Translate.vc / French → Turkish / Aim
Aim translate Turkish
117 parallel translation
Derek ne nous laissera pas entrer.
... Derek içeri aImıyor.
C'est pourquoi j'aim... J'aimerais aussi avoir votre parole.
Ama önce, bunun bir iftira olduğunu bir de senin ağzından duymak isterim.
Mon coeur ne s'aurait vous attendre ma bien-aim e Katerina Matveyevna, comme un hame on pr t m'accrocher.
Kalbim bir turnanın uçma özlemi gibi senin özleminle çarpıyor benim çok sevgili Katerina Matveyevnam.
Le Seigneur Naritaka aim beaucoup sa concubine Otae.
Efendi Naritaka, medresi Otae'ye çok aşıktı...
Pourvu qu'elle ait de gros nichons Moi, je les aim'toutes et elles me l'rendent
T-Bird gibi yürüyüp, konuşacağız bu gece
De retour chez elle, la seule et unique Ellen Aim!
Ve şimdi, tekrar kendi evinde eşi benzeri olmayan ; Ellen Aim!
Les Bombers et Raven Shaddock ont kidnappé Ellen Aim.
Bombacılar ve Raven Shaddock denen herif, Ellen Aim'i kaçırdı.
Tu veux retrouver Ellen Aim, je vais aller la chercher.
Ellen Aim'i geri istiyorsan, sana onu vereceğim.
- Tu es Ellen Aim? - Oui.
- Sen Ellen Aim değil misin?
C'est Ellen Aim.
- Evet, Ellen Aim.
Ellen Aim est de retour. Et devine quoi?
Hey Reva, Ellen Aim döndü.
Je veux clouer la tête de ce fils de pute sur cette affiche d'Ellen Aim.
O orospu çocuğunun kafasını, Ellen Aim afişinin altına, kaldırıma çivilemek istiyorum.
Tu sais quoi, Reva? Ellen Aim avait raison à propos d'une chose. Ton frère est un salaud.
Baksana Reva, Ellen Aim bir konuda haklıymış ; kardeşin pisliğin teki.
Je ne t'ai pas demandé d'aller chercher Ellen parce qu'elle paraît bien sur scène.
Biliyor musun Tom, Ellen Aim'i kurtarmanı, sahnede harika göründüğü için istemedim.
Je les ai achetées chez M. Zellerbach!
OnIarı Bay ZeIIerbach'dan satın aImıştım!
J'ai f aim.
- Mısır mı?
Pas f aim.
Aç değilim.
De la drogue!
İlaç aImış, Tanrı aşkına!
Et j'ai su qu'elle ne m'aimerait pas de la même manière que je l'aim... Vous comprenez, alors j'ai... j'ai lu un livre... ce livre... et... j'ai décidé de devenir Don Juan.
Ve o zamanki halimle beni beğenmeyeceğini biliyordum bilirsiniz, o yüzden bir kitap okuyordum bu kitabı...
Elle m'aim ra peut-être
O, olmalı arkadaşım...
Tu vois, j'aime un gar on et l'ai toujours aim ... je r alise maintenant qu'il ne m'aime pas. il en aime une autre.
Gördün mü şimdi, birini seviyorum ve hep sevdim. Ve bugün onun beni değil, başka birini sevdiğini fark ettim.
Tr s peu de gens sont assez amoureux et sont aim s.
Çok az kişi sevme ve sevilme şansına sahip.
Ne m'as-tu jamais aim ... ne serait-ce qu'un seul jour ou m me un seul instant?
Gerçekten beni bir anlık bile olsa hiç sevdin mi?
M'as-tu jamais aim ?
Beni hiç sevdin mi?
Non, je ne t'ai jamais aim .
Hayır, seni asla sevmedim.
Il se donna un mal de chien... mais c'est peine s'il se rappelait le visage de son patron bien-aim .
Ve kendini düşünmeye zorladı. Ama ancak sevgili patronunun yüzünü hatırlayabildi.
- Aim.
Hedef ne?
Aim, aim, aim. Aim.
Hedef, hedef, hedef, hedef, hedef!
Aim.
Hedef, hedef! Hedef!
"Aim".
Hedef.
Il répète ça sans arrêt : "Aim".
Hedef mi? Tekrar ve tekrar söyleyip durduğu şey bu, hedef.
Selon vous, un missile air-air détruirait un vaisseau mère goa'uld? S'il a une charge dopée au naqahdah et un modulateur de fréquence, alors, oui, mon général. Le 301 transporte deux missiles air-air AlM-120A.
301, 2 adet AIM-120A havadan havaya roket içeriyor.
On a 2 moteurs-fusées alpha AlM-120 dont on pourrait peut-être, je dis bien "peut-être" se servir.
Merkez, Kazıcı 1. İki AIM-120 Alpha roket motorumuz var, belki tekrarlıyorum, belki işimize yarayabilir.
On a 2 moteurs-fusées alpha AIM-120 dont on pourrait peut-être, je dis bien "peut-être" se servir. Peut-on annuler le débrayage jusqu'à la fin de la combustion? Si oui, on a besoin de données sur la combustion.
Merkez, Kazıcı 1. İki AIM-120 Alpha roket motorumuz var, belki tekrarlıyorum, belki işimize yarayabilir. Serbest bırakma düzeneğini devre dışı bırakıp ateşleme sırasında uçağa bağlı olmalarını sağlayabilir miyiz?
Visez la tête!
Aim for the head!
J'ai été soufflé par la prestation de Carrie-Anne... dans la scène d'ouverture.
Carrie-Anne'in iIk acıIıs sahnesi benim akIımı basımdan aImıstı...
Elle a dû prendre mon portable, par accident.
TeIefonumu aImış oImaIı. Kazara.
Je l'avais acheté pour Vickie.
Vickie'ye aImıştım.
Un porte-CD qui est arrivé tout cassé.
Geçen NoeI bir CD doIabı aImış ve geIdiğinde kırıkmış.
Des métis fabuleux... qui ont pris le meilleur de toutes les races.
Her ırkın en iyi... ... özeIIikIerini aImış meIezIer.
Tu ne ressens aucune vibration particulière?
Bu yerden herhangi bir duygu aImıyor musun gerçekten?
Il a le nez de son père.
Babasının burnunu aImış.
- Vous ne respirez pas bien.
- Doğru nefes aImıyorsun.
Ils ont aim ‚ votre id ‚ e D'un vid ‚ o de musique.
Klip fikrini çok beğendiler.
Comme j'aim faim.
Şey, her zaman kurbağa yiyebiliriz.
T'as f aim, mon biquet?
Aç mısın bebeğim?
- But.
Hedef ( Aim ).
- Aim. - Quoi?
Hedef derken neyi kastediyorsun?
Mettez le missile sur le mode AIM-120A.
Tamam, roket seçimi AIM-120A'ya.
On a le même.
..aImış oImaIıyım.
"Vos stands ( positions ) aim s · votre seuil..."
Kapının önünde sevgilin... sana aşk getirmiş.