2500 translate Turkish

TRINA SIEPPE RETRAIT DE 2500 $

Fatura Trina Sieppe - $ 5,000.00

SOLDE 2500 $

Nakit $ 2,500.00 Kalan $ 2,500.00

Il vous faudrait faire 4000 km.

Gitmeniz gereken yol tam olarak 2500 mil.

Y en a pour 2500 $.

Yaklasik 2500 dolar eder.

Allons! 2500!

3 bin beş yüz oldu.

- 2500.

- 2500 kaldı.

Prête-moi 5000.

Peki ya... 2500 olsa?

Ils valent au moins 5 000 F!

En azından 5000 ederler. - 2500.

Voyons. À vingt-cinq cents par tête, ça fait 2500 $.

Tanesi 25 sent, toplamda 2.500 dolar yapar.

2500 m. 2500 m.

2400. 2400.

- C'est un chèque de 2500 $!

- Evet. Ama Walter, bu 2.500 dolarlık.

Je connais un petit endroit où j'avais l'habitude de faire de l'escalade à 2 400 m d'altitude, là où la Suisse et l'Allemagne se rencontrent.

Eskiden tırmanmaya gittiğim, İsviçre ve Almanya'nın birleştiği 2500 metre yükseklikte bir yer biliyorum.

Hammerstein fait venir l'acteur écossais Lauder... à 2500 $ par semaine.

Duyduğuma göre Hammerstein İskoç aktörü getiriyormuş. Harry Lauder, haftada 2500 alacakmış.

- A 10000 pieds d'altitude?

- Ama bu 2500 m yüksekteler demek. - Yaklaşık olarak.

Avec cette clef, le voleur peut ouvrir 2500 portes, sans parler des milliers de placards et de buffets.

O anahtar elindeyken, hırsız 2500 kapıyı açabilir, binlerce dolap ve kabini ise söylememe bile gerek yok.

Un pâté, un jambon, des pieds de porc et 2500 salles.

Bir pate, bir jambon, kurutulmuş domuz bacağı ve 2500 oda.

7 500 $ par chêque et 2 500 $ en espèces.

7500 çek, 2500 nakit.

Figurez-vous que j'ai demandé un emploi à un ami, patron d'une entreprise de 2500 employés.

Buna ister inanın, ister inanmayın ama bir keresinde, 2,500 çalışanlı büyük bir şirketin yöneticisi olan arkadaşlarımdan birinden bir iş istedim.

J'ai 2500 leva à te donner.

2,500 leva mı?

2500 leva?

Çıldırdın mı sen?

Tu as 1000, encore 1000 et 500, et 2500 pour moi.

1,000 almıştın, 1,000 daha ve bu da 500. ... 2,500 de bana kaldı.

Nous en sommes à plus de 2500 km.

Cayenne'den en az 1500 mil uzaktayız.

On vous offre 2500 F.

Size 2500 frank vereceğiz.

- L'affaire Lunn. Une histoire d'indemnité de 2 500 dollars?

- Şu 2500 dolarlık poliçelerden biri mi?

Non. Elle m'a juste avancé 2000 $ pour aider à l'achat le terrain.

Hayır, ama arazi satın almak için bana 2500 dolar verdi.

J'ai prêté 2500 $ que mon père m'avait laissé... Quelque chose ne va pas?

Araziyi satın almak için fazladan para ihtiyaçları olduğunu söyledi bu yüzden Pederin bıraktığı 2500 doları ödünç verdim.

De quoi acheter 2500 têtes du cheptel de Lufton à 4 $ la tête.

Bununla Lufton'dan 2500 baş sığır satın alabiliriz. Her biri, 4 $ dan.

Tu peux aller jusqu'à 2 500.

Tamam. Hesabın, 2500 için yeterli Ama limit bu kadar.

L'année dernière, on a ramené près de 2500 tonnes. Divisées par 12.

Geçen sene nerdeyse 2,500 ton yakaladık. 12'ye böldük.

C'est une zone enneigée, à plus de 2500 métres d'altitude.

Grey Rock Geçidi yıl boyunca karla kaplıdır ki orası deniz seviyesinin 9000 feet üstündedir.

Il n'est pas en excellent état, vous comprenez, mais... je pourrais vous en donner 2 500 $.

Birinci sınıf kalitede değil, bildiğiniz gibi ama size 2500 dolar ödemeyi düşünebiliriz.

2500.

2500.

Adjugé pour 2500.

2500'e sattım.

2500 balles.

2500 frank.

J'ai amené mon meilleur cheval, vous voulez me rembourser avec 2500 forints!

Ve atım için sadece 2,500 forint teklifte bulunuyorsun!

Ils seront payés d'avance- - 5 000 pour celui avec le fusil, 2 500 pour l'autre.

Parayı peşin alırlar... tüfekli adam 5000, diğeri 2500 dolar alacak.

Maurice, tu aurais l'usage de 2 500 dollars?

2500 $ işine yarar mıydı?

2 500 dollars, c'est beaucoup de fric.

2500 $ çok para.

2 500, ça me plaît beaucoup.

2500 dolar çok işime yarar.

- 2 500 là, 2 500 après la course.

- 2500 bugün. 2500 yarıştan sonra.

Augmentez la portée à 4000 km.

Mesafeyi 2500 mile çıkarın.

Portée augmentée à 4000 km, Monsieur.

Mesafe 2500 mile çıkarıldı, efendim.

Vous ne voyez qu'une partie des 2500 spécialistes d'exception employés par l'Evening Chronicle.

Evening Chronicle'da çalışan... eğitimli 2500 uzmanın sadece birkaçını görüyorsunuz.

Publié deux fois par semaine, tirage, 2500, une page de publicité sans une autre pour lui donner le change.

Şuna bak. Haftada iki kez yayınlanmış... baskı sayısı 2500... bir sayfa reklamlara ayrılmış... babanı rekabete zorlayacak tek bir sayfa yok.

2000 dollars. 2000 dollars.

2000 dolar. 2000 dolar dendi. 2500 veren var mı?

2500!

2.500 dolar.

Vendu pour 2500 $.

Sattım. 2.500 dolar.

Et j'ai un chèque de 2500 dollars.

2.500 dolarlık da bir çek yazdım.

Disons 2500.

Sana 2500 dolar verirsem altı bahşişten sonra yine meteliksiz kalırsın.

3 000!

- 2500 dendi.

2500!

Afedersiniz, ama böyle... Şunu 2500 yapalım.