Translate.vc / French → Turkish / Acres
Acres translate Turkish
206 parallel translation
200 acres de terres à blé et de prairies!
2 bin için. 2 bin beş yüz. Teşekkür ederim, 2 bin beş yüz evet.
C'était un homme très riche possédant 250000 acres en Crimée et c'était un ardant sportif
Hayli varlıklı bir adamdı Kırım'da çeyrek milyon hektar arazisi vardı ve örnek gösterilen biriydi.
Je voulais donner à chaque famille 10 acres, un cheval, une vache et un peu de grain... et après 3 ans de travail à la ferme ça aurait été à eux.
Her aileye 4 dönüm toprak, 1 at, 1 inek ve tohum verecektim ve çiftliği üç yıl işlettiklerinde onların olacaktı.
Je vais brûler toutes ces herbes et me dégager une centaine d'acres.
Oradaki samanları yakacağım ve yüz dönüm temizleyeceğim.
Il m'a dit qu'il avait 160 acres au Nouveau-Mexique et une affaire florissante.
New Mexico'da altmış beş dönüm arazisi ve büyük bir işi olduğunu.
" Et Ono vendit la ferme de 125 acres du père de Kameda par l'entremise de Kayama.
" Böylece Ono, Kameda'nın babasının 500 dönümlük çiftliğini Kayama'ya sattı.
De toutes façons, je veux annoncer qu'il est le propriétaire d'une ferme de 125 acres.
Her neyse, onun... 500 dönüm arazisi var.
A peu près 1500 acres, je crois. Mais ce n'est pas delà que vient mon revenu réel.
Teşekkür ederim Lady Bracknell, ayakta durmayı tercih ederim.
En restant chez moi, ce qui s'avère être 1200 acres de bonne terre californienne.
Kendi toprağımla yetinerek. Yani, 5 kilometrekarelik verimli Kaliforniya toprağını kastediyorum.
Mille deux cents acres.
5 kilometrekare.
J'ai commencé avec 20 acres et 4 hommes.
20 hektar ve dört adamla işe başladım.
800 Indiens travaillent pour moi et presque 200.000 acres du fond de la rivière, mangé par les mouches, les vers, les poux et une demi-douzaine de maladies sorties tout droit de la jungle.
800 kızıl derili ve 200.000 hektarlık nehir yatağı. Sinek, solucan, pire ve ormandan kapılan daha birçok hastalıktan ölen adamlar.
10 000 acres de néant.
25 dönümlük bir hiç.
Pour une femme, c'est 10 000 acres de solitude.
Bir kadın için burası, 25 dönümlük bir yalnızlık.
Je reprendrai mes huit acres... Et je recommencerai tout seul.
On iki dönümümü geri alacağım ve yalnız başıma tekrar başlayacağım.
J'ai amené mes 11 acres... et vous me les rendez avec des dettes faites par d'autres!
15 dönümümü verdim ve başkalarının taktığı borçlarla geri aldım.
Donnez-moi ce champ de vingt acres.
Şu 20 dönüm tarlayı bana ver!
Dans cette terre de 20 acres nous avons semé de la gorge d'automne.
20 dönüm güz arpası ektik.
Ces 20 acres je ne les donnerai á personne!
Bu 20 dönümü kimseye vermeyeceğim!
Permettez-moi de vous offrir l'hospitalité de ces pauvres acres.
İzin verin, size bu çorak arazide hizmet edeyim.
Presque 20000 acres, j'espère en acheter 8000 autres.
20,000 akrenin biraz altında, efendim. Gelecek yıldan önce 8,000 daha almayı umuyorum.
- Ce n'est pas si grand, il faut 10 acres par bœuf.
Bir boğanın 10 akre ettiğini düşünürseniz o kadar da fazla değil.
- Quarante acres.
- 40 dönüm.
Quarante acres?
40 dönüm mü?
Viens regarder papa nous acheter 40 acres de plus à San Antone, Texas.
Babanın San Antone, Texas'ta bir başka 40 dönüm aldığını seyretmek ister misin?
Et n'importe quel homme qui met le pied ici voit tout de suite que 40 000 acres, c'est trop peu pour gâcher sa vie.
Ve bu evde ayakları yere basan herkes bir bakışta 40000 dönümün ve ufak bir zaafın bir ömür geçirmek için yetersiz olduğunu anlar.
Aucune femme sensée essaierait d'exploiter 150000 acres.
Aklı başında hiçbir kadın 600 bin dönümlük bir araziyi işletmeye kalkışmaz.
Pour les terres désertes, on a droit à 320 acres à 1,25 dollar... plus justification.
Çöl alanı uygulamasında kişi dönümü 1,25 dolardan 320 dönüm alabilir. Ve artı masraflar.
2 acres.
- 2 dönüm alır. - Hadi o zaman.
- 2 acres, M. Hogue.
- 2 dönüm, Mr. Hogue?
2 acres à Cable Springs! Signé, timbré!
Cable Springs'te 2 dönüm, imzalandı, mühürlendi, teslim edildi!
- Oui, ça vaut 2 acres de désert.
- Evet, iki dönüm Jackass Flats.
J'ai acheté les 2 bons acres.
Görünen o ki doğru 2 dönümü almışım, değil mi?
Un "petit morceau" de terre qui couvre, cent mille acres, mon frère!
Bu küçük arazi aslında 2.000 dönüm, dostum!
On prend des parts de 10 acres de terrain.
Arka tarafta on dönümlük yerler parselleyeceğiz.
Personne ne construira sur moins de 10 acres.
On dönümden az arazide inşaata izin vermem.
Il faut monter. Acres, où mène cette corniche?
Acres, bu nereye çıkar?
- On a réussi. Vous pouvez le fixer là-haut?
Acres, onu yukarıya sıkıca bağlayabilir misin?
- Prêt, là-haut?
- İyice bağladın mı oraya, Acres?
Puis ressors. M. Acres t'aidera, O.K.?
Sonra dışarı çık, Bay Acres sana elini uzatacak, tamam mı?
La cuisine, c'est par où?
Acres, mutfak yolu neresi?
- Acres... où mène l'escalier de l'autre côté de la cuisine?
Mutfağın yanındaki geçit nereye çıkıyor?
- Ça va, Acres?
- Yapabilir misin, Acres? - Evet efendim.
C'est le seul passage?
Acres, bu tek yol mu?
Merci, Acres.
Sağol, Acres.
- Qui est-ce?
- Kim o? - Benim sir, Acres.
- C'est moi, Acres. vous pouvez m'aider?
İnmeme yardım eder misiniz?
Attention, Acres!
Bekle Acres! Aferin, Bay rosen.
Ça y est.
Acres, dikkat et.
Attention, Acres.
- Uzak durun.
- Comment ca?
- Tamam ne? - Acres.