Translate.vc / French → Turkish / Alarm
Alarm translate Turkish
7,210 parallel translation
Voyez comme l'absence soudaine de bruit peut éveiller l'esprit assoupi aussi bien qu'une alarme dans le silence.
Böylece ani ses kesintisinin de alarm gibi insanı uykudan uyandırdığını gördük.
Il faut que tu donnes l'alerte, mon pote.
Alarm vermen lazım abi.
Fausse alarme.
Yanlış alarm.
Nous arrêtons l'alarme.
Sadece alarmı kapatacağız.
On ne peut pas juste arrêter l'alarme, Neal.
Alarmı öylece kapatamayız, Neal.
Couper les alarmes.
Alarmı susturun.
Le but de la mission était de tester le temps de réponse de Braxnet une fois l'alarme déclenchée.
Görevin amacı alarm çaldığında Braxnet'in... tepki zamanını ölçmekti.
Puis il va réactiver l'alarme juste à temps pour que tu entres dans la salle et te fasses prendre la main dans le sac.
Sonra tam sen sergiye girerken alarmın ötmesini sağlayacak bu sayede sen suçüstü yakalanacaksın.
Jack a désactivé l'alarme, ce qui lui permet se dédouaner du vol.
Jack alarmı etkisiz hale getirmiş böylece soygunu yapabilecek.
Les alarmes ont un haut système de sécurité.
Alarm yüzünden güvenlik sıkılaştı.
Quand même, 14 millions sans déclencher une seule alarme, sans un seul coup de feu.
Yine de, hiçbir alarm ötmeden, hiç silah ateşlenmeden 14 milyon dolar kazandın.
On a arrêté les alarmes puis on active ce système de brouillage.
Alarmı harekete geçiririz daha sonra bu karıştırma cihazını aktive ederiz.
Tandis que le système de renfort redirige la transmission de l'alarme.
Yedekleme sistemi alarm iletimini saptırırken
Et pourquoi le code de ton alarme est 6969?
- Ayrıca alarm şifren neden 69, 69?
Elle a appelé une entreprise de sécurité hier pour demander un système d'alarme à 10 000 $.
Dün güvenlik şirketini arayıp 10.000 dolarlık alarm sistemini sordu.
Il y a eu une alerte de surchauffe près des moteurs.
N-Kanalı Enerji Yayın Kutusu yakınlarında aşırı ısınma alarmı verilmiş.
- Vous avez signalé un code rouge.
- Kırmızı kod alarmı verdiniz.
S'il tente quoi que ce soit, sonne l'alarme.
Eğer bir şey yapmayı denerse alarmı çalıştır.
Mais je n'arrive pas à trouver d'où sortent les Rampants quand l'alarme sonne près de cette église.
Ama şu kilisenin civarında alarm verildiğinde sıçrayanların nereden geldiğini anlayamadım.
- Tu as éteints mon réveil?
- Alarmı mı sen mi kapattın?
Je suis la seule à espérer que ce soit une fausse alarme?
Bunun yanlış alarm olduğunu uman tek kişi ben miyim hâlâ? Yani bu mümkün.
C'est une fausse alarme.
Yanlış alarm. Sorun yok.
- La société de sécurité?
- Alarm şirketi mi?
Google Alert? Grant Leetham?
Google alarm.
Alerte radiation!
Radyasyon alarmı!
Dis-lui que c'est une fausse alerte.
Yanlış alarm olduğunu söyle.
- C'est une alerte de niveau 1...
- Bu 1. derece alarm.
Demande au gars de la maintenance d'actionner l'alarme incendie.
Hademeye söyle alarmı çalsın.
Il n'a pas tiré de signal d'alarme.
Alarm butonuna dokunmamış.
Ne vous approchez pas trop, vous risqueriez de déclencher l'alarme de proximité.
Dikkat edin. Fazla yaklaşırsanız yakınlık alarmı devreye girecektir.
Tu ne voudrais pas faire ça.
Alarmı çalıştırmak istemeyiz.
Il y a un réveil sur tous les portables.
Bütün telefonların alarm özelliği var.
Si nous passons par la porte il pourrait y avoir une alarme.
- Çünkü kapıdan girmeye çalışırsak alarm olabilir.
Ils n'ont jamais mis d'alarme sur le toit.
Çatıya hiç alarm koymazlar.
Et si il y a une alarme?
- Ya alarm varsa?
Il n'y a pas de capteurs dans les montants de portes, pas de détecteurs de mouvement, aucun autocollant dans la fenêtre.
Kapı çerçevesinde algılayıcı yok. Ne hareket algılayıcı, ne de alarm etiketi var.
Il m'envoyait des messages and il m'appelait toute la nuit, alors j'ai éteind mon portable et après, à 2h du matin, l'alarme à feu de mon immeuble s'est enclenchée.
Gece boyunca beni arayıp mesajlar çekiyordu, sonra telefonumu kapattım ve ardından sabahın 2 : 00'sinde, yaşadığım binanın yangın alarmı çaldı.
- Pourquoi l'alarme ne se déclenche pas?
- Neden alarm çalıyor?
Avant qu'on lance l'alerte maximale DEFCON 1, il y a de fortes chances pour que ce soit un accident.
Alarm durumuna geçmeden önce kaza ihtimalini de düşünmek lazım.
Pride, il y a un camion de glaces sur le parking.
Pride? Arabanın alarmı mı çalıyor bir bak bakayım.
De plus, je n'ai pas entendu de code bleu donc je suis sûr que notre amigo n'est pas mort.
Artı, hiç mavi kod alarmı duymadım, o yüzden arkadaşının ölmediğinden eminim.
"Est-ce que cette alarme de voiture pourrait se taire?"
"Şu arabanın alarmı birkaç kere daha çalabilir mi?"
L'alerte en fait une affaire nationale.
Alarm bunu ulusal boyuta taşıyacaktır.
Sa photo sera publiée partout :
Bu alarm onun fotoğrafını her yerde gösterecek.
Des gens à poils!
Çıplaklık alarmı!
Juste un détecteur de fumée.
O sadece yangın alarmı ya.
- J'ai vérifié la vidéo surveillance pour voir qui avait activé l'alarme l'autre nuit.
- Dün gece yangın alarmını kimin çalıştırdığını öğrenmek için kamera kayıtlarını izliyordum.
Parce qu'à l'étage, en plus de l'alarme incendie et le truc de la télé, ça semblait mauvais.
Çünkü yukarıda alarm ve televizyon dışında bir şeyler tersti sanki.
Il est passé par la trappe du chien, c'est pour ça que l'alarme ne s'est pas déclenchée.
Adam köpek kapısından içeri girmiş ki bu yüzden alarm çalmamış.
Alarme désactivée dans 3, 2, 1.
Alarm kapanıyor. Üç, iki, bir.
La température, la lumière, le déclenchement du réveil.
Sıcaklık, aydınlatma, sabahları alarmın kaçta çalacağı.