Translate.vc / French → Turkish / Aa
Aa translate Turkish
3,491 parallel translation
- Hum, oui.
- Aa, tamam.
- Hum, Wow. Hum, non.
- Aa, hayır.
Je, uh...
Ben, aa...
hey, uh, tu veux peut etre te garer dans une de ces petites rues et park?
Hey, aa belki caddedeki küçük sokaklardan birinde ve parkta kenara çekmek istersin?
Et je, heu...
Ve ben, aa...
Tu peux être prêt dans genre cinq minutes?
5 dakikada, aa, hazır olabilir misin?
Um, j'adore travailler ici.
Aa, burada çalışmayı seviyorum.
Um, mais j'ai en quelque sorte l'impression que tu m'as traité comme ta serveuse vendredi, tu vois?
Aa, fakat bana bir nevi iş yerinde her işe bakan kız gibi davranıyorsun, biliyor musun?
Et, uh, je...
Ve ben, aa...
Je suis juste distrait, et, uh, c'est ce qui arrive.
Biraz aklım başımda değil, ve aa, olanlar bunlar.
- Et bien, elle est occupée en ce moment, mais, uh, tu vois la voir dans un petit moment, ok?
- Şey, biraz meşgul o şimdi, ama aa, bir süre sonra göreceksin onu, tamam mı?
Um, juste que je t'écoute.
Aa, dinliyorum demek sadece.
Um, je peux te parler une seconde?
Aa, bir dakika konuşabilir miyiz?
Uh, Fermes familiales Norell, consultant en irrigation pour une exploitation de blé.
Aa, Norell Aile Çiftliği, sulama uzmanı orta büyüklükteki buğday tarlası için.
Uh, je pense qu'ils envoyaient un message au reste des fermiers.
Aa, sanırım çiftçilerin geri kalanına mesaj gönderdiler.
C'est...
Bu, aa...
Ouais...
Evet, aa...
Je dois y aller.
Aa, gitmem gerek.
On s'est rencontré là-bas.
Aa, şey, orada tanıştık sayılır.
Kristina est partie se coucher tôt, maman et papa surveillent Max et Nora.
Aa, Kristina erken yattı, annem ve babam da Max ve Nora'ya bakıyor.
Je t'ai apporté quelque chosé.
Aa, sana bir şey getirdim.
Ouais, désolé.
Evet. Aa, afedersin.
Viens m'aider à boire ces margaritas, ce sera de ta faute, si je dois appeler mon parrain des AA.
Sabrina, buraya gelip şu margaritaları içmeme yardım et yoksa senin yüzünden yine alkol danışmanımı sarhoş kafayla arayacağım.
Tenez.
Aa bak.
Tarlokk, sympa de vous montrer.
Aa.. Merhaba Tarlokk, sonunda seni görmek ne hoş.
C'est toi! Wow!
Aa, yine sen!
T'es doué, très doué.
Aa! Çok kurnazsın sen, çok!
Je pari que c'est le cas.
Aa, öyle mi?
C'est, euh...
Bu, aa...
Je pense que c'est vraiment possible, oui.
Aa, büyük ihtimalle, evet.
Ah, Boulette
Aa, Köfte.
Je suis son parrain au AA!
- AA sponsoruyum ben onun.
Oh.
Aa.
Oh, peut-être qu'il cherchait des capotes comme toi Nelson.
Aa, belki de senin gibi prezervatif arıyordu Nelson.
Bonjour, Francesco Uh, bonjour, ma soeur.
Merhaba, Francesco. Aa, merhaba rahibe.
Ma, uh...
Benim aa...
Hum, je...
Aa..
Je vous appelle comment? Euh...
- Aa...
Je me souviens même plus.
Hatırlayamıyorum.Aa...
Vous évoluez en 1ere division maintenant.
Şu anda AA topundasın.
Ok, heu...
Tamam, aa...
Et puis, euh...
Ve devamı, aa...
Mes trucs c'est un double A au mieux
Benimkiler en fazla "AA" alır.
Bon. Allez!
Aa, hadi ama.
Um, attends.
Aa, bekle.
Umm,'kay.
Aa, tamam.
Okay...
Tamam, aa...
Um, juste chez un ami.
Aa, bir arkadaşıma.
- Um, Amy.
- Aa, Amy.
J'ai été démoralisant, mais attends, avant que tu l'appelles, ou quoi que ce soit, je sais que c'est ton fils, mais j'ai aussi essayé de faire passer cette transition de professeur à une sorte de parent...
Heves kırıcıydı, ama bekle, onu aramadan önce ya da başka bir şey, aa, tamam. Senin oğlun olduğunu biliyorum, ama ben de bir nevi onun öğretmeni olmaktan baba figürü olmaya geçmeye çalışıyorum...
Oui.
Aa, Evet.