Translate.vc / French → Turkish / Advantage
Advantage translate Turkish
14 parallel translation
C'est un peu pourri ça, j'aurais dû biner advantage en avril ou en mai
Bu kısmı tam çapalamadığım için kötü durumdalar.
J'ai volé en 1ère classe grâce à mon programme de fidélité S'miles.
Buraya biriktirdiğim Advantage puanlarım ve Business Class'la uçtum.
D'après la marque et la couleur il provient de l'entreprise Advantage Power.
Marka ve rengine göre bu, Advantage Enerji Şirketine aitmiş.
Avez-vous "You Took Advantage of Me" de Rodgers Hart? Dites non.
Rodgers ve Hart'ın "Benden Faydalandın" şarkısı var mı?
♪ Cause you took advantage of me ♪
# Çünkü benden faydalandın
♪ You took advantage of me ♪
# Benden faydalandın.
He might find it to his advantage.
Belki çıkarı olacağını düşünüp, yardım eder.
Un fonds de placement, la First Advantage, l'a racheté. Pourquoi un tel fonds voudrait un bar?
6 yıl önce ölünce barı İlk Avantaj adındaki bir yatırım fonu şirketi almış.
Clark Preston dirige la First Advantage, ça explique que le bar soit sur la liste des sociétés locales qui supportent Preston.
Sanırım bu yüzden- - Hadi canım. Clark Preston İlk Avantaj'ın yönetim kurulundaymış, bu da barın neden Preston'ı destekleyen işletmeler arasında olduğunu açıklıyor.
Assez pour avoir l'avantage?
Enough to have the advantage?
Et je viens de si deseperement essayer de la remplacer avec vous ou avec Walt... et je viens de vous permettre de prendre un advantage.
Ve ben çaresizce onun yerini doldurmaya çalıştım, seninle ya da Walt'la... Beni avantajına kullanmana izin verdim.
♪ Je vais prendre le contrôle ♪ ♪ De toutes ces lumières ♪ ♪ Parce que c'est le meilleur moment pour, le moment propice... ♪
â ™ ª I'm gonna take advantage of â ™ ª â ™ ª All these flashing lights â ™ ª â ™ ª'Cause it's the best time, the best time for it... â ™ ª
Chérie, tu as mon numéro d'American Advantage?
Tatlım?
Tu sais que je déteste être assis au milieu.
Benim American Advantage numaramı biliyor musun? ve koltukları değiştirmek için biriken puanlarımı kullanmak istiyorum. Bilirsin, ortada oturmaktan nefret ederim.