Translate.vc / French → Turkish / Amenadiel
Amenadiel translate Turkish
59 parallel translation
Amenadiel, ça roule, mon pote?
Amenadiel. Ne var ne yok koca adam?
Ne me menace pas, Amenadiel.
Beni tehdit etme Amenadiel.
Je ne t'aiderai pas, Amenadiel.
Sana yardım etmeyeceğim Amenadiel.
Tu es le roi de l'enfer. Je n'en reviens pas de dire ça, mais Amenadiel a raison.
Ty'ın o zavallı kızla birlikte olduğu Debra'nın kulağına gittiyse...
Sors de là, Amenadiel.
Ortaya çık Amenadiel.
Permettez-moi de vous présenter Mon frère.
Müsaadenle Amenadiel'i tanıştırayım, kendisi kardeşim olur.
Alerte spoiler, Amenadiel a trouvé le Dr Linda.
İzlemeyenler kulağını kapasın, Amenadiel, Doktor Linda'yı bulmuş.
Et je ne pense pas qu'Amenadiel soit celui qui utilise Chloe.
Chloe'yi silah haline getirenin Amenadiel olduğunu da sanmıyorum.
Amenadiel a raison... tu changes.
Amenadiel haklıymış. Gerçekten değişiyorsun.
J'imagine que rien de tout cela ne serait arrivé si Amenadiel avait surveillé l'Enfer comme il le devait.
Sanırım Amenadiel gerektiği gibi cehennemin başında dursaydı bunların hiçbiri olmazdı.
Drôle de timing non?
Amenadiel yaralıyken kaçmış.
Allez, Amenadiel, où es-tu?
Hadi ama Amenadiel, neredesin?
Je veux voir Amenadiel. Pourquoi?
- Amenadiel'ı görmek istiyorum.
Amenadiel, je sais que vous êtes là.
Amenadiel içeride olduğunu biliyorum.
Il suffit donc de me ramener, Amenadiel.
Beni geri götür hadi, Amenadiel.
Vous pouvez me parler, Amenadiel.
Benimle konuşabilirsin, Amenadiel.
Vous n'êtes pas moins homme.
Bu eksik bir erkek olduğun anlamına gelmiyor, Amenadiel.
Amenadiel.
Amenadiel.
Amenadiel.
- Amenadiel.
Je suis Amenadiel.
Ben Amenadiel'im.
Amenadiel, à pleine puissance, je ne pourrais jamais frapper si facilement.
Tam gücündeki Amenadiel'i asla bu kadar kolay yenemezdim.
Amenadiel le croyait à son arrivée, maintenant c'est Uriel.
İlk geldiğinde Amenadiel de bildiğini sanıyordu, şimdi de Uriel öyle sanıyor.
Amenadiel? Non.
- Amenadiel mi?
Pourquoi Amenadiel n'adopte pas cette ville comme moi?
Amenadiel niye benim gibi bu şehri kabullenemiyor?
Bref, elle et Amenadiel veulent retourner à la cité d'argent, mais ce n'est pas chez moi.
Amenadiel'le birlikte Silver City'e dönmek istiyorlar ama orası benim evim değil. Evet, her neyse. Hiç olmadı.
J'allais faire exploser Chloe, mais Amenadiel m'en a dissuadé.
Ben Chloe'yi havaya uçuracaktım ama Amenadiel beni vazgeçirdi.
Il y a 35 ans,
35 yıl önce Amenadiel bu bara gönderilmiş.
Amenadiel a été envoyé dans ce bar, où il s'est assis, a discuté, et a ensuite béni Penelope Decker pour qu'elle et son mari puisse avoir un enfant.
Penelope Decker'la konuştuktan sonra kocasıyla bir çocuk sahibi olabilmesi için onu kutsamış.
Alors quoi, Amenadiel a béni les parties de Penelope?
Amenadiel, Penelope'nin kukusunu mu kutsamış yani?
Est-ce qu'Amenadiel est le père de Chloe Decker?
Yoksa Chloe Decker'ın babası Amenadiel mi?
Que fait Amenadiel avec la mère de Chloe?
Amenadiel'in Chloe'nin annesiyle ne işi var?
Amenadiel m'a prévenue pour ton inspectrice.
Amenadiel dedektife olanlar anlattı.
Je m'appelle Amenadiel.
- Ben Amenadiel.
Amenadiel pense que je te dois des excuses.
Amenadiel seninle konuşmam gerektiğini söyledi.
Ton frère est le Porteur de lumière.
Kardesin Isıkgetiren, Amenadiel.
Peut-être qu'Amenadiel devrait essayer.
Tabii. Belki de Amenadiel denemeli.
Je t'ai dit de ne plus jamais me mentir, Amenadiel.
Sana bir daha bana yalan söyleme demiştim, Amenadiel.
Amenadiel t'a parlé de notre voyage retour au Paradis?
Amenadiel sana cennete gitme planımızı anlattı değil mi?
Mais tu as dit à Amenadiel et ta mère que... tu partais avec eux au Paradis.
Ama Amenediel ve annene... onlarla cennete gideceğini söylemişsin.
Elle parle d'Amenadiel.
Amenadiel'den bahsediyor.
Amenadiel t'a parlé de notre retour au Paradis.
Amenadiel, sana cennete yapacağımız seyahatten bahsetti, değil mi?
Je me demandais si vous aviez vu Amenadiel.
Amenadiel'i görüp görmediğini merak ediyorum.
Je dois trouver Amenadiel.
Amenadiel'i hemen bulmalıyım.
Amenadiel a la pièce manquante de l'épée.
Konu bu, Anne. Kılıcın kayıp son parçası Amenadiel'da.
Oui, mais pour l'instant, je dois trouver Amenadiel et tu dois rester éloignée des humains.
Evet, ama şimdi Amenadiel'ı bulmamız gerekiyor. Ve sen insanlardan uzak durmalısın.
On a juste besoin de trouver Amenadiel, non? - Oui.
O zaman Amenadiel'i bulmamız gerekiyor değil mi?
mais tu dois retrouver Amenadiel.
Ama Amenadiel'i bulmam lazım.
Elle lui a échappé pendant qu'Amenadiel était blessé.
Sen de...
Oh Amenadiel vous a parlé n'est ce pas?
- Amenadiel seninle konuştu, öyle mi?
J'appelle Amenadiel.
- Amenadiel'i çağırıyorum.
Amenadiel?
- Pekâlâ. Amenadiel, geliyor musun?