Translate.vc / French → Turkish / 1200
1200 translate Turkish
721 parallel translation
Pas de navires visibles dans un périmètre de 1200.
200 km içerisinde görülebilir bir gemiye rastlanmadı.
J'en ai eu un de 1200 $ de Pete sur Kedzie Avenue.
Bu sabah Kedzie Caddesindeki Pete'den 1200 dolarlik bir çek aldim.
Même sachant qu'elle vous a laissé 1200 £ dans son testament?
Onun size vasiyetinde binikiyüz pound bıraktığını düşünürsek?
Un câble de 1 200 mots pour dire que le grand Van Meer n'a rien à dire.
Koskoca 1200 kelimelik telgrafta sadece büyük Van Meer'in tek bir şey bile söylemediği anlatılmıştı.
1200 piastres ont été trouvé en votre possession.
Üzerinden 1.200 kuruş çıktı.
Je crains que 1200 £ ne soient notre maximum absolu.
Üzgünüm ama £ 1,200 verebileceğimiz üst sınır.
Cette maison vaut bien plus que ça. Mais ma petite-fille est très jeune, et 1200 £ à sa banque me rassureraient beaucoup.
Evin değeri bundan çok daha fazla ancak çok genç bir torunum var ve onun için bankaya koyacağım £ 1,200 içimi epey rahatlatacak.
Plus de 1 200 $.
- 1200 dolardan fazla.
Ça vaut 1 200 $.
Onun değeri 1200!
A nous deux, on a 1200 par mois.
Çok çalışsak da boşuna. Maaşım sadece 1200 yen.
Écoute, écoute... dis-moi! Aurais-tu ton magasin, aujourd'hui, si je ne t'avais pas prêté 1 200 $? Sur parole et sans garantie?
Söylesene sözüne güvenip, maddi teminat olmadan sana 1200 dolar kredi vermesem bugün dükkanın olur muydu?
Trois doses contiennent 1200 mg, exact?
Her dozun yüzde 40'ı... Üç doz toplamda 1200 miligram oluyor değil mi? Evet.
Il reste 41 hommes, un officier, 1 200 cartouches, 17 mortiers.
41 adam ve 1 subay kaldı. 1200 mühimmat, 17 havan.
En restant chez moi, ce qui s'avère être 1200 acres de bonne terre californienne.
Kendi toprağımla yetinerek. Yani, 5 kilometrekarelik verimli Kaliforniya toprağını kastediyorum.
1200 mètres, ça ouvre l'appétit.
1.200 metre. İyi spor oluyor.
1200.
1200.
A 1 km 2 * 00, rien à signaler.
Tekrar ediyorum, 192'den Kibbee, 1200 metre oldu.
- 1200 au fromage et 1500 strudels. - Quoi?
- 1200 peynirli kek ve 1500 elmalı pay.
Hier, Mindy a vendu 1200 gâteaux au fromage et 1500 strudels.
- Ne? Mindy's'de dün 1200 peynirli kek ve 1500 elmalı pay satılmış.
Il gagne 1 200 à 1 300 dollars, brut.
Evet, Tommy, brüt 1200-1300 Dolar kazanıyor.
Parce qu'il y a 1200 ans, quand notre peuple s'est affranchi de l'esclavage en Égypte, il a erré dans la nature.
Çünkü 1.200 yıl önce.. halkımız Mısır'da köle olarak yaşıyordu. Onların çölde gezginleri vardı.
Qui remarquera trois affranchis parmi les 1200 prisonniers libérés?
Şartlı tahliye olmuş 1200 mahkûma üç kişi daha katılsa kim fark eder ki?
Ça va chercher dans les 1200 yens?
Fiyatı 1000 yen civarında mıydı?
5 jours... 1200 yens, frais déduits.
Beş günlük ücretin, 1200 yen
C'est là où nous voulons en venir, M. Rink. Nous vous remettrons, entre les mains, la somme de 1200 dollars en liquide.
Sadede gelirsek Bay Rink elinize nakit olarak 1200 dolar vermeye hazırız.
1200 dollars... Et tous ces messieurs vous diront que c'est... deux fois la valeur de ce terrain.
1200 dolar eminim buradaki beylerin hepsi de kabul edecektir o arazinin bedelinin iki katı.
À 1200 mètres.
1200 metre.
Mais il fallait pénétrer 1300 km de la barrière de Ross.
Ancak Ross buzul bariyerinde 1200 km ilerlemek gerekiyordu.
Au bord de la barrière de Ross, à environ 1300 km du camp de l'amiral Byrd, des avions sont envoyés d'un porte-avions pour la première fois pour atterrir dans la Petite Amérique.
Ross buzul bariyerinin sonunda Amiral Byrd'ün ana kampından yaklaşık 1200 km uzakta büyük bir kargo uçağı, bir uçak gemisinden havalanarak Küçük Amerika'ya ulaştı.
1 200 lires.
1200 lirete aldım.
- Cobra 3 : 1 200.
- Kobra üç - 1200.
1 200.
1200.
Douze. Qui dit treize?
1200 dendi. 1300 veren var mı?
L'enchère est à 1200.
En son 1200 denmişti.
1200 une fois... 1200 deux fois... 3000!
1200 dolara satıyorum, satıyorum... 3000 dolar.
Douze cents malades que nous ne pouvons soigner, faute d'argent.
Lions View'ın parası, 1200'den fazla akıl hastasını idare etmeye yetmiyor.
450 conversions sur une assemblée de 1200 personnes?
1200 kişi de 450 arınma mı?
Les Perses sont dans la baie, avec 1200 vaisseaux de guerre et de nombreux bateaux auxiliaires.
Persliler daha ötede koydalar. 1200 savaş gemisi ve epeyce miktarda yardımcı gemi.
- 1200.
- 1,200.
La 1ère édition ne paraîtra que dans 1200 ans.
İlk baskısı en erken 12 yüzyıl sonra yayınlanacak.
Pendant ce temps, l'armée déployait ses troupes le long des 1200 miles qui séparaient les Cheyennes de leur terre natale.
Bu esnada, Cheyenne'lerin halihazırda bulundukları yer ilekendi toprakları arasındaki 1200 millik araziye ordu yığınla birlik sevk ediyordu.
Guidés par un instinct d'animal blessé, les survivants des Cheyennes se rejoignirent à 1200 miles de leur point de départ, en un lieu des collines du Dakota qu'ils tenaient pour sacré. Ils l'appelaient la Caverne de la Victoire.
Hayatta kalan Cheyenneler, yaralı hayvan içgüdüsüyle hareket ederek kaçtıkları bölgeden tam 1200 mil uzakta Dakota'nın çıplak tepelerininin olduğu bölgede bulunan kendi lisanlarında "Zafer Mağarası" olarak adlandırdıkları kutsal yerde tekrar bir araya geldiler.
Je travaillais au Plaza Hotel comme manucure... et j'avais 1200 dollars, donnés par mon père... J'allais ouvrir mon propre petit salon de beauté.
Plaza Otel'de manikürcü olarak çalışıyordum ve babamın bana bıraktığı 1200 dolarla kendi güzellik salonumu açmaya karar vermiştim.
Ciudad Juarez est à 2000km d'ici, Mlle Fellowes.
- Önemi yok Judith, gerçekten yok. Ciudad Juárez 1200 mil gerimizde Bayan Fellowes.
- 1200. Y compris les indigènes.
400 yerli asker de dahil.
1200!
2250 dolar, 2250 dolara sat... 1200 dolar.
Douze cent?
1000 dolar dendi. 1200 var mı?
Douze.
1100 dendi. 1200 dolar.
2000!
1200'e satıyorum... 2000 dolar.
Vendu à 1200.
1200 dolara sattım.
Ce téléphone m'a coûté 1200 pesos!
Telefonu buraya getirmek bana 1200 Pezoya patladı.