Translate.vc / French → Turkish / 120
120 translate Turkish
2,052 parallel translation
Tu vas me tirer dessus à 120 km / h?
Ne yani, saatte 130'la giderken vuracak mısın beni?
Les maximales devraient tourner autour de 30 °, et les minimales, cette nuit, autour de - 1 °. Le Shamal arrivera demain, il soufflera jusqu'à 120 km / h.
Günün en yüksek sıcaklığı 30 derece civarında olacak gece ise saatte 120 kilometreyi bulan Şimal rüzgârıyla en düşük - 1 civarında seyretmesi bekleniyor.
Ici Deux Un Alpha, au complet.
Burası İki Bir Alfa, yukarı 120 ve devam.
120.
120.
D'accord, 120 / 80... pas mal.
Tamam. 120'ye 80. Fena değil.
- Tachy à 120.
- Taşikardi. 120.
Ajouter 150 grammes de saccharose. Maintenir à 70 degrés Fahrenheit pendant 120 heures.
150 gram sakaroz 70 derece Fahreniet'ta muhafaza edilir.
- 30 millilitres à 80 degrés...
120 saat boyunca. 30 milimetre...
120, 180... 200.
120,180... 200.
{ \ pos ( 120,200 ) } Je sais pas, j'y ai pas encore réfléchi.
Bilmiyorum. Daha düşünmedim.
{ \ pos ( 120,200 ) } Écoutez, dans le pire des cas... mon équipe ne rentre pas, { \ pos ( 120,200 ) } Atlantis nous contactera par radio à travers la Porte.
Bakın, en kötü durumda, takımım geri dönmeyince, Atlantis'tekiler geçidi tuşlayıp bizimle telsizle iletişim kurarlar.
{ \ pos ( 120,190 ) } Vous étiez plus proche du résultat que vous ne le pensiez.
Görünüşe göre Hoffa ilacını saptamaya düşündüğümden daha yakınmışsınız.
{ \ pos ( 120,190 ) } J'ai pu rapidement parfaire votre test sanguin.
Kan testinizi tamamlamam uzun sürmedi.
{ \ pos ( 120,190 ) } Et une fois vérifié grâce aux échantillons fournis, { \ pos ( 120,190 ) } j'ai décidé d'effectuer un test de plus, pour être sûr... sur moi.
Ve sizin verdiğiniz örneklerle doğruladıktan sonra, emin olmak için bir test daha yapmaya karar verdim... kendi üzerimde.
Elle fonctionne à 120 % depuis une heure pour compenser la baisse de température.
Düşen sıcaklıklarla başa çıkmak için son 1 saattir % 120 ile çalıştırıyorduk.
{ \ pos ( 25,120 ) } sous-espace contrôle difficile { \ pos ( 60,130 ) } j'essaie de
"Altuzay" "Zor kontrol" "Deniyor"
{ \ pos ( 100,120 ) } C'est vous qui avez fait ça?
"Bunu sen mi yaptın?"
120 %? 20?
% 10 mu, 20 mi?
Cent vingt et un degrés.
120.
480, 120.
480, 120.
Tim, on est à la borne 112-9.
Gösterge 120-9.
Borne 112-9.
Gösterge 120-9.
Nous sommes à la borne 112-9.
Gösterge 120-9'dan geçiyoruz.
Vers 19 h, Desert Pacific passe à la borne 112-9.
Saat yedi gibi Pasifik Çölü, Gösterge 120-9'dan geçti.
Tout ça à 190 km de haut.
Hepsi 120 mil yukarıda yapıldı.
200 kms carrés?
120 mil kare?
Spike, Lewis, vous êtes Bravo, au sud-est 120 °, prenez-le par le bas.
Spike, Lewis... Taarruz, 120 derece güneydoğu, ayağından vurun.
120 000, environ. Ça c'est cinquante à soixante, et ça huit ou neuf.
Maz... 120.000 civarında olmalı.
Je pensais que tu savais pourquoi je dois traîner mon gros cul à 120 km de chez moi.
Koca götümü 120 kilometre öteye neden götürmem gerektiği konusuna ışık tutabileceğini düşündüm.
120 000.
120,000.
On y retourne. Charge à 120.
Tekrar yapacağım, 120 volt.
La mise est montée à 120 $.
Giriş ücreti az önce 120'ye çıktı.
À l'âge de 120 ans.
120 yaşındayken.
Vous allez me vendre Vince sur la base d'un film de 120 millions, arrêté parce que le réalisateur n'aimait pas son travail.
Yönetmen çıkardığı işi beğenmediği için iptal edilen 120 dolarlık bir filmle mi Vince'i satacaksınız?
Si tu tiens à lire cette vieille histoire chiante... mets au moins de la musique.
Bu 120 senelik iğrenç hikayeyi anlatmakta ısrarcıysan... iyi bir müziğe ihtiyacımız var.
{ \ pos ( 120,220 ) } à l'endroit même où étaient les vêtements.
Kıyafetlerini bulduğumuz alanda.
À 10 m de haut!
Havada 120 metre!
Où je vais trouver 120 $ pour le ticket?
Bilet için yüzyirmi doları nereden bulacağım?
- C'est passé de 100 à 120 £.
- 100 pounddan 120'ye çıkarmış.
La panne, qui a provoqué des "débuts" de travail de New York à la Californie... a empêché approximativement 120 millions d'employés américains... de perdre leur temps sur Internet au travail.
Bu zayiat, New York'tan California'ya yaklaşık 120 milyon Amerikalı çalışanın iş yerindeyken internette oyalanmasına engel oldu. Reklâmlardan sonra Onion Haber devam edecek.
Si tu veux le garder dans ton corps, là où il doit être, arrête de sauter des camions qui roulent à 130 km / h sur l'autoroute!
Onu ait olduğu yerde, yani vücudunun içinde tutmak istiyorsan, otoyolda 120 kilometre hızla giden kamyonlardan atlamaktan vazgeç!
J'ai travaillé 120 heures ces deux dernières semaines.
Son iki haftada 120 saat çalışmıştım.
Il a une moyenne de C, mais son Q.I. est de 120.
Ortalaması C ama IQ testinden 120 puan almış.
Celui-ci est à l'aube de ses 120 ans.
Bu gördüğün 120 yıllık.
Huit : "On n'a pas le choix pour Hunt. Il faut trouver les 120 000 $."
Sekizincisi : "Hunt işinde başka bir seçeneğimiz yok, bu yüzden $ 120,000 ya da fazlası artık fark etmez, haksız mıyım?"
Dans cent-vingt secondes, le système redémarre.
120 saniye sonra sistemi yeniden yüklenecek.
Pouls, 120.
Nabız 120.
Ils en veulent 120 comme celle-ci.
Bunlardan 120 tane istiyorlar.
J'ai fait 120 km.
Seni görmek için 80 mil yol geldim, Karen.
Il y a écrit 140, mais c'est 120.
1 20 gözüküyor ama 1 40 çalışıyor.
120 JOURS PLUS TARD
120 GÜN SONRA