Translate.vc / Spanish → Turkish / Élie
Élie translate Turkish
44 parallel translation
Tú sigue sirviendo. Nada más.
- Ben sadece elie aldım, hepsi bu.
Gracias, Elie.
Teşekkür ederim, Elie.
Elie, ven aquí.
Elie, buraya gel.
- Hola, Elie.
- Merhaba, Elie.
Aquí tengo algo para ti Elie.
Burada senin için bir şey var, Elie.
No me quedo con Elie.
Hayır, Elie ile kalacağım.
¿ Dónde está Elie?
Elie nerede?
- Elie.
- Elie.
Elie pasó cerca de la piscina.
Elie havuz kenarına gitmek istedi.
Sal, toma a Ellie y a Julie y jálalas hacia adelante.
O kadar. Elie ve Julie'yi yakala ve onları ön koltuğa it.
Elie Frosand, "El Abad".
Rahip, Ally.
Grossman... conocéis a Grossman, nuestro campeón de ajedrez.
Grossmann! Elie Grossmann, herşeyi bilir. Satranç ustası, strateji uzmanıdır!
Elie, ¿ puedes traernos dos vasos de vino?
Elie, bize iki bardak şarap getirebilir misin?
Elie se unió a sus hermanos en Israel.
Elie İsrail'deki kardeşlerine katıldı.
Elie.
Elie.
- ¿ Elie?
Elie mi?
Recuerda una cosa, como si estuviéramos en El dorado.
Bir şeyi unutma, Elie-Didier.
Necesito el Elie Tahari, este Dior Rosa Viejo, lo que sea esta cosa fabulosa, y, oh, ¿ sabes lo que iría hermoso con esto?
Elie Tahari'yi, bu gülkurusu Dior'u, bir de bu harika şeyi istiyorum. Bununla ne çok iyi giderdi biliyor musun?
Elie, aquí Menashe.
Elie, ben Menashe.
¡ Elie!
Elie!
Elie, ¿ me oyes?
Elie, duyuyor musun beni?
Elie, Menashe, ¿ me oyes?
Menashe'den Elie'ye. Tamam
Elie, contéstame.
Elie, cevap ver.
Elie, Elie, ¿ dónde estás?
Elie, Elie, nerdesin?
Elie, ¿ dónde estás?
Elie, nerdesin?
- Elie Wiesel.
- Elie Wiesel.
ELIE GOLDMAN.
Goldman, Eli.
Y ella es Elie.
Bu da Ellie.
Solo tenía que asegurarme de que mi vestido de Elie Saab estaría aquí para la fiesta de esta noche.
.. Elie Saab elbisem gelmişmi diye bakacağım.
Pasado mañana a las tres en punto Primaria Theophile Jones Elie.
Yarından sonraki gün saat tam 3'te. Theophile Jones Elie İlkokulu.
Están viendo al asistente de director de banda de la escuela Elie.
- Tabii ki. Karşınızda Elie'ın bando lideri yardımcısı duruyor.
Elie Bensoussan...
Elie Bensoussan...
Bueno, una larga relación con Elie Saab tiene sus ventajas.
Elie Saab'la ömür boyu arkadaş olmanın getirileri.
Mandé una pista de cómo tu vestido de Elie Saab luce hace diez minutos, justo como tú dijiste. No lo sé.
Bilmiyorum.
- Elie.
- Ellie.
Elie, hay más en la vida que sexo.
Bilirsin, Eli, hayatta cinsel ilişkiden daha önemli şeyler var.
Si Pat y Ellie descubren todo esto, las va a destruir.
Pat ve Elie bu konuyu öğrenirlerse, yıkılırlar.
¡ Elie!
Elie! Paul!
¿ Y tú, Elie?
Peki sen, Elie?
Ellos nos presentaron a Elie.
Onlar bizi Elie ile tanıştırdı.
¿ Qué fotos, Elie?
Ne fotoğrafı Elie?
Robas a las viudas, robas a organizaciones benéficas, robas a Elie Wiesel, sobreviviente del Holocausto.
Dullardan çalarsın, Hayır kurumlarından çalarsın, Holokost'tan kurtulan Elie Wiesel'den çalıyorsun.
¿ Qué podemos decir bien acerca de Madoff cuando se hundió tan bajo como robar a Elie Wiesel
Madoff hakkında ne diyebiliriz? Çok düşük çöktüğünde Elie Wiesel'den çalmak gibi