Translate.vc / French → Turkish / Abdomen
Abdomen translate Turkish
928 parallel translation
Ça comprime toute la partie supérieure de l'abdomen.
Karnï tamamen sïkar.
Hémorragies dans la poitrine et l'abdomen.
Karında ve göğüste kanama.
Si son abdomen n'a pas été touché et qu'elle survit, il y a de bonnes chances pour que le bébé vienne au monde sans problème.
Karnından yara almadıysa ve dayanabilirse bebeğin normal doğma şansı yüksek.
Un abdomen... "rempli..." contrasté par une perte de masse ailleurs.
Dolu bir mide bunu mide boşluğundan anlıyoruz.
Pour la honte de l'échec, il plantera un couteau sur son abdomen, pour se suicider.
Başarısız olması halinde, karnını yararak, kendini öldürecek.
La tête, le thorax et l'abdomen.
Kafa, göğüs ve karın.
Votre abdomen est vraiment magnifique.
Gerçekten muhteşem bir göbeğin var.
Nous venons de finir l'abdomen.
Kasete aldım. Karın boşluğunu bitirdik.
Mais avant d'appliquer ces greffes sur les seins et l'abdomen de la blessée, nous allons les traiter pour qu'elles deviennent morphologiquement neutres.
Bu aktarımdan sonra hasarlı bölgelere, göğüs, karın bölgesine uygulayacağız... Böylece deri doğal biçimde gelişecek.
- Oui, cancer de l'abdomen.
- Evet, mide kanseri.
"... a reçu 2 balles dans l'abdomen... "... tirées par le propriétaire du magasin... "... alors qu'il le menaçait.
Warren Jerome adlı gencin, Chicago Kimball caddesindeki High Jay içki dükkânının sahibi tarafından silahlı soygun teşebbüsü üzerine karnından iki kurşunla vurulduğunu söyledi. "
C'est un gros organe glandulaire situé dans votre abdomen.
Karın bölgenizdeki büyük, enzim salgılayan organımız.
C'est le frère de Khan. Il a une douleur à droite de l'abdomen.
Khan kardeşi karnının alt kısmından..... çok acı çekiyor.
Des gosses l'ont amené avec une blessure à l'abdomen.
Ufak bir yarası var.
"Il fait une tachycardie. Faites une radio des cervicales, colonne vertébrale, poitrine et abdomen"
"Şokta. x-ray cihazını getirin, boyun, omurga, göğüs ve karın röntgeni gerek."
Regardez la forme de l'abdomen.
Karnına bak.
Ensuite, ils lui faisaient une incision au-dessus de l'abdomen.
Ve sonra karın bölgesinden kesiyorlardı.
"L'abdomen du plaignant est roué de coups."
"Şikâyetçinin, karnına yumruk atmak."
"Le plaignant reçoit des coups de talon dans l'abdomen, dans les côtes..."
"Kraliyet Ulster Teşkilatı'nın üç üyesi arasında, karna tekme yemek ve tecavüze..."
Son abdomen se trémoussait et il pétait des mots.
Bütün karın bölgesi aşağı yukarı hareket ediyor. Sende osuruktan kelimeleri anlamaya çalışıyorsun.
Joli traumatisme, de l'abdomen je dirais.
Gördüğüm kadarıyla hayli sorunlu bir karnı var. Öyle mi?
On a fertilisé un œuf qu'on a implanté dans mon abdomen.
Yumurtayı dölledik ve karın boşluğuma yerleştirdik.
Ils vont remplir votre abdomen de liquide.
Karnını sıvıyla doldurmak için karnında bir delik açtılar.
Son abdomen est dur, et très douloureux.
Karın sert, son derece hassas.
Maintenant, je veux une sonde gastrique, un thorax... et un abdomen.
Pekala, kateter takmam gerek. Göğüs ve karın filmi alalım.
- Les radios de l'abdomen?
Karın röntgeni çekildi mi?
Scully avait une pièce de métal extraite de l'abdomen de Barry.
Ajan Scully, Duane Barry'nin karnından çıkarılmış bir metal parçası taşıyordu.
Sur ses radios, le chirurgien a trouvé des éclats de métal dans ses gencives, ses sinus et son abdomen.
Röntgenlerde, birkaç metal parçası görülüyor. Dişetinde, sinüs boşluklarında ve bir tane de karnında.
- Plaies par balle, visage et abdomen.
Bu ne? - Yüz ve karında silah yarası.
- Abdomen distendu, intestins bloqués.
- Karın şişmiş, bağırsak sesi yok.
Abdomen souple, sans contractures.
Karın yumuşak, hassas değil, geri sekme veya koruma yok.
Douleurs à l'abdomen, météorisme... hépatosplénomégalie, pas de gaz récemment.
Bağırsak sesleri çok yüksek, hassasiyet, şişme pozitif guayak var, son zamanlarda dışkı ve gaz yok.
Abdomen rigide.
Karnı sert.
Regarde son abdomen.
Carter, şu karna bak.
Clichés thorax et abdomen.
Göğüs ve karın filmleri alın.
- Abdomen souple, non douloureux.
Çok ağrıyor. Karnı yumuşak, hassas değil.
Abdomen, poitrine, cou, jambes.
Karın, göğüs, boyun ve bacaklar.
Plaies par balles au cou, thorax, abdomen et jambes.
Boyun, göğüs, karın ve bacaklarda kurşun yarası.
Trauma violent de l'abdomen.
Karın bölgesinde travma.
Cliché de l'abdomen, cervicales.
Omurga ve karın için.
Son abdomen est dur.
Karnı çok sert.
Faites un cliché de l'abdomen.
Kafasıyla beraber karnının da tomografisini al.
- L'abdomen est bon.
- Karını yumuşak.
L'abdomen est dur.
Karnı sert.
- Me touchez pas! - L'abdomen se défend.
Çek ellerini üstümden!
Poitrine, abdomen.
Göğüs, karın.
Traumatismes à l'abdomen, aux jambes et à la tête.
Karın, bacaklar ve başta künt travma.
Système digestif, abdomen...
Sindirim sistemi, karın...
Une femme enceinte avec une balle dans l'abdomen.
Hamile bir kadın geliyor, karnından vurulmuş.
L'abdomen aussi.
Karın bölgesi de.
3 points de l'abdomen.
Yaşamın kapısı