Translate.vc / French → Turkish / 303
303 translate Turkish
126 parallel translation
Je ne toucherai des cartouches de 300 que si je renvoie celles de 303.
Bu 303'lükler geri dönene dek, ordu donatımdan bir tane bile 300'lük mermi alamam, anlamıyor musunuz?
Vous n'avez qu'a renvoyer les fusils de 300 et garder les cartouches de 303.
Hayır! 303'lük mermileri tutsanız da 300'lük tüfekleri iade etseniz aynı şey olmaz mı?
J'en cache la-dedans?
Bir kaçını buraya koyabilir miyim? "303 KALİBRE MERMİ"
Cartouches calibre 303
Gözden uzak olsun da neresi olursa olsun. "303 KALİBRE MERMİ"
Chambre 303, au 3e étage.
Oda 303, üçüncü kat.
- Non, au 3ème, au 303.
- Hayır, hayır. Üç, 303.
Le soldat Walters, en possession d'un équipement militaire coûteux, à savoir un fusil Lee-Enfield.303 et 72 cartouches estimés à 140 £ trois shillings et six pence, a choisi d'utiliser des serviettes humides pour prendre un poste ennemi dans la région de Basingstoke.
Lağımcı Walters, pahalı bir askeri teçhizat ile yani, 140 sterlin 3 şilin ve 6 peni değerinde bir adet Lee-Enfield 303 tüfek ve 72 mermi yerine ıslak havlu kullanarak Basingstoke bölgesinde bir düşman karakoluna saldırdı.
La règle 3-0-3.
303 no'lu kuralı uyguladık.
Nous les avons attrapés et abattus en vertu de la 3-0-3
Onları yakaladık ve 303 no'lu kural gereği vurduk.
Comment un enfant... blessé par les balles d'un Lee-Enfield... demande-t-il de l'aide?
General, 303'lük bir Lee-Enfield'le vurulan bir çocuk nasıl yardım talep eder?
S'il est aussi gros que ça, ton 303 n'y suffira pas.
.303 mermisi ile onu durduramazsın.
Tu peux rappeler au magasin au 303-555-7702.
Tekrar marketi arayabilirsin. Bölge kodu 303, 555 - 77 - 02.
Une balle vive. 303.
Patlamamış mermi,.303.
Le Maxim, calibre 303.
9 mm çaplı Maxim.
303 Prospect Place?
303 Prospect Place mi?
Willy Lopez, 303 Prospect Place Ap.
Willie Lopez, 303 Prospect Place, Daire 4D.
Chambre 303.
303 numaralı odadayım.
Tu sais que Troy Aikman a fait un total de 16 303 yards en six ans?
Sen Troy Aikman'ın 6 senede 1 4.900 m. geçtiğini biliyor musun?
Le discours 303.
3-0-3 konuşmasına kadar.
... mais par un chiffre de désignation, le 303.
Tahsisat Numarası 3-0-3.
Je ne peux que dire aux membres de la famille du groupe 303... dont les membres, à l'heure où je parle... se réunissent pour vous réconforter.
3-0-3 biriminin ailelerini rahatlatmak için şunu söyleyebilirim ki birim elemanları halen toplanmaktadır.
Aux hommes et aux femmes de l'unité 303... à mes concitoyens je dis : "Courage maman."
3-0-3 birimindeki askerlerimize ve vatandaşlarıma sesleniyorum.
On obtient le Burger Chaussure, avec fromage et sauce 303... "Derrière les lignes ennemies où à tout autre moment".
"Düşman topraklarında ya da her zaman" yenecek peynirli ve 3-0-3 soslu Şu-burger yaptırırız.
Les unités du 303, le Département de la défense... a confirmé tôt ce matin, à l'heure Albanaise... ont pris d'assaut une cachette montagnarde près de la ville... et ont libéré William Schumann, fatigué mais heureux.
3-0-3 birimleri, Savunma Bakanlığı... Arnavutluk saatiyle bu sabah erken saatlerde bilmem ne şehrinin yakınlarındaki bir mağaraya saldırı düzenlendiğini teyit etti. William Schumann yorgun ama mutlu olarak kurtarıldı.
... son unité 303 et laissé en territoire ennemi.
3-0-3 biriminde görevliydi ve düşman topraklarında tutuldu.
Son dossier l'indique... tout comme celui de tous les militaires du Groupe 303... comme il se doit, à cause du secret que ça comprend.
O cezaevinde kayıtlı görünüyor aynen diğer tüm 3-0-3 görevlileri gibi çünkü gizlilik gereği öyle olmalı.
A l'hôpital.
Hastane odası 303'te.
Chambre 303.
O oda 303'te!
L'échelle d'incendie au fond. Chambre 303.
303 numaralı odanın sonundaki yangın çıkışı.
CREDIT. 3,030,303.03 £
KREDİ. £ 3,030,303.03
"En cas de problème, contacter la maman d'Eric au 303..."
"Herhangi bir sorun olursa, Eric'in annesi 303..."
- 303.
- 303.
Nous avons inclus les 303 ans que tu as passé gelé dans le temps.
Biz senin tüm yaşını koymaya çalıştık 300 yıIı kapsayacak kadar
Voici Prométhée, connu également sous le nom de X-303.
Bu Prometheus, diğer adıyla X-303.
- A 9 h 00, on a verrouillé le X-303.
- Yaklaşık 09 : 00'da, X-303 içeriden kapatıldı.
Ils feront exploser le X-303 si leurs exigences ne sont pas satisfaites.
Bu kişiler eğer talepleri yerine getirilmeze, X-303'ü patlatmakla tehdit ediyorlar.
Heureusement, je consens à monter à bord du X-303 pour sauver des vies.
Neyse ki, hayatları kurtarmak adına X-303'e binmeye niyetliyim.
Le X-303 vient de disparaître de l'orbite terrestre.
X-303 az önce Dünya'nın yörüngesinden kayboldu.
Et les plans du X-302 et du 303.
Ve X-302 ile 303'ün planlarını.
- On est très pris par le projet X-303.
- Hepimiz X-303 üzerine odaklandık.
- La plupart sont sur le projet X-303. Elles sont toujours dans le Nevada.
- Çoğu X-303 projesine kaydırıldı, yani onlar hala Nevada'da yaşıyorlar.
Le Dr Healy et le Dr Singh ont été affectés au projet X-303.
Dr Healey ve Dr Singh X-303 projesine transfer edildiler.
4 personnes ayant réquisitionné le X-303 sont apparues dans la salle d'exploitation.
Efendim, X-303'el koyan dört kişi az önce gözetleme odasında belirdi.
On craignait que le X-303 ne soit bel et bien perdu.
X-303'ün kayıp olduğunu düşünmeye başlamıştık.
Alors appelons-le X-303.
Pekala, X-303, o halde.
- Ils sont dans la 303.
303'te kalıyorlar.
C'est une arme énergétique susceptible de remplacer les missiles du X-303.
Enerji tabanlı bir silah, efendim. X-303'teki füzelerin yerini alabilir.
- Le X-303?
- X-303 mü?
Commandant Lorne, il nous faut assez de naqahdah pour construire des 303.
Binbaşı Lorne, 303'ler için gerekli yeterince naqahdah'ı üretmeliyiz.
- J'ai le 303.
İşte 303.
- 303 Prospect Place, appartement 4D.
- 303, Prospect Place, daire 4D.