Translate.vc / Spanish → Turkish / Éva
Éva translate Turkish
5,363 parallel translation
Si nos detenemos ahora, Eva... ¿ Qué pasará con las otras chicas?
Eğer şimdi durursak, Eva, diğer kızlara ne olacak?
Tú me has cambiado, Eva.
Beni değiştirdin, Eva.
¿ Eva?
- Hangi kız?
No... una mujer en problemas con un hombre violento.
Eva mı? Hayır, vahşi bir adamla sorunu olan bir kadını.
Morí, Eva.
Ben öldüm Eva.
- Soy Eva.
- Ben Eva.
Eva abre la puerta.
Kapıyı Eva açtı.
- Eva Mansfield es una mentirosa psicópata.
Eva Mansfield yalancı bir psikopat.
¿ Te has dado cuenta de cuán "Triste en Nueva York" parece Eva últimamente?
Üzgünler şehri Eva'nın nasıl göründüğü fark ettin mi?
Con todo lo que estaba pasando, lo último que necesitaba era verme absorbida en otro drama de Eva.
Yaşanan bunca şeyin yanında ihtiyacım olan son şey başka bir Eva dramasına karışmaktı.
¡ Es Eva!
Eva!
¡ Eva, Eva, Eva!
Eva! Eva! Eva!
¿ Cuál de vosotras le ha dicho a la Sra. Marks que está embarazada?
Eva'nın hamile olduğunu Bayan Marks'a hanginiz söyledi?
Perdona, ¿ quién es Eva?
Üzgünüm, Eva kim?
- Eva, hola.
- Eva, merhaba.
Y eso no era Luke, ni Matty ni Eva, ni nada, ni nadie.
Ve bu Luke, Matty, Eva ya da başka bir şey veya başka biri değildi.
He roto con Eva.
Eva'dan ayrıldım.
Eva... soy... soy yo.
Eva, benim.
- Eva.
- Eva. - Evet!
- ¡ Sí!
Eva!
¡ Eva! Puede venderme y recuperar a Eva.
Beni satar ve Eva'yı geri alabilirsin.
Puede venderme y recuperar a Eva.
Beni satıp, Eva'yı geri alabilirsin.
¡ Puede venderme y recuperar a Eva!
Beni satıp, Eva'yı geri alabilirsin.
Eva : Ya vas tu
Sıra sende.
Eso es muy dulce.
Çok hoş. Ben Eva.
Soy Eva. Soy la madre de Jordi.
Jordi'nin annesiyim.
Me llamo Eva.
Adım Eva.
Eva, he visto lo que has hecho.
Eva, ne yaptığını gördüm.
Eva.
Eva.
¿ Qué necesita, señor Bohannon? Tenemos a Eva aquí.
Neye ihtiyacın var Bay Bohannon?
Volved al trabajo.
Eva burada. Sizler işinizin başına dönün.
Eva, dame una bandeja.
Eva, bana bir tas getir.
Eva...
- Eva...
Entro en el pueblo, y yo sonrío y saludo, pero Hilda y Eva, no puedo ya siquiera mirarlas a los ojos.
Köye gidip gülümsüyor, başımı sallıyorum ama Hilda ve Eva'nın artık yüzüne bile bakamıyorum.
Estás llegando a Eva Max. Es hora de regresar.
Misyon süreni dolduruyorsun.
¿ Tú irías a ver a Cate Blanchett en una película sobre Eva Braun?
Eva Braun ile ilgili bir filmde, Cate Blanchett'i hiç gördün mü?
Y es por eso por lo que Eva Braun fue como el quinto Beatle del Tercer Reich.
Ve işte Eva Braun'un Nazi Almanya'sında fifth Beatle grubunu sevmesinin sebebi.
Ningún otro director tiene el suficiente peso para encargarse de una película sobre los últimos días de Eva Braun.
Başka hiçbir yönetmen Eva Braun'un son günlerini anlatan bir filmin altından kalkamazdı.
Sin un director, Eva Braun está tan muerta como Eva Braun.
Yönetmen olmazsa Eva Braun, Eva Braun kadar ölü olur. Aynen.
4 : 30 p.m. Reunión con el equipo de Eva Braun.
Saat dört buçuk Eva Braun ekibiyle toplantı.
¿ Estás teniendo una reunión sobre Eva Braun sin mí?
Eva Braun toplantısını bensiz mi yapıyorsunuz?
Eva Braun no es una comedia romántica.
Eva Braun romantik komedi değil ki.
Tenemos tanto en común, y especialmente desde que estoy haciendo tanto por Eva Braun, casi parecía raro que no la estuviese representando.
Bir sürü ortak noktamız var. Eva Braun için o kadar çok çalışıyorum ki onu temsil etmemem tuhaf kaçacaktı.
Eva Braun es tu sueño, ¿ recuerdas?
Eva Braun senin hayalin, unuttun mu?
Decidme, ¿ cuál de vosotras dos es la que está supervisando el proyecto de Eva Braun?
Eva Braun projesine hanginiz bakıyor acaba?
Eva Braun era el proyecto de Vanessa.
- Eva Braun, Vanessa'nın projesiydi.
Esta es mi hija que está en grandes problemas, Eva.
Bu benim başı çok büyük belada olan kızım Eva.
- Papá... Ni una palabra más, Eva.
Daha fazla konuşma Eva.
Necesitas saber algo, Eva.
Şunu bilmelisin Eva.
Os presento a Eva Belyakov, 35 años, candidata al índice.
Eva Belyakov'la tanışın. Yaş 35, indeks adayı.
Su nombre era Eva, rusa, fuerte y con voluntad como tú.
Adı Eva'ydı. Rus, senin gibi iradeliydi.