Translate.vc / Spanish → Turkish / Ác
Ác translate Turkish
355,695 parallel translation
El extra no es negociable.
Bonus tartışmaya açık değil.
Creo que ustedes aún tienen una investigación abierta.
İkinizin hala açık bir dosyanız olduğuna inanıyorum.
Nuestros hijos vinieron a expresarnos sus inquietudes en una forma madura y articulada, y debemos responder con un ejemplo de buen comportamiento.
Çocuklarımız bize gelip olgun ve açık bir şekilde endişelerini dile getirdiler. Aynı örnek davranışla onlara karşılık vermeliyiz
Y sepan que nuestras puertas siempre están abiertas.
Kapımızın her zaman açık olduğunu bilin.
Bueno, lo siento, pero te ha dolido durante meses, y no quieres ir a ver a nadie.
Üzgünüm ama aylardır acı çekiyorsun ve kimseye gitmiyorsun.
- Excepto el'Bago, aparentemente. - Sí. ¿ Por qué?
- Açıkçası Bago hariç.
Para estar seguros, soy yo, ¿ verdad?
Açık olmak için o benim, değil mi?
Se los dije, la biblioteca cerrará su ala Este, para convertirla en una franquicia de Tommy T.
Size söylemiştim. Tommy T bayiliği açılabilsin diye kütüphanenin doğu kanadı kapatılıyor.
¿ Un Tommy T en Orson?
Orson'a Tommy T mi açılıyor?
Abren mañana a las 6 : 00 a.m. por si quieren ir a ver las rebajas.
Satışa bakmak isterseniz saat altıda tekrar açılacak.
El universo claramente está intentando decirte algo.
Evren açıkça sana bir şeyler söylemeye çalışıyor.
El perro nuevo que compraron para superar el dolor de perder a ese perro, está muerto.
O köpeği kaybetmenin acısını dindirmek için aldıkları köpek de öldü.
Tal ves deberías sentarte aquí y pensar en todo el dolor que me has causado.
Belki burada oturmalı ve bende sebep olduğun acıları düşünmelisin.
No, es otra cosa, algo más revelador, algo muy interesante que encontré en mi microficha de 1983.
Hayır başka, daha açıklayıcı bir şey. Mikrofişimde 1983 yılından bulduğum çok ilginç bir şey hakkında.
Siento que no tenemos un futuro juntos, debo ser claro, y decir lo que siento.
Beraber bir geleceğimiz olmadığını hissediyorsam diyeceklerimde açık olmalıyım.
¡ Barra libre!
Açık bar!
¿ Puerta abierta o cerrada?
Kapı açık mı kalsın kapalı mı?
La tele está encendida.
Televizyon açık.
Sí, bueno, él me recordó no tan sutilmente que Brick no ha sido confirmado.
Çok açık bir şekilde Brick'in kabul edilmediğini hatırlattı.
Estamos reinterpretando la entrada de "Friends".
Friends'in açılışını tekrar yapıyoruz.
No más pijamadas, no más tacos, y no más reinterpretar la secuencia de entrada
Artık yatıya çağırmak, taco ve sevilen sitcomların açılışını yapmak yok.
Si hubiera seguido siendo tu mamá, te habría explicado esto.
Annenin yerinde olsaydım sana bunu açıklardım.
Demasiado picante.
Çok açık saçık.
Bien, te diré la verdad.
Tamam, seninle açık konuşacağım.
Obviamente, yo seré la estrella...
Açıkçası yıldız olacağım.
La temporada de calor... cuando se levantan las sombrillas, se preparan las toallas frescas, y la piscina espumosa espera.
çeviri : samet _ 419 Tatil mevsimi... Şemsiyeler açılır, temiz havlular gün yüzüne çıkar ve ışıltılı havuz hazırlanır.
Muchos amigos y familiares han fallecido así que solo quiero trabajar y trabajar para evitar el dolor.
Bir sürü arkadaşım ve aile öldü, acıyı önlemeye çalışıp duruyorum.
Cuesta dinero, con toda el agua y los químicos, y francamente, estoy cansado de podar el césped alrededor.
Suyu, kimyasalları masraf oluyor ve açıkçası etrafını biçmekten yoruldum.
Antes de que te des cuenta, tu cuarto será el cuarto de tele de papá, y mi cuarto se convertirá en el cuarto de tele de mamá, y luego estaremos todos casados con hijos,
Bu doğru. Göz açıp kapayıncaya kadar senin odan babamın benim odamda annemin TV odası oluvermiş ve sonra hepimiz evlenip çocuk sahibi olmuşuz ancak ailemizi koyacak odamız olacak mı?
Bueno, en ese caso, ¿ qué sigues haciendo con mamá?
Bu açıdan bakarsak, hâlâ annemle ne işin var?
Obviamente usted es mala con el dinero.
Açıkçası para konusunda kötüsünüz.
Yo también... aunque tal vez no esté aquí durante las horas de sol más fuertes, porque Cindy me quiere pálido.
Benim de, her ne kadar Cindy açık tenli olmamı sevdiği için güneş tepedeyken kullanmayacak olsam da.
"¿ Cuál camisa de cuadros de papá es mi favorita, la azul oscuro o la azul claro?".
"Babanın gömleklerinden hangisini seviyorsun açık mavi mi, koyu mavi mi?"
Ahora, mamá, ¿ podrías por favor salir de la toma?
Anne, lütfen açımdan çıkar mısın?
Estaba en la tienda de donas, y la nueva tienda, "El Regalador" estaba en seguida.
Çörek dükkanındaydım ve yan tarafına yeni bir dükkan açılmıştı, The Giftery.
Pero el mío no es algo que se pueda abrir.
Ama benimki açılabilecek bir şey değil.
Y para ser claros, el video del gato... salió de la nada cuando estaba investigando precios de granito, así que no compartas eso con nadie.
Bir de açık olmak için, o kedi videosu granit fiyatlarını araştırırken çıktı, kimseye söylemiyorsunuz.
Está bien. No tengo hambre.
Üzgünüm, aç değilim.
Tengo hambre.
Acıkmaya başladım.
Pero, saben, no importa que yo no iba a fiestas en la preparatoria, porque mi mundo de veras se amplió en la universidad.
Ama lisede partiye gidip gitmemeniz fark etmez çünkü benim dünyam gerçekte üniversitede açıldı.
Inventar una televisión que se encienda cuando despiertes, e ir a Europa... esos son mis dos sueños.
Hayallerimden biri uyanınca otomatik açılan TV'nin icat edilmesi, diğeri Avrupa'ya gitmek.
Claramente tus padres te educaron bien.
Açıkçası ailen seni çok doğru yetiştirmiş.
He enterrado el anagrama indicador en un sitio indebido, pero... era una simple ilustración.
Anagram belirteçini içeriye gizledim ama temel olarak bir örnekli açıklamaydı.
Bien, pues, ¿ cómo explicas eso?
Bunu nasıl açıklayacaksın?
Oh, sí, es obvio
Açıkçası, - çünkü buna ihtiyacın var.
¡ Preparado, listo, ya!
Hazır, çekil, git! Oh, benimki açık.
Honestamente, ¿ por qué lo hacen?
Açıkçası, neden bunu yapıyorlar?
Como Seamus Doyle, mi compañero "wincher" por el día me explicaba
Seamus Doyle olarak, gün için vinç arkadaşım açıkladı.
Entonces... de acuerdo, vamos a correr, adelante
Yani, tamam, ırk açık. İşte başlıyoruz.
"Baggsy" se acercó para explicarme cómo funcionaba el sistema de puntos
Baggsy, skorlamanın nasıl çalıştığını açıklamak için hazırdı.
Para poder conservar el derrape con un buen ángulo
Böylece sürüşü iyi bir açıyla tutar,