Î translate Turkish
189,393 parallel translation
Hace tres meses, si estaba en pie después de las 9 un jueves por la noche, era porque estaba viendo Urgencias, y ahora estoy a punto de salir a actuar ante más gente que en todos los últimos 15 años y tengo hijos.
Evet. "Acil Servis" i izlemem gerekiryordu şu an. Pardon?
Tengo trillizos, Ben.
Üç ay önce, eğer Cumartesi akşamı saat 9 : 00'dan sonra uyanıksam, bu sırf Acil Servis'i izlemek içindir. Ama şimdi,
Ben, ¿ recuerdas a mi hermano, David?
Ben, kardeşim David'i hatırlarsın.
- Lo que pondría a Huntley en guardia.
- Huntley'i nasıl içeri tıkacağız?
¿ No no ha restituido a Huntley porque estaba preocupado de que la defensa de Michael Farmer sacara ventaja del hecho de que el agente investigador jefe fuera reemplazado?
Huntley'i yeniden göreve atamadınız, çünkü... Michael Farmer'ın savunması, Kıdemli Soruşturma Görevlisinin.... geri gelmesi durumunda prim yapacaktı.
Quién fuera que mató a Tim Ifield, no fue Michael Farmer.
Tim Ifield'i kim öldürdüyse o Michael Farmer değil.
Ha acabado su turno, señora. ¿ Llamo a Neil?
Mesaisi bitti hanımefendi. Neil'i çağırayım mı?
Haré que Maneet busque reservas de taxis sobre esa hora y descartaremos los nombres que suenen como el mío.
Maneet'i taksi şirketlerinin o saatlerdeki rezervasyonlarını incelemesi için görevlendireceğim, Afrika kökenli isimleri ekarte edeceğim.
Si usted no mató a Timothy Ifield, decirnos que este era un teléfono suyo que desconocíamos, eso nos ayudaría mucho.
Şimdi eğer Timothy Ifield'i öldürmediysen, onunla daha önceden bilmediğimiz bir telefonla konuştuğunu söylersen, bu bize gerçekten yardımcı olur.
Solo porque hayan tenido sexo, no significa que Hana haya matado a Tim.
seks yapmış olmaları Hana'nın Tim'i öldürmesi anlamına gelmez.
Es el hombre que estoy convencida mató a Baswinder Kaur, a Leonie Collersdale, y secuestró a Hana Reznikova, y que señaló a Michael Farmer de todo ello.
Bu, Baswinder Kaur ile Leonie Collersdale'i öldürdüğünü... ve Hana Reznikova'yı kaçırdığını sandığım adam.... Michael Farmer'ı tezgaha getirdi.
Por Dios santo. Sí, estoy intentando contactar con la inspectora Huntley.
'Tanrı aşkına.'evet, Dedektif Başmüfettiş Huntley'i yakalamaya çalışıyorum.
Los análisis indican que las fibras de la alfombra depositadas en otros objetos recuperados de la casa de Michael Farmer no se encontraron en los objetos que relacionan a Farmer con las víctimas anteriores.
Testler, Michael Farmer'ın ev adresinden alınan.... halı elyaflarının, Farmer'i önceki kurbanlara.... bağlayan eşyalarda bulunmadığını gösterdi.
Oíd, todos conocíamos a Tim Ifield, pero es importante que no nos dejemos llevar por las emociones.
Bak, hepimiz Tim Ifield'i tanıyorduk ama duygularımızın işimizi etkilemesine izin vermememiz önemlidir.
¿ Y vio a Timothy Ifield ese día?
O gün Timothy Ifield'i gördün mü?
¿ Conocía a Tim Ifield de otro sitio?
Tim Ifield'i başka bir yerden tanıyor muydun?
Ifield es I-F-I-E-L-D.
Ifield harfleri : I-F-I-E-L-D.
No estamos en disposición de considerar a Roz Huntley como sospechosa, sin pruebas.
Roz Huntley'i bir neden olmadan... şüpheli olarak göremeyiz.
Todos somos conscientes de que está preocupado por el estado de su agente, pero, venga, vamos a bajar el nivel de hostilidad.
Memurunuzun durumundan endişe duymanızı anlıyoruz, fakat haydi, Ian Paisley'i arayalım!
Nick y yo somos viejos camaradas, por tanto tengo algo más que un interés profesional en un trato justo a mi cliente, por tanto me gustaría que su departamento dejara de aparentar que quieren culpar a Nick y empezaran a ver
Nick ve ben eski meslektaşlarız, bu yüzden müvekkilimin sorgulanmasına profesyonel bir ilgi duydum, Bu yüzden bölümünüzün Nick'i suçlamak istiyor gibi duruyor olsa da elemanınızın düşüşünün bir kaza olduğu sonucuna vardığınızda........ kimse benden daha mutlu olamaz.
No puede estar sugiriendo de que Nick sea el responsable de la caída de su agente.
Adamınızın düşmesinden Nick'i sorumlu tutacağınızı... düşünüyor olamazsınız.
¿ Está sugiriendo en serio que Nick es sospechoso?
Sen Nick'i suçlamada ciddi misin?
Huntley solo hizo una sola llamada de teléfono después del primer mensaje de voz de Steve, que fue a su abogado, buscando consejo legal.
Huntley, sadece yasal tavsiye istemek için avukatı Steve'i aradı.
Soy la investigadora jefe, Kevin, y quiero atrapar al cabrón que mató a Timothy Ifield.
Ben bir amirim, evin, ve Timothy Ifield'i öldüren orospu çocuğunu... yakalamak istiyorum.
No tiene ninguna prueba que supere el umbral de evidencia para acusar y ni siquiera creer que esa pobre chica, Hana Reznikova, asesinó a Timothy Ifield.
Suçlamak için eşik testini geçirecek kanıtınız yok, ancak Hana Reznikova'nın Timothy Ifield'i... öldürdüğüne ciddi olarak inanıyor musunuz?
¿ Tiene alguna prueba que conecte a Michael Farmer con Timothy Ifield?
Michael Farmer'i Timothy Ifield ile ilişkilendirecek bir delilin var mı?
La imagen 36 capta un vehículo a nombre de su marido, Nicholas Hutley, en las proximidades del piso de Timothy Ifield.
Resim 36, kocanız Nicholas Huntley'i, Timothy Ifield'ın... evinin çevresinde, üzerine kayıtlı bir araç içinde yakalıyor.
Superintendente Hastings, en estos momentos, soy incapaz de excluirlo a Ud., al agente Desford, al sargento Arnott y a la sargento Flynn de conspirar para pervertir el curso de la justicia en las acciones llevadas contra mí, que creo infundadas,
Müdür Hastings, Şu anda, DC Desford, DS Arnott ve DS Flynn'i, ve sizi adaleti yanıltmak için bir komplo kurmadığınızı söyleyemem. Benim aleyhine getirdiğiniz, asılsız olduğuna inandığım eylemler,
"El señor Lakewell niega conocer a Jade Hopkirk".
"Bay Lakewell, Jade Hopkirk'i tanıdığını inkar ediyor."
No es posible que Hilton todavía pueda respaldar a Huntley después de esto.
Hilton'un hâlâ Huntley'i desteklemesinin artık imkânı yok.
- Id a buscar a Roz y a Nick Huntley.
- Dışarı çık ve Roz ve Nick Huntley'i al getir.
Pero Roz Huntley os había recusado y acusasteis a Nick Huntley de estar involucrado en las lesiones del sargento Arnott.
Roz Huntley sizi suçladı ve siz Nick Huntley'i Müfettiş Arnott'un... yaralanmasına karışmakla suçladınız.
G, H, I...
G, H, I...
Queremos ver a Martin.
Martin'i görmemiz gerek.
De los páramos helados del norte congelado donde viola, roba, pero sobre todo viola, por favor, abucheen a Vicky Vikingo.
Tecavüz ettiği, yağmaladığı ama daha çok tecavüz ettiği donmuş kuzeyin buzlu arazilerinden, lütfen Vicky Viking'i yuhalayın.
- Hace 3 días no veo a Bash.
- Bash'i üç gündür görmedim.
Fui a buscar a Bella y esto es lo que encontré.
Belle'i aramaya gittim ve bunu buldum.
Nunca entraríamos en el cielo si no os salváramos a vos y al príncipe del peligro.
Cennete asla giremezdik Eğer seni ve Prens'i zarar görmemeliysek.
Enviad hombres para calmar Cornualles y el resto listo para ir al norte conmigo.
Adamları Cornish'i susturmaya ve diğerlerini benimle kuzeye sürmeye hazırla.
¿ Porque crees que va a traer de vuelta a Oliver?
Çünkü onun Oliver'i geri getireceğini mi düşünüyorsun?
Se llevó a Amy.
Amy'i götürmüş.
Solo podía seguir las líneas, tirar de las cuerdas.
All i could do was follow the lines, Pull a string.
¿ A Kerry?
Kerry'i mi?
¿ Por cuánto tiempo trataste a David?
David'i ne kadar süre tedavi ettin?
Me gustaría mucho ver a David de nuevo.
David'i tekrar görmeyi çok isterim.
9 : 15 de la mañana.
Saat 9 : 15'i gösteriyordu.
Lo sé... ¿ has visto a Syd?
- Sadece... Syd'i gördün mü?
Hola... mira, sea lo que sea que hagamos, necesitamos sacar al parásito de la cabeza de David.
- Kesinlikle. Bakın, ne yaparsak yapalım David'i bu parazitten kurtarmalıyız.
Piensa en el Rey Sombra como en un virus de ordenador.
Çalışmayı bırakırsa? Shadow King'i bilgisayar virüsü olarak düşünün.
Genial, me voy.
David'i bırakmamı mı istiyorsun?
Pero utiliza toda su energía en engañar a David.
Ama tüm enerjisini David'i kandırmakla harcıyor.