Translate.vc / Spanish → Turkish / Últimos
Últimos translate Turkish
18,100 parallel translation
- Te entiendo. En mis últimos casos de desaparecidos no llegué a ningún resultado, pero tienes que cuidarte.
Benim son birkaç kayıp kişi dosyam duvara tosladı.
La Srta. Shaw ha matado a seis de mis hombres en los últimos nueve meses.
Bayan Shaw son 9 ayda 6 adamımı öldürdü.
Qué raro, porque todos tuvieron lugar en los últimos seis meses contigo como dueño.
Bu çok garip çünkü tüm bu olaylar silah sendeyken, son 6 ay içinde gerçekleşmiş.
15 escenas de homicidios en los últimos 5 años.
Son 5 yılda 15 cinayet mahallinde görülmüş.
Todas esas personas en los últimos años, Qué ha aprendido algo?
Yıllardır onca insanı takip ettin, bir şey öğrendin mi?
Su notificación número 35 que había tenido que hacer en los últimos años,
Yıllar içinde bildirmesi gereken 35. ölümdü.
Garth aquí se ha estado metiendo coca... en secreto por los últimos 5 años... y nadie lo juzga, está bien.
Garth beş senedir gizlice kokain çekiyor, kimsenin yargıladığı yok, değil mi ama?
Zhu. ¡ Sube a los últimos vagones!
Zhu. Son vagona gidin!
Disculparme por todo lo que te he hecho pasar estos últimos meses.
Son bir kaç ayda seni içine sürüklediğim bir çok şey için özür dilerim.
Bueno, hizo un trabajo impresionante ocultándose estos últimos meses.
Son birkaç ayda kendini gizleyerek iyi iş çıkarmışsın.
Ana ha sido mi sparring los últimos 12 meses. Conoce todas mis fortalezas y debilidades.
Anna 12 aydır antrenman asistanlığımı yaptı.
Les hace olvidar los últimos dos minutos.
- Son iki dakikayı unutmalarını sağlıyor.
Me debes los últimos 20 años, mariposón.
Bana son 20 yılımı borçlusun be ibne.
Los últimos sitios web donde estuvo.
Bakalım, son girdiği siteler bunlar.
Porque pasé los últimos tres meses de mi vida... desarmando todo lo que Elias me había dicho.
Ben son üç ayımı Elias'ın benden kopardıklarını toparlamakla geçirdim.
Graduado en la Sidwell Friends de los últimos de su clase.
Sınıfının sonuncusu olarak kolejden mezun oldu
A mis amigos y familia, mis compañeros agentes del FBI y mis compatriotas neoyorquinos... que han sufrido estas tragedias innombrables... sé muy bien lo doloroso que fueron los últimos meses para todos nosotros.
" Aileme, arkadaşlarıma, FBI'daki çalışma arkadaşlarıma, ve bu trajediden acı çeken tüm New Yorklulara... Hepimiz için son bir kaç ayın ne denli acı dolu geçtiğini biliyorum
En los últimos cinco días, desplome absoluto.
Son beş günde büyük bir çöküş yaşandı.
Los últimos 200 años han sido los más productivos de la historia humana.
İnsanlık tarihi, son 200 yılda en verimli dönemini yaşadı.
un recuento preliminar de sus victimas en las tierras del Sur, en los últimos dos años, ascenderia a 15.
Böylece son iki yıldaki Southland bölgesindeki kurban sayısı 15'e ulaştı.
Estos son los últimos momentos de su vida.
Bunlar hayatının son anları.
Necesito ver sus transacciones de los últimos 90 días.
Son 90 gündeki işlemlerini görmek istiyorum.
He estado dirigiendo el hotel yo sola los últimos días y mi hijo está fuera del pueblo y la chica que normalmente me ayuda... bueno, estará un tiempo fuera.
Birkaç gündür moteli ben yürütüyorum. Oğlum şehir dışında, bize yardım eden kız da... İzin alması gerekti.
Una de las cosas que nos han enseñado en los últimos años, es que debemos ser capaces de prepararnos para lo impensable.
Son yıllarda bize öğretilen şeylerden biri ise akla gelmeyen hazır olmamız gerektiğidir.
- Durante los últimos doce años?
- 10 küsur yılın ardından mı?
Braga está invicto y ha diezmado a sus últimos tres oponentes.
Braga yenilgisiz ve son üç rakibini nakavt etti.
Tú y Donnie eran cercanos, especialmente estos últimos meses.
Donnie'yle yakındınız özellikle son birkaç ayda.
He estado ahí fuera patrullando durante los últimos tres meses.
Üç aydır dışarıda devriye yapıyorum.
Los últimos 27 días solo he comido entre el atardecer y el amanecer.
Son 27 gündür... yalnızca sabaha doğru yemek yiyorum.
Como se puede decir, he desarrollado un interés en zoología en los últimos tiempos.
Anlayabileceğin üzere son zamanlarda zoolojiye merak saldım.
Ya, su principal fuente de diversión en los últimos tiempos dirigía una campaña de extorsión contra los negocios de su marido.
Evet, onun gece hayatı eğlence şefi kocanızın işine karşı haraç kampanyası yürütüyordu.
Estamos aquí para hacerle saber que no está solo en sus últimos momentos.
Son anlarında yalnız olmadığını bilmesi için buradayız.
- en los últimos años.
-... turist var mı bak. - Tamamdır.
Monty, investiga qué más pasó en esa bahía en los últimos años.
Monty, son birkaç yılda körfezde neler olduğuna bir bak.
La verdad, no he dormido mucho los últimos días.
Aslında son bir kaç gündür doğru düzgün uyumadım.
- Seth agregó sus últimos cambios.
- Seth son düzenlemeleri ekledi.
Estoy elaborando un cronograma de los últimos días.
Son birkaç gün için zaman çizelgesi hazırlıyorum.
Me consuela saber que pasó sus últimos momentos en su lugar preferido.
Son anlarını en sevdiği yerde geçirmiş olması beni rahatlatıyor.
Que comience la obra de Dios. us últimos momentos en su lugar preferido.
Tanrı'ya hizmet vakti.
Y es seguro decir que esta franquicia deportiva.. .. está viendo sus últimos días.
Son günlerde bu sporun çok gündemde olduğu doğru olur.
Dime que los últimos meses te he importado.
Şu son birkaç ayın senin için bir anlamı olduğunu söylemeni istiyorum.
Tuve, en los últimos tiempos, la gran desgracia de darle clases al primer remero de Oxford, el año pasado, y un gran tonto como nunca conocerás, pero de alguna manera, de alguna manera, este hijo de un gerente de banco, apenas capaz de construir una frase, por no hablar de una proposición lógica, terminó con un sobresaliente.
Geçen sene Oxford botunun kulaç ekibine ve dallamanın birine ders vermek gibi bir talihsizlik yaşamıştım. Fakat bir şekilde, bir şekilde... Bırak mantıklı bir cümle kurmayı, cümle kurmayı bile zar zor beceren Banka Müdürünün oğlu, birincilikle bitirdi.
Los últimos clásicos.
Tüm son klasikler öyle.
Estos últimos meses, Olsen estaba trabajando en un solo caso.
Son birkaç aydır, Olsen sadece bir dosya üzerinde çalışıyordu.
Durante los últimos 3 años, he estado siguiendo a un hombre llamado Golding.
Son üç yıIdır, Golding denen bir adamın izini sürüyorum.
Pese a lo que pudiera decirte... nuestro padre esos últimos días, no quería que esto acabara así.
Babamız, son yıllarında sana neler anlatmış olursa olsun işlerin bu şekilde bitmesini istemezdi.
He mirado tanto a tu esposa e hijo estos últimos 11 años...
Son 11 yıldır eşine ve oğluna o kadar çok baktım ki...
Mi hijo, Wesley, sirvió a Seguridad Nacional durante los últimos dos meses.
Oğlum Wesley son iki aydır İç Güvenlik'te hizmet veriyordu.
Nosotros, todos nosotros somos los últimos de nuestros linajes.
Bizler, bizler neslimizin son örnekleriyiz.
Estos son los últimos cinco días de vida en Salem.
Salem'daki hayatın son beş gününü yaşıyoruz.
Está en Perú transcribiendo los últimos tres peldaños de La Escalera, las instrucciones de nuestro desarrollo espiritual.
Peru'da, Merdiven'in son üç basamağının kopyalarını ruhsal gelişimimiz için talimatları yazıyor.