Translate.vc / French → Turkish / Accident
Accident translate Turkish
20,845 parallel translation
Quelle coïncidence que tu aies été là au moment de l'accident.
Kaza geçirdiğimde orada olman ne büyük rastlantı.
Pour un accident de voiture?
- Trafik kazası için mi? Neden?
C'est vrai, j'ai perdu la capacité de procréer après l'accident.
Evet, kazadan sonra üreme yetimi kaybettim.
Mon Père, j'ai cru comprendre que vous avez récemment était impliqué dans un accident de voiture avec Eleanor Horstweil.
Anladığım kadarıyla Eleanor Horstweil'le bir araba kazasına karışmışsınız, peder.
Je refuse de mourir dans un accident de ragoût!
Bu tas kebabı yapma olayını bırakmıyorum!
Je ne sais pas si vous avez remarqué, mais il y a eu un accident dans la salle de repos hier.
- Fark ettiniz mi bilmiyorum ama dün dinlenme odasında bir kaza oldu.
Vous allez avoir un accident, espèce de stupide dinde.
Bu senin cenazen, kaçık şerefsiz kadın.
Elles sont sorties un an après l'accident.
Kazadan bir yıl sonra piyasaya çıktılar.
On pense que vous êtes des débiles et que vous l'avez fait par accident.
İkinizin de alık olduğunu ve yanlışlıkla yaptığınızı düşünüyoruz. - Ha.
Quelques mois après l'accident, j'ai trouvé ce chat. Je l'habille comme Masao.
Onu kazadan aylar sonra sokakta buldum ve Masao gibi giydirdim.
il a été impliqué dans un léger accident d'avion.
Küçük bir uçak kazası geçirdi.
C'était un accident.
Sadece kazaydı.
C'était un accident de voiture.
Araba kazasıydı. Richie'nin olduğu kadar benim de hatam.
un accident s'est produit.
Yok, yok, bir kaza olmuştu. - Çocukluğunu hatırlamıyordun hani?
Elle semblait ennuyée que je diagnostique un accident en suicide.
Benim intihar girişimi olarak gördüğüm kazayla çok ilgiliydi.
C'était un accident.
Bir kazaydı.
Un autre accident?
Bir kaza daha mı oldu?
Toute chance il est-ce qu'un accident n'était pas?
Bunun bir kaza olmama ihtimali var mı?
Et bien, j'ai pas mal de questions au sujet de l'accident de taxi dans lequel vous êtes impliqué.
Sizin de dahil olduğunuz taksi kazası hakkında bir sürü sorum var.
À peu près au même moment où elle est morte dans son "accident"... pas loin de chez vous je devrais ajouter... il a été déchiqueté par une meute de chiens sauvages.
"Kazasında" öldüğü saatlerle aynı saatlerde tam apartmanınızın dışında, eklemek isterim vahşi köpek sürüsü tarafından parçalanarak öldürüldü.
Sans doute un accident.
Ama bir kaz olduğu düşünülüyor.
J'ai su que tu l'avais accusée d'être impliquée dans l'accident de l'escalator.
Onu yürüyen merdiven ölümüne dahil olmakla suçladığını duydum.
Je leur ai dit ils pourraient rester leur culpabilité. Ouais, vous ne m'avez jamais dit comme votre accident de taxi relie avec ce chien meurtrir.
Bana, senin şu taksi kazasının köpek olayıyla nereden bağlantısı olduğunu söylemedin hiç.
La petite amie d'épine, elle est morte il y a quelques jours... accident anormal.
Thorn'un kız arkadaşı birkaç gün önce tuhaf bir kazaya kurban gitmiş.
C'est trois morts par accident anormal.
Al sana tuhaf kazalarla ölen üç kişi.
Ils ont dit que c'était un accident.
Kaza olduğunu söylemişlerdi.
Accident sans rapport. Certain type l'a acheté dans un autre partie du poste.
Adamın birinin diğer istasyonda karıştığı bir kaza.
Il y a eu un accident.
Parkta bir çeşit kaza olmuş.
Un accident tragique.
Feci bir kazaydı.
C'est personne, ils parlent d'accident.
Birilerinin yaptığı bile belli değil. Uçak kazası olabilir diyorlar.
Le Lt Renard est pris par l'enquête sur l'accident d'avion.
Teğmen Renard'ın uçak kazasıyla ilgili ilgilenmesi gereken şeyler var.
Ce n'était pas un accident? Paul a été tué?
Olayın kaza olmadığını ve Paul'un öldürüldüğünü mü düşünüyorsunuz?
Et rien... ne me rend plus triste que de voir des gens de la Génération grandiose, des gens comme ma Nana et mon Bobo... se faire surfacturer par une grosse entreprise, même si ce n'est qu'un accident.
Bu durum beni çok ama çok üzüyor. O en yüce nesli temsil eden güzel insanların kendi ninem ve dedem gibi insanların koca bir şirket tarafından parasının alınması çok kötü. Bir kaza olsa bile.
Trois fois, on ne parle plus d'accident mais d'habitude.
Bir sefer kazara olabilir, hatta iki bile ama üçüncü olduysa, bir düzen var demektir.
J'ai eu un accident il y a quelque temps.
- Bir süre önce bir kaza geçirdim.
Très bien. Okay, écoutez, écoutez... est-ce qu'on va avoir des problèmes à cause de cet accident?
Bu kaza yüzünden başımız derde girecek mi?
Il y a eu un accident?
Kaza mı geçirdim?
Non, ce n'est pas un accident.
Hayır. Kaza geçirmedin.
Mon Dieu, il y a eu un petit accident?
Aman Tanrım ufak bir kaza mı geçirdik?
Je veux dire, tu sais quoi? On va commencer par s'échanger quelques infos sur nous, comme si on venait d'avoir un accident de voiture, et on mettra en place la logistique pour plus tard. On va juste...
Aslında ne yapalım biliyor musun?
Papa a eu un accident.
Babanız bir kaza geçirmiş.
Quel genre d'accident?
Nasıl bir kaza?
Un accident de voiture.
Araba kazası.
La prévenue a perdu son père quand elle avait 13 ans, dans un accident de moto. Un accident d'une terrible violence.
Müvekkilim 13 yaşındayken feci bir motosiklet kazasında babasını kaybetti.
J'ai eu un accident de voiture.
Araba kazası geçirdim.
Ce n'était pas un accident.
Kaza geçirmedin Paul.
Je te l'ai déjà dit, c'était un accident.
- Sana bir kaza olduğunu söylemiştim.
J'ai... j'ai paniqué et j'ai eu accident.
Paniğe kapılıp kaza yaptım.
Après l'accident, où l'avez-vous trouvé?
Kazadan sonra onu nerede buldunuz?
On doit s'arrêter quand il y a un accident, non?
- Kaza varsa durman gerektiğini biliyorsun değil mi?
un autre accident anormal.
Diğer ziyaretçi kimmiş?