Translate.vc / Spanish → Turkish / Éramos
Éramos translate Turkish
12,163 parallel translation
Sabes, nosotros tres pasamos 100 años trabajando juntos y huyendo juntos, creyendo que éramos los Mikaelson, y conoces a tu padre.
Biliyorsun, üçümüz yüz yılı birlikte çalışarak ve... Mikaelson'lar olduğumuza inanarak, kaçarak geçirdik ve babanı biliyordun.
Perdimos todo lo que éramos y en lo que nos habíamos convertido en un momento, y aunque ahora sabemos que éramos poco más que una elaborada pista falsa,
Kendimize dair ve sahip olduğumuz her şeyi bir anda kaybettik ve artık karmaşık, dikkat dağıtıcı unsurlardan daha fazlası olduğumuzu bilsek de... Mikael hala peşimizdeydi.
Mi mujer y yo éramos médicos.
Karım ve ben doktorduk.
Éramos, eh, amigos.
Arkadaştık yani.
RESISTENCIA EN CENTRO MÉDICO SISTEMA ÉPSILON ERIDANI 25 DE MARZO DE 2525 pero cuando despertamos, éramos algo nuevo.
TIBBİ TESİS DAYANIKLILIK EPSILON ERIDANI SİSTEMİ MAYIS 25, 2525... ama uyandığımızda yeni bir şeydik.
Éramos solo parte del plan.
Biz sadece planın yarısıydık.
Éramos niños.
Biz çocuktuk.
- Éramos jóvenes, borrachos, y estúpidos.
- Genç, sarhoş ve aptaldık.
Si, lo éramos.
Öyleydik tabii.
Éramos todo lo que teníamos.
Birbirimizden başka kimsemiz yoktu.
Éramos amigos.
Biz arkadaştık.
Éramos niños. Era...
Çocuktuk o zamanlar.
Éramos chicos siendo chicos, peleando por tu honor.
Erkeklik damarımıza engel olamadık senin için savaşıyorduk.
Pensaba que éramos amigas, casi hermanas... pero la última vez que hablamos, estabas planeando apartar a Hope... de esta familia para siempre, entonces en qué quedamos, ¿ Hayley?
Dost olduğumuza inanmıştım neredeyse kardeş olduğumuza ama son konuşmamızda Hope'u sonsuza dek bizim ailemizden uzaklaştırmayı planlıyormuşsun ne durumdasın, Hayley?
Éramos conocidos hace miles de años.
Bin yıl önce birbirimizi tanıyorduk.
Por el bien de nuestro hijo, no podemos ser como éramos.
Oğlumuzun hatırına, eskisi gibi olamayız.
- "EN LA ACTUALIDAD" - Éramos reacios.
Tedirgindik.
Éramos íntimos.
Eskiden onunla çok yakındık.
Ambos estábamos obsesionados con los fósiles cuando éramos niños y nuestras madres estudiaron en la misma clase de primaria en la escuela.
İkimiz de çocukken fosillerle kafayı bozmuştuk ve ikimizin de annesi ilkokulda aynı sınıftaydı.
Me acuerdo cuando éramos pequeñas y pasábamos allí el día hasta que anochecía.
Küçükken hava kararana dek dışarıda dururduk.
Cuando evaluaron a los niños del mundo, Finlandia y nosotros éramos casi iguales, RANGO DE EDUCACIÓN MUNDIAL cerca del fondo de la lista de naciones.
Dünya çocuklarını teste tabi tuttuklarında genellikle hem Finlandiya hem de biz ülke sıralamalarında aşağılarda yer alıyorduk.
Éramos un equipo.
- Biz bir takımdık.
Solo éramos personas que no queríamos vivir con el régimen.
Sadece bu rejimde yaşamak istemeyen halk vardı. MEYDAN SAVUNMA YAHUDİ BİRİMİ
Pensé que éramos amigas, pero me queda claro que es más importante para ti.
I thought we were friends, but you've made it clear what's more important to you.
Éramos inseparables.
Ayrılmaz ikiliydik.
Él le creyó y yo éramos iguales.
Senle benim benzer olduğumuzu düşünmüş.
Sarah y yo éramos amigos, colegas.
Sarah ile ben arkadaştık. İş arkadaşı.
- Éramos buenas amigas.
- İyi arkadaştık.
Éramos todos amigos cuando éramos niños como tú, y...
Senin yaşlarında çocukken bizler arkadaştık.
Bueno. Creí que éramos como... como una división de elite o algo así, ¿ saben?
Ben sanmıştım ki biz böyle kalifiye ekip falanız.
No tienes memoria de este, Pero mi mejor amiga consiguió la polio cuando éramos niños.
Bu hastalığı hatırlamazsınız ama ben küçükken bir arkadaşım çocuk felci olmuştu.
Éramos 120.
120 kişiydik.
Solo éramos niños.
O zaman daha çocuktuk.
Bueno, éramos estudiantes el año pasado.
Geçen yıl öğrenciydik.
Tú y yo éramos delfines.
Ben ve sen yunustuk.
Siempre había pensado que éramos esa pareja que podía levantarse en tiempos difíciles, ¿ sabes?
Bizi, zor zamanların üstesinden gelen bir çift olarak düşünürdüm hep.
Era obvio que esto iba a algún lado pero éramos hippies arruinados.
Bunun bir şekilde büyüyeceği belliydi ama bizler meteliksiz hippilerdik.
Una taberna cuando éramos parte de México.
Meksika'nın bir parçası olduğumuzda bir salon oldu.
¿ No querrías ponerla en un bol de chocolate y comértela? Pensaba que éramos anti-azúcar, Valencia.
Sen de onu içi çikolata sosu dolu bir kaseye koyup, yemek istemiyor musun? Uh, uh, şekerimiz bitti sanıyordum, Valencia.
Solo éramos un par de chavalines compartiendo un amor de verano de dos meses.
Sadece iki genç delikanlı, 2 aylık yaz aşkını paylaşıyordu.
Antes éramos una colmena, conectados.
O zaman birlikteydik, bağlıydık.
Lo éramos.
Mutluyduk.
Y recordar los viejos tiempos, cuando éramos amigos.
Bir zamanlar arkadaş olduğumuzu hatırlıyorum.
Eso es muy interesante porque creo que éramos tú y yo con un plato de nachos delante en el partido de los Clippers contra los Spurs cuando dijiste que una comida lo dice todo sobre la persona con quien la compartes.
Çok tuhaf çünkü sanırım Clip pers-Spurs maçı izleyip cips yerken bana yemek konusunda önemli olan onu paylaştığın kişidir demiştin.
Creí que éramos como... como una división de elite o algo así, ¿ saben?
Ben sanmıştım ki biz böyle kalifiye ekip falanız.
- No, creí que éramos amigos.
- Arkadaş olduğumuzu sanıyordum.
Cero. No éramos amantes, y... a riesgo de sonar como un cliché, las prefiero más jóvenes.
Sevgili değildik ve klişe gibi görünüyor olabilir ama ben daha genç kızları tercih ederim.
Porque éramos amigos.
Çünkü arkadaşız.
Bueno, de pequeñas éramos las gemelas Olsen del mundo de las telenovelas.
Biz gençken, pembe dizi dünyasının efsane ikizleriydik.
Hasta que hablaste, ¡ no sabía que eramos franceses!
Sen konuşana dek Fransız olduğumuzu bilmiyordum!
Éramos grandes seguidores de Ciudadano Z.
- Aynen.