Translate.vc / French → Turkish / Anderson
Anderson translate Turkish
2,319 parallel translation
Un mémo d'Anderson.
Anderson'dan bir not.
Vous êtes la fille de M. Anderson, non?
Sen... Bay Andersen'un kızısın, değil mi?
M. Anderson.
Bay Anderson.
Qu'est-ce que vous attendez de moi, M. Anderson?
Ne yapmamı istiyorsunuz, Bay Anderson?
Non, ça ne m'inquiète pas.
- Hayır, Bay Anderson, endişelendirmiyor.
Du calme, M. Anderson.
Sakin olun, Bay Anderson.
Voilà votre coupable.
İşte suçlunuz, Bay Anderson.
M. Anderson pensait que des gamins soient entrés.
Bay Anderson bazı çocukların etrafta dolaştığından endişeleniyordu.
Adieu, Anderson.
Güle güle, Anderson.
C'est assez délicat, mais il y a eu un incident entre M. Anderson et sa fille. Je lui ai dit de partir.
Biraz hassas bir konu, Bay Anderson ve kızı arasında bir hadise oldu, ben de onun binayı terk etmesini istedim.
Mme Anderson?
- Bayan Anderson?
M. Anderson?
- Bay Anderson?
Anderson aurait frappé sa propre fille.
Anderson'un kızına vurduğunu söyledi.
lci, Frank Walker.
Anderson. Ben Frank Walker.
M. Anderson, pourriez-vous décrire la soirée?
Bay Anderson, lütfen o akşamı anlatabilir misiniz?
Owen Anderson.
Owen Anderson.
Je t'ai obtenu un rendez-vous avec Owen Anderson,
Sana büyük aktör Owen Anderson'la bir görüşme de ayarladım.
Avant son rendez-vous.
- Çünkü Owen Anderson'la randevusu var.
Owen Anderson, Il veut vraiment te rencontrer.
Owen Anderson. Seninle tanışmak istiyor.
Je suis assis partageant ma vie avec Owen Anderson.
Ve oturmuş hayatımı mal Owen Anderson'a anlatıyorum.
Comment ça s'est passé avec Owen?
Owen Anderson görüşmesi nasıldı?
"Anastasia Romanov, que l'on croyait morte depuis trois ans, " pourrait être la véritable identité d'Anna Anderson, "la victime amnésique prétendant être la princesse."
Şimdi prenses olduğunu iddia eden amnezi hastası Anna Anderson'ın gerçek adı, geçtiğimiz üç yıldır öldü gözüyle bakılan Anastasia Romanov olabilir.
Et là, ils disent une chose ridicule à propos d'Anderson Cooper... Que j'aurai la décence de ne pas répéter.
Sonra da Anderson Cooper * hakkında duyduğum en saçma şeyi söylediler ki şimdi söylemeye terbiyem el vermez.
Anderson Cooper est venu.
Anderson Cooper buradaydı.
Amy Winehouse qui crache dans ta bouche ou manger un bout cru du cul d'Anderson Cooper?
Amy Winehouse'un ağzınıza tükürmesini mi istersiniz yoksa Anderson Cooper'ın kıçından koca bir parça ısırık almak mı?
Griffin, beau boulot sur le dossier Anderson.
Griffin, Anderson hesabında iyi iş çıkarttın.
Phil Anderson.
Phil Anderson.
Non, c'était un Henry Anderson.
Hayır o Henry Anderson'dı.
Et on a Anthony Anderson, la star de New York District, qui débute sa 21e...
Beyler bu gece Dotcom'ın gösterisinden güldüğümden o gecekinden çok daha fazla güleceğim.
[Dr. Anderson...] Je ne suis pas folle.
Dr. Anderson ben deli değilim.
Avec qui j'aurais 6 enfants, 2 chiens, et qui me laissera regarder iTélé, toute la nuit, blotti contre elle? Sais pas.
Hayatımın gelecek 40 yılını harcayabileceğim, altı çocuk, iki köpek isteyebilecek ve bütün gece Anderson Cooper * izlerken ona sarılıp ayak masajı yapmama izin verebilecek birine benziyor mu?
- Paul Anderson.
Paul Anderson.
On est là pour un vieil espion, un Américain appelé Paul Anderson.
Eski bir ajan için buradayız. Paul Anderson isminde bir Amerikalı.
- Il faut avertir Anderson.
Anderson'u uyarmamız gerek.
Vous savez où on peut trouver un certain Paul Anderson? Ouais.
Paul Anderson'u nerede bulabileceğimizi biliyor musun?
Paul Anderson est un serpent.
Paul Anderson yılanın teki.
Écoute, dis à ton équipe... que tu ne te sens pas bien et que tu veux rentrer seul... parce qu'on a une réunion, tous les deux, avec Paul Anderson chez toi... et il est prêt à parler de vos histoires colombiennes si tu ne l'es pas.
Dinle, şey... Adamlarına kendini iyi hissetmediğini ve... tek başına eve gitmek istediğini söyle. Çünkü senin evinde...
Anderson, as-tu perdu la raison?
Anderson, lanet olası aklını mı kaçırdın sen?
- Oui? directeur du navire.
Auggie Anderson, teknik destek sağlayıcınızım. Ayrıca arkadaş canlısı yön göstericinizim.
Voici l'agent Anderson.
Bu da ajan Anderson.
Quand Clive Anderson est venu, on l'a mis dans une cage.
Üüüüüürrrrüüü üüüüüüüüüü!
Il avait l'air terrorisé. J'ai Clive Anderson au-dessus de moi.
bu horoz sonunda onurla, yüksek sesle ve gururla herkesin duyabileceği şekilde öttü.
Des bonbons Anderson.
Anderson şekerlemesi.
- On se dépêche, Anderson.
Yaylan. Üzgünüm.
Ici Anderson, de la DPD.
Selem, ben Anderson DPD'den.
Pat Anderson, qu'est-ce que tu fous là?
Pat Anderson, ne arıyorsun lan burada?
Où alliez-vous saisir Anderson?
Anderson'u nereden alacaksınız?
Dites-moi si elle se déplace.
Hadi gidelim Anderson.
Votre nom est August Anderson?
İsmin August Anderson mu?
L'agent Anderson est absent.
Ajan Anderson şu an müsait değil.
Non, M. Anderson, en effet.
Evet, Bay Anderson, kötü görünüyor.