Translate.vc / French → Turkish / Amusé
Amusé translate Turkish
8,660 parallel translation
Peu importe. On s'est amusé sans lui.
Neyse ne, onsuz da eğlenmiştik.
- Uniquement qu'il ne s'était pas amusé.
- Yalnızca kendi kendine sıkıldığını söyledi.
Comme on s'est amusé ensemble.
Beraber nasıl eğlendiğimizi.
Je me suis amusé.
Çok eğlendim.
On s'est quand même amusé.
Gerçi eğlendik.
Il s'est bien amusé. Il est venu à la maison et lui a parlé de ce morceau de poulet qu'il faisait cuire.
Eve gelmiş ve pişirdiği tavuk parçasını anlatmış.
Et tu t'es amusé?
İyi zaman geçirdin mi?
Je me suis bien amusé, cependant.
Ama çok eğlenceli zamanlarım oldu.
Ne me dis pas que tu t'es pas amusé.
Ne güzel bir parti.
Qui s'en soucie tant qu'on s'amuse, hein?
Aynen, Dors. Kıskanır mı senin oğlan?
Je suppose que le temps passe vite quand on s'amuse, hein?
Tüm bu zaman boyunca eğlendiğini sanmıştım, ha?
Amuse-toi bien avec ton amie.
Arkadaşınla iyi eğlenceler.
Si c'est l'idée que tu as d'une blague, je peux t'assurer, ça ne m'amuse pas.
Eğer şaka falan yapıyorsan seni temin ederim ki hiç eğlenmedim.
Maintenant, amuse-toi bien pendant notre absence.
Şimdi, biz de gittiğimize göre keyfinize bakın.
Je m'amuse plus avec toi que, genre, avec n'importe qui d'autre.
Diğerleriyle oranla seninleyken daha fazla eğleniyorum.
Tu m'as dis de m'amuser, Donc je m'amuse, beaucoup.
Bana keyfine bak dedin ben de bol bol keyfime bakıyorum.
D'accord, Mère. Amuse toi bien.
İyi eğlenceler.
Ça t'amuse? Attends.
Senin için komik mi bu?
- Amuse-toi bien.
İyi eğlenceler. - Tamamdır.
Amuse-toi.
İyi eğlenceler.
- Vas-y et amuse-toi.
Git de keyfine bak.
Si passer 6 mois à apprendre à mettre du rouge à lèvres t'amuse tellement.
Eğer nasıl ruj sürüldüğünü ve fısıltıyla konuşmayı öğrenmek için 6 ay harcamak... -... eğlence anlayışına uyuyorsa katıl.
Amuse toi bien mon pote.
Kendine iyi bak dostum.
On s'amuse pendant des heures.
Saatlerce iyi vakit geçirebilirsin bunlarla.
Amuse-toi.
Eğlen.
N'oublie pas, amuse-toi.
Unutma, eğlen.
Amuse-toi bien là-dedans.
- Eğlen orada.
Amuse toi bien.
İyi eğlenceler.
- Je te l'ai dit, on s'amuse juste.
- Sana söyledim sadece eğleniyoruz.
Elle vient, on s'amuse.
Bana geliyor ve eğleniyoruz.
Je devrais retourner vers Bec avant que les amuse-bouche n'arrivent.
Güzel dedin. Ara sıcaklar gelmeden Bec'in yanına dönmeliyim.
On s'amuse.
Eğleniyoruz biz.
On dirait que l'on s'amuse encore plus.
Daha çok eğlenmişiz gibi gösteriyor.
Pourquoi est-ce qu'on s'amuse à faire ça?
Ne zamandan beri bunu yapıyoruz?
Amuse-toi bien.
İyi eğlenceler.
Le genre à veiller à ce que tout le monde s'amuse.
Bir partide herkesin eğlendiğinden emin olan kişiydi.
Amuse-toi bien.
Hey, iyi eğlenceler.
Relaxe-toi, et amuse-toi.
Rahatla, sadece rahat ol, ve keyfine bak.
Bien, amuse toi bien.
Peki, iyi eğlenceler.
Qui s'amuse?
Kim eğleniyormuş?
Très bien mec, amuse-toi.
Pekala millet, iyi eğlenceler.
Laisse la place à la jeune génération, et amuse-toi avec de jolies filles avant la fin.
Ne yapacaksın? Yaşlandın. Kabul et.
- Amuse toi bien.
- Biraz eğlensene sen.
- Je m'amuse.
- Eğleniyorum zaten.
On à besoin de moi. Je m'amuse.
- Hiçbir ihtiyacım yok, eğleniyorum.
On s'amuse bien.
Biz sadece iyi vakit geçiriyoruz.
D'accord, bon, amuse-toi bien avec l'inventaire.
- Hayır. - Pekâlâ, envanterin keyfini çıkar.
Amuse-toi avectes étoiles.
Sana yıldızlarınla iyi eğlenceler.
En fait, je ne pense pas m'être autant amusé depuis.
Sen bunu "sobelemece" olarak biliyorsundur.
Assurez-vous que le second s'amuse.
komutanın eğlenmesini sağlayın lütfen.
Nous y sommes, on s'amuse.
Pekâlâ, işte böyle. Eğleniyoruz.