Translate.vc / French → Turkish / Activé
Activé translate Turkish
2,808 parallel translation
La chute et l'adrénaline ont activé une sorte de maladie matinale.
Depoda düşmem ve adrenalin hamilelik bulantısını tetiklemiş.
{ \ pos ( 192,230 ) } et notre appareil s'est allumé quand ils ont activé le leur là-bas.
Ayrıca diğer taraftakini aktif ettiklerinde aktif olduğunu düşünüyor.
{ \ pos ( 192,230 ) } Quand bien même, comment l'ont-ils activé?
Öyle olsa bile onlar nasıl çalıştırdı?
Vu qu'il a été activé, il a cru qu'il était déjà dedans.
Yüksek gerilim yüklü. Makine bir şekilde Peter içinde sanıyor.
Mais personne n'a jamais prévu que l'appareil serait activé par l'autre dimension.
Ama kimse makineyi ilk olarak karşı tarafın çalıştıracağını söylememişti.
Comme c'est l'appareil de l'autre monde qui est activé, c'est avec celui-là que vous devrez interagir.
Aktif edilen makine diğeri olduğu için etkileşim kurman gereken de o olacak.
- Vous avez activé la machine de votre cà ´ té.
- Makineyi diğer taraftan sen çalıştırdın.
Ils savent vous avez activé la machine.
Makineyi sizin çalıştırdığınızı anladılar.
Votre compte Rhodes est bien activé.
"Rhodes Güvence Fonu aktif hale getirildi."
Une fois activé, il transmet une réponse à un signal codé.
Etkinleştikleri andan itibaren şifreli bir sinyal göndermeye başlarlar.
Le signal du traceur est activé et est en marche.
Verici sinyali sağlam. Ayrıca hareket halindeler.
Je parie que vous oui, quand Maxine a activé l'écran de mise à mort.
Maxine katil ekranı tetiklediğinde ilk cinayeti işlemiştin.
Attention. Vous avez activé le système d'alarme laser.
Dikkat, lazer alarm sistemini çalıştırmış bulunuyorsunuz.
Il doit être activé par les Messagers qui viennent des deux mondes.
Haberciler tarafından uyarılan kişiler iki tarafta da ne olduğunu görebilirler.
J'ai activé l'alarme.
Evet, Onu hackledim ve alarmı tetikledim.
RSL activé.
IH * çalışır durumda.
RSL activé.
IH çalışır durumda.
Le système d'alarme d'urgence a été activé.
Acil uyarı sistemi aktive edildi.
Mode juste activé.
Adalet modu aktif.
Nous sommes toujours en attente que son téléphone soit à nouveau activé.
Telefonunun tekrardan aktifleşmesini bekliyoruz.
- Il est déjà activé.
- Ama her an saldırıya uğrayabilirsin.
Il n'est plus d'active depuis 4 ans.
- 4 yıldır orduda değilmiş.
Comment active-t-on l'ambre, Dr Bishop?
Kehribarı nasıl tetikleyeceğim Dr. Bishop?
Allez, on s'active.
Hadi millet, biraz acele edin.
Un bouton sur le tableau de bord l'active.
Arabanın içine sabitlenmiş. Paneldeki bir düğmeye basıyorsunuz,..
Il me faut la preuve de leur implication active
İhlale aktif olarak karıştıklarına dair kanıt bulmak lazım.
Car ça active ton point?
- Değil mi? - İnsanı gaza getiriyor değil mi?
Allez, vite, active-toi!
Acele et! Hemen geçir şu kayışı.
Il n'a pu le trouver qu'avec une antenne active.
Adler bu denizaltıyı ancak anten çalışıyorsa bulmuştur.
Non! Non, c'est bon, c'est bien que tu sois si... sexuellement active.
Bu kadar şey olduğunu bilmek çok harika sekste aktif.
Ils ne peuvent nous retrouver que lorsqu'on active la porte, alors, ne paniquons pas.
Bildiğimiz kadarıyla ancak. Yıldız Geçidini çalıştırırsak bizi izleyebiliyorlar. O yüzden lütfen aşırı tepki vermeyelim.
Une porte des étoiles active n'attirera-t-elle pas les drones?
Aktif bir Yıldız Geçidi gideceğimiz gezegene dronları çekmez mi?
Une porte active est un événement subspatial important.
Aktif bir geçit büyük ölçekte bir altuzay olayıdır.
Il est sûrement trop tard. C'est la porte active.
Artık muhtemelen çok geç.
Le pouvoir qu'ont les drones de détecter une porte active doit avoir des limites.
Gerektiğinde mekiği de kullanabiliriz. Dronların aktif bir geçidi saptayabilme yetilerinin bir sınırı olmalı.
Très active et très superficielle.
Oldukça aktif, yüzeye de çok yakın.
Reculez, tout le monde, on active la porte!
Peki, herkes kımıldasın! Geçidi çevireceğiz!
Ça active la ventilation.
Havalandırma çalışmaya başladı.
D'après le fichier, Allison a activé la quarantaine.
Güvenlik kayıtları Allison'un karantina protokolünü aktif ettiğini gösteriyor.
- On s'active!
- Haydi millet, çabuk olun!
Sur les côtés, on peut voir la tumeur cérébrale active.
Yanlarda tümör aktif.
Blessure par balle au flanc avec hémorragie active.
Silahlı saldırıda yaralanma.
Toute la population de Palm City a reçu une dose d'une neurotoxine psycho-active donnant l'apparence de la mort.
Tüm Palm City'de insanlara onları ölü gibi gösteren bir psikoaktif nörotoksin verilecek.
Quittez ma planète ou j'active ceci.
Terk edin gezegenimi, yoksa bunu aktif hale getiririm.
Tous les autres, on s'active, s'il vous plait!
Diğer herkes, harekete hazır olsun, lütfen!
On peut avoir un mandat. Active son GPS, - fais une triangulation d'urgence.
Mahkeme emri çıkartıp acilen yerini belirlemek için uzaktan GPS sinyalini açabiliriz.
Mais, mon Père, je suis active dans cette église... Quittez la maison de Dieu!
Hayır, dur, dur, kiralamayacağız çünkü ben ünlü bir yarış arabası sürücüsüyüm.
Active le traceur.
Arayıcısını aktif hale getir.
- Mais s'il s'active...
- Gelenlerin ne olduğunu unutabilirim.
J'active l'alarme. Quand personne ne regarde, je plante une paille.
Sadece yangın alarmını çalıştırıyorsun ve kimse bakmıyorken jöleli kısma pipeti daldırıyorsun.
Dès qu'il voit un gros bonnet, il s'active.
O bir yüksek amiri gördü mü çalışır.