de tu celular.
Bu arada, Yasmin numaramı cep telefonundan sil, olur mu? Benimkini de.
Yasmine nos ha fallado.
Yasmin bizi terk etti.
Holly sigue una estricta dieta de apestosas verduras, y Yazmin está experimentando un nuevo tratamiento facial de embriones.
Holly sıkı bir turpgiller diyetinde. Ve Yasmin kısa süreli hafıza kaybına yol açabilecek yeni denenen bir cilt bakımına girecek.
Sam, Yasmin.
Tamam Sam, Yasmine. Hadi yukarı!
- Amiga, ha pasado tiempo.
- Yasmin, merhaba. Uzun zaman oldu.
Te miro directamente, esta interesado en ti.
Yasmin, seni nasıl da kesti! Gördün mü? Senden hoşlanıyor!
Esa soy yo.
İyi, öyleyim. El pollo Yasmin.
Y Yasmine saca mi número de tu celular.
Burada işimiz kalmadı. Bu arada, Yasmin numaramı cep telefonundan sil, olur mu?
¿ Yasmine?
Yasmin bizi terk etti.
Ella renuncio al concurso.
Yasmin?
¿ Estas segura que quieres hacer esto a tus amigas, Yasmine?
- Durun! Arkadaşlarına bunu yapmak istiyor musun, Yasmin?
¿ Yasmin?
Yasmin?
Te miro directamente, esta interesado en ti.
Yasmin, seni nasıl da kesti!
¿ De veras la conoces?
Yasmin'le tanışıyor musunuz?
Rompela Yasmine.
Göster kendini, Yasmin!
iTe amamos Yasmine!
Seni seviyoruz, Yasmin!
Vamos, Yasmine, es mi cumpleaños.
Haydi, Yasmin.
Disculpa Yasmine, regresa a trabajar, por eso no te esto pagando.
Affedersin! Yasmin! İşinin başına dön.
Hola, Yasimne.
Alo, Yasmin?
¿ Yasmine?
Yasmin?
iEsperen!
Arkadaşlarına bunu yapmak istiyor musun, Yasmin?
Yasmine, lo siento mucho.
Yasmin, çok özür dilerim.
¿ Yasmin?
Yasmine!