Translate.vc / French → Turkish / Aci
Aci translate Turkish
308 parallel translation
Majestueuses et belles, mais sous la beauté, enfermé au cœur de chaque navire, un enfer de détresse humaine.
GörkemIi ve güzeI gemiIerdi ama bu güzeIIigin aItinda her geminin derinIikIerinde aci çeken insanIarin cehennemi vardi.
" II ne parle pas de guerre et de dissensions, mais du réconfort de ceux qui sont à bout et du soulagement des opprimés.
" O savas ve çekismeIerden degiI huzur ve bikkinIiktan ve aci çekenIeri kurtarmaktan bahsediyor.
Comme s'il ne va pas être assez démoli, elle va en plus le poignarder.
Sanki yeterince aci çekmeyecek. Bir de kiz biçak saplayacak.
C'est dur d'affronter la réalité, mais on contrôle ses idéaux avant d'entrer, tout comme ses bretelles.
Bir anda aci gerçeklerle yüzlesmek zordur... ama içeriye girmeden önce ideallerin hakkinda düsünmelisin.
Je ne peux pas regarder cela.
Onun aci çekmesine dayanamiyorum.
Dégueulasse de le buter comme ça!
Bu sekilde ölmesi aci, degil mi?
RIZ AMER
"ACI PİRİNÇ"
Elle peut faire beaucoup de mal.
Aci çektiriyor.
Qu'il n'en ait jamais besoin... et puisse vivre en paix.
Aci içindeki bir hayvan gibi agladi, lordum, sonra da zirhini istedi.
- Le chagrin, c'est idiot.
- Aci çekmek aptalliktir.
Mais le chagrin, c'est un compromis.
Ama aci çekmek, ödün vermektir.
LE BEL ANTONIO
GÜZEL ANTONIO ( ACI AŞK )
A votre âge, ça a dû être très douloureux... mais l'argent peut tout acheter.
Senin yasinda çok aci vermistir ama para her seyi satin aliyor.
Oh, mon Dieu, mon Dieu. "
Aci bana, yapma.
Si à certains ils manqueront, la police elle est soulagée.
"Pek az kisi duyacak aci " içi rahat polisler olacak bas taci
Je souffre moi. "
aci çekiyorum. "
Nous avons du endurcir nos cœurs aux souffrances du dehors
Bunu yapabilmek için yüreklerimizi aci içindeki diş dünyaya kapatmaliydik.
Bon Dieu! On leur en a fait voir!
Onlara yeteri kadar aci çektirttik.
NOURRITURE SZECHWAN - FORTE - EPICEE
ÇİN YEMEKLERİ ACI VE BAHARATLI
Il y a eu trop de violence, trop de souffrance.
Cok fazla siddet, cok fazla aci yasandi.
Tu crois etre le seul a avoir souffert?
Sen dunyada aci c _ eken tek adam oIdugunu mu saniyorsun?
On est tous passes par la, mais on s'est accroches.
Burada hepimiz c _ ok aci c _ ektik, ama vazgec _ medik.
C'est dur de vivre dans la peur, hein?
IKorkuyla yaºamak aci verici, degil mi?
Aujourd'hui, les mystères de la Passion. 1er mystère :
Bugünün sirlari Ada, aci ile ilgili.
- Ça fait mal.
- Aci veriyor.
Nos deux meilleurs joueurs sont en fin de contrat.
Aslinda aci gerçek su ki en iyi 2 oyuncumuzu bedavaya kaptirdik.
C'est lamentable!
Cok aci bir durum!
Pour chacun de nous
Ne kadar aci cekersen cek...
Là-bas, je mourais de faim! J'avais froid! On me persécutait!
Rusya'da açIık çektim, üşüdüm, zulme uğradım!
- Aucune douleur!
- Hic acï cekmedim.
Moi qui suis maçon, je dois crever de faim? Pourquoi t'en prendre à moi?
ve duvar ustası olduğum için açIıktan ölmeli miyim?
Même pour manger, je ne vendrais aucun de vous!
AçIıktan ölecek olsaydım, bir tek adamımı bile satmazdım.
Bientôt nous mourrons de faim, de soif, ou noyés.
Bundan böyle, açIık, susuzluk, ve nihayet alabora olmak.
Je sens sur ta lèvre une odeur de fièvre De goss'mal nourrie et sous ta caresse, Je sens une ivresse qui m'anéantit
Dudakların ihanet etse de Tutkuyla, yılların açIığına Dokunuşlarındaki aceleyi hissettiğimde
DISPARITION DES CRISES Ils sont rentrés, tu crois?
ACI YOK
Même si elle n'est que souffrance.
HAYATI SEVMEKTİR, ACI ÇEKERKEN BİLE SEVMEK.
En tout cas, je ne mourrai pas de faim.
En azından açIıktan ölmeyeceğim.
Hum, l'argent!
- Ama inan, eğer zekâsına saygı duyduğum, ruhu benim ruhumun eşi olan ve beni deli edecek şehvetli bir tutku için duyduğum açIığın aynısını duyan bir erkeğe aşık olmazsam, hayatım boşa geçmiş olacak. Evet, para.
- Est-ce douloureux?
- Acï veriyor mu?
Les hommes qui vous ont fait honte et vous ont fait souffrir... parce que vous êtes née avec l'intelligence... le talent, l'argent, tout sauf ce que vous désiriez le plus :
Erkekler size acï çektirdi. Çünkü zeka, yetenek, para her seyiniz vardï. En çok istediginiz bir sey hariç :
Je meurs de faim.
AçIıktan ölüyorum.
En principe, l'effort de guerre est toujours planifié... pour garder la société sous le poids de la famine.
"Prensipte savaş çabası, toplumu... " açIıktan ölmek üzere tutmak için planlanmıştır.
Je meurs de faim.
- AçIıktan ölüyorum.
Leurs actions ont sauvé mon peuple de la famine.
Çabaları halkımdan binlercesini açIıktan ölmekten kurtardı.
Pas terrible pour des milliers d'affamés, hein?
Binlerce açIıktan ölen insan için yeterli değil öyle değil mi?
- Je meurs de faim.
- AçIıktan ölüyorum.
Je suis sûre que tu la laisserais mourir de faim.
Kesin açIıktan ölmesini beklersin.
Si je ne pars pas, il me mettra à la porte.
AçIıktan ölürüz.
Pire que le froid et la faim... on a le sentiment d'être inutile.
- JOHN BUBBER "KAHRAMAN" -... arabada yaşamanın soğuktan ve açIıktan da kötü yanı kendinizi değersiz hissetmenizdir.
ça t'excite de me faire souffrir!
Acï çektigimi görmek hosuna gidiyor degil mi?
Pas de cerveau, pas de bobo!
Beyin yok, acï da yok.