English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / French → Turkish / Agréé

Agréé translate Turkish

113 parallel translation
Un genre d'expert agréé en problèmes.
Bir çeşit... eğitimli sorun-giderici.
Il a été agréé conforme par Monsieur Muscle.
O Charles Atlas'ın resmi mühürünü taşıyor.
'En ce jour, J'ai parachevé pour vous votre religion, et J'ai complété pour vous Ma faveur et Je vous ai agréé l'islam comme religion.'
"SİZE BAHŞEDİLEN DİN, DİNLERİN EN MÜKEMMELİDİR" "İSLAMİYETİ SİZLER İÇİN SEÇTİM."
Non, c'est un médecin agréé et il ya trois avocats
Hayır, o kayıtlı bir doktor.
Elle t'a agréé.
Teklifini kabul etti.
"Comprendre la poésie, par J. Evans Pritchard, professeur agréé."
Şiiri Anlamak. Yazan : Dr. J. Evans Pritchard.
Un nouveau médicament... bientôt agréé par la commission de contrôle... va changer ces anciennes méthodes...
Şu anda yeni bir ilaç... Sağlık Bakanlığı'ndan alınan onayla... eski metotları ebediyen değiştirmek üzere piyasaya sürülüyor.
Il a faussé ses recherches. Pour que le RDU-90 soit... agréé et que... Devlin MacGregor fabrique le Provasic!
RDU-90 onaylansın... ve Devlin MacGregor size Provasic'i... üretsin diye... araştırma sonuçlarıyla oynadı.
Vous porterez un costume agréé parles services spéciaux de MiB.
SA Özel Hizmetler'in özel olarak onayladığı giysiden başkasını giymeyeceksin.
Un astrologue médium agréé vous attend pour vous guider à travers les mystères du cosmos...
Bu hattın ucunda sertifikalı bir psişik astrolog kozmosun sırlarını çözmeniz için size kılavuzluk ediyor.
Des immigrés et des autochtones ayant subi une prise de sang dans un centre agréé.
Bütün göçmenlerin, bütün yerlilerin devlet doktoruna kan veya doku veren herkesin.
Que vous avez trouvé quelqu'un pour apporter un goûter agréé.
Bu hafta listedeki şeyleri getirecek birilerini buldun diye.
Je ne pense pas que ce soit un aliment agréé, ça!
Bunun onaylı bir atıştırmalık olduğunu sanmıyorum!
On en accroche une à une maison et tout agent agréé peut entrer sans nous.
Listemizdeki evlerin kapısına bunlardan asıyoruz ve izni olan bir emlakçı, biz olmadan da eve girebiliyor.
Farrow Tech sort un médicament, le Parattin, bientôt agréé par le Ministère.
Farrow Tech adında bir firmanın F.D.A.'dan yakında onay alacak olan Parattin adında bir ilacı var.
La prochaine fois, achetez vos billets à un revendeur agréé.
Bir dahaki sefere, biletini yetkili satış gişelerinden almayı dene.
Qu'est-ce que c'est que ça? Je serai un vétérinaire agréé... et j'aurai mon propre hôpital vétérinaire.
- Veterinerlik belgemi alıp kendi hayvan hastaneme sahip olmak.
Le juge a agréé le groupe.
Karar geldi. Yargıç toplu davayı onayladı.
Mais le concessionnaire est agréé.
- Ama bu yetkili servis.
On travaille tous les jours grâce à Eddie, mais s'il n'est pas agréé, il n'est pas agréé.
Her Gün Eddie'nin yaptığı araçlarla çalışıyoruz ama yetkili değilse, yetkili değildir.
Vous n'êtes pas agréé.
Simpson, sen lisanslı bir masör değilsin.
C'est un électricien agréé? Non.
Elektrikçi lisansı var mı?
Le plombier agréé...
"Lavabo Aç" ı söylüyoruz.
Celui que vous aimez le plombier agréé Le plombier agréé
Lavabo aç, lavabo aç, lavabo aç!
C'est le gouvernement qui gère les cantines... et c'est agréé par le ministère de l'Agriculture.
- Ama onlar da federal okul programındalar. - Çocuklara yemek veriyorlar.
Secundo, si vous engagez un comptable, assurez-vous qu'il est agréé.
İkinci olarak da, eğer bir muhasebeci arıyorsanız, Onun onaylanmış olduğundan emin olmalısınız.
Vous êtes à présent masseur agréé par l'État du New Jersey.
Artık New Jersey Eyaleti'nin sertifikalı masör ve antrenörüsünüz.
Salles de sport, saunas et bains publics ne sont autorisés que dans les zones B2, B3, B4 et B5. Signés et scellés par un architecte agréé... - Plans du sol et résistance à la charge...
Jimnastik, zayıflama salonları, hamamlara sadece b-iki, b-üç, b-dört veya b-5 bölgelerinde izin verilir bütün hepsi resmi olarak bir mimar ve mühendis tarafından imzalanmış olacak zemin bölmelendirme planı, yük kriterleri de dahil kalorifer boruları ve ekipman genel planı yangın kurtarma planını, acil çık yerleri ve yangın söndürme sisteminin altı adet fotokopisi Sağlık Bakanlığı, vücut geliştirme ve sağlık yeri olduğundan Calvert Sokağındaki Spor Komisyonundan lisans çıkartılmalı.
Oubliez le comptable agréé et l'avocat.
Ne mali müşavirlik, ne hukuk diploması.
Un CA. Un Comptable Agréé.
Bir MM. Bir Mali Müşavir.
Et moi, je suis un ECA. Un Expert-Comptable Agréé.
Ve ben de bir YMM'yim.
Un Expert-Connard Agréé!
Siz bir YMM'siniz. - Yeminli Mali Mikrop!
Vous avez branché du matériel non agréé.
Sizdeki monitörlere yetkisiz bağlantılar yapılmış olabilir. Bağlamak mı?
Malheureusement, je suis un expert en narcotiques agréé, ce qui m'autorise à fouiller ce sac comme je l'entends.
Maalesef, mahkeme tayinli narkotik uzmanıyım. Yani istersem o çantayı aramama izin var.
C'est un médecin agréé?
Adam tıp doktoru mu?
Dis "cosmétologue professionnel agréé."
"Profesyonel kozmetik uzmanı" nı tercih ederim.
C'est un psychologue clinicien agréé.
Devlette, klinik psikolog olarak kayıtlı.
Alors vous savez que le code exige un niveau de sapin supérieur, agréé pour les solives du sol et du plafond, les linteaux et les chevrons.
O zaman köknar olması gerektiğini biliyorsunuz. yerdeki kirişler, tavan kirişleri, lento ve çatı kirişleri mühürlenmeli.
Le Ministère Public agrée.
- Jüri üyesi kabul edilmiştir.
Si cela vous agrée.
Sizi memnun edecekse efendim.
- Soit, si cela vous agrée.
- Sizi memnun edecekse.
- Cela m'agrée.
- Edecek.
Vous agrée-t-elle?
Bana katılıyor musun?
Quel règlement vous agrée?
Hangi ödeme planı size daha uygun olur?
- Si cela vous agrée, bien sûr.
- Eğer sizin için bir sakıncası yoksa.
Ainsi, belle Tamora reine des Goths... si le choix que je fais en cet instant t'agrée,
Ve bu yüzden sevgili Tamora Gotların kraliçesi, şayet kabul edersen seçimimi yaptım.
C'est fou ce qu'on accepte quand on brûle.
You'd be amazed what you agree to when you're on fire
" L'offre nous agrée. Tout sera partagé.
Bu teklifi sevinçle kabul ettik.
Je suis de son avis-vis
I agree-gree.
tant que vous ne pouvez pas nous montrer un permis de port d'arme de categorie H... une arme à feu, inclus pistolets à air comprimé et pistolet à balle à blanc... long de moins de 75 cm enregistré avec une carte de membre d'un club de tir... qui correspond à la legislation de l'article de loi sur les armes de 1997... et signé par un membre agrée du club... je devrais vous confisquer cette arme.
Şey, sen bize H kategorisindeki bir silah için ruhsat verene kadar silahlar, ki bunlara kuru sıkılar da dahil olmak üzere... 75cm den kısa olacak ve kayıtlı silah klüp üyeliği olacak ki bu üyelik de 1997 Silah Kanunları'na uygun olacak ve o klüp yetkililerinden biri tarafından imzalanmış olacak aksi taktirde silahları senden zorla almak durumunda kalacağım.
Car l'esprit de la loi agrée tout à fait la pénalité stipulée clairement dans ce billet.
Yasaların başlıca hedef ve amacı gerekli cezanın verilmesidir. Böylece sözleşme şartları yerine getirilecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]