Translate.vc / Spanish → Turkish / Álguien
Álguien translate Turkish
260,516 parallel translation
Tengo que llamar a alguien.
Telefonla konuşmam gerek.
Uno creería que Superman o alguien más podría quitárselo.
Superman veya herhangi birinin onu alabileceğini bir düşün.
¿ Alguien ha visto a Jaime?
Hey, biri Jaime'i gördü mü?
En cada era hay alguien que se opone.
Her çağda, bana karşı olanlar vardır.
Alguien debe vigilarla, Grayson.
Onun gözlenmeye ihtiyacı var, Grayson.
Tomar decisiones con el corazón hará que alguien termine muerto.
İyi kalplerinizle aldığınız kararlar insanları öldürür.
No creas que no puedo sentir la vibración de alguien siguiéndome.
Beni takip eden birinin titreşimlerini hissetmiyorum değil.
¿ Alguien tiene idea de qué es eso?
Bu gizmonun ne olduğu hakkında bir fikri olan var mı?
¿ Alguien más ha traído una pala?
Yanında küreği olan var mı?
Decirles que ya no había más horas extra fue fatal, pero cuando tuve que decirles que no iba a haber más bollos, alguien me tiró una taza a la cabeza.
Artık fazla mesai için ücret ödenmeyeceğini söylememe sinirlendiler ama onlara artık simit yok dediğim zaman bir tanesi kafama fincan fırlattı.
Estoy seguro de que si algo fuese mal alguien habría...
Bir sorun olsaydı insanlar...
Ahora tenemos a alguien infiltrado... yo.
Artık içeride bir adamımız oldu : Ben.
Por cierto, si alguien pregunta, el foso del ascensor siempre tuvo un árbol dentro.
Bu arada biri sorarsa asansör boşluğunda hep ağaç vardı.
La mirada de alguien que echa de menos su hogar.
Evini özleyen birinin bakışı.
¿ Perdiste a alguien también?
Sen de mi birini kaybettin?
Alguien que creía conocer.
Tanıdığımı sandığım birini.
Y si realmente sabes cómo recuperar Agrabah, entonces tal vez alguien pueda ayudarme.
Ve sen... Agrabah'ı nasıl geri alacağını biliyorsan... belki de oradaki biri bana yardım edebilir.
Y estoy segura de que encontrarás a alguien aquí que también pueda ayudarte a volver a Storybrooke.
Ve eminim burada Storybrooke'a... dönmene yardım edecek birini bulabilirsin.
Podemos hacer una llamada a Storybrooke si hay alguien allí que pueda tomarla.
Ulaşabileceğimiz biri varsa... Storybrooke'a sinyal gönderebiliriz.
¿ Alguna vez piensas en que quizá intentar hablar con alguien, tratar de lidiar con...?
Biriyle konuşmayı düşünüyor musun hiç? Bu işi hallet...
No estoy segura de que el FBI esté dispuesto a entregar documentos clasificados a alguien que está bajo custodia.
FBI'ın tutuklu birine gizli dosyaları vereceğini sanmam.
Pero tengo estos sentimientos hacia alguien que es... un monstruo... ¿ en qué me convierte eso?
Ama böyle duygular hissediyorsam böyle canavar birine karşı, peki bu durumda ben neyim?
y no es algo que apoye, así que dame la oportunidad de hacer esto bien antes de que alguien más salga herido.
Başka kimse zarar görmeden bu işi düzeltme şansı ver.
Tuve que pararlo antes de que hiciera daño a alguien más, para controlarlo.
Başka kimse zarar görmesin diye durdurmak zorundaydım, kontrol altına alabilmek için.
Alguien podría estar escuchando.
Biri dinliyor olabilir.
Quiero comprender por qué seguí a alguien como ella.
Anlamak istiyorum neden öyle birini takip ettiğimi.
Por favor, tengo mucho trabajo que hacer y Weller quiere que lo haga con una mano atada a la espalda, y si tenemos alguna esperanza de capturar a Shepherd y a Borden alguien tiene que estar aquí para mover los hilos
Lütfen, yapmam gereken çok iş var ve Weller bir kolum bağlı yapmamı istiyor. Sherpherd ve Borden'ı yakalamada umudumuz varsa birinin burada olup tuşlara basması gerekiyor.
¿ A alguien más le gustaría compartir?
Başka paylaşmak isteyen var mı?
Oh, alguien está enviando langostas vivas.
Birileri canlı ıstakoz kargolamış.
Eh, la aerolínea nos esta haciendo atender a un seminario sobre qué hacer si alguien vuela un drone en tu ruta de vuelo.
Havayolu şirketi hepimizin seminere katılmamızı istiyor. Birisinin drone'nu uçuş bölgemize sokması halinde... ne yapmamız gerektiği hakkında.
Ese tipo es más molesto que ir a un restaurante italiano con alguien que ha ido a Italia.
Bu çocuklar rahatsızlar. İtalyan lokantasına, İtalyada bulunmuş biriyle gitmekten daha berbatlar.
¿ Lo sabe alguien más de aquí?
Burada başka bilen var mı?
Alguien llega tarde hoy.
Birisi bugün geç kalıyor.
Sí. Pero ese alguien está frente al puesto de café preparado para pedirte algo.
Evet ama o birisi şu anda kahve dükkanının önünde ve siparşini almaya hazır.
Y nunca le había hecho una autopsia a alguien con quien me hubiera acostado.
Yattığım birine hiç otopsi yapmamıştım.
¿ Si vio a alguien llevando algo extraño?
Bir tuhaflık olduğunu düşündüğünüz yolcular var mıydı?
¿ Si alguien usó algo como un inhalador o perfume?
Astım veya solunum cihazı gibi bir şey veya bir parfüm kullanan biri gibi?
¿ Has estado tú o alguien de esta casa abordada por esta mujer?
Sen veya bu evdeki herhangi biri bu kadınla görüştü mü?
¿ Alguien más tiene una opinión que quiera compartir?
Güzel. Fikrini paylaşmak isteyen başka biri var mı?
Quizá puedas ayudarme a encontrar a alguien que pueda evitar a la seguridad, entrar en las oficinas... sin ser detectado.
Belki bana güvenliği atlatacak, ofise girmemi sağlayacak, ve bunları fark edilmeden yapacak birini bulmama yardım edebilirsin.
¡ Que alguien nos ayude!
Birisi yardım etsin!
¿ Alguien puede oírme?
Beni duyan var mı?
Lo que no entiendo es por qué alguien querría construir una cámara estanca en un hotel.
Anlamadığım şey birisi neden otelin içine hava geçirmez oda inşa eder ki?
Alguien ha construido este lugar para atrapar a la gente.
Birisi burayı insanları tuzağa düşürmek için inşa etmiş.
Alguien que tortura a la gente por... placer.
İnsanlara işkenceler eden biri... zevkine.
Sé lo que se siente cuando alguien desaparece.
Bunun nasıl olduğunu bilirim, birini kaybetmenin yani.
Sí, si encontramos algo con lo que hacer un pequeño agujero, podríamos conseguir que alguien nos oyese.
Evet, eğer küçük delik açacak bir şey bulabilirsek, birinin bizi duymasını sağlayabiliriz.
¿ Me oye alguien?
Beni duyan var mı?
¿ Hay alguien ahí?
Orada kimse var mı?
- ¿ Alguien me escucha?
- Wyatt?
¿ Puede oírme alguien?
Beni duyan var mı?