Translate.vc / French → Turkish / Atom
Atom translate Turkish
1,295 parallel translation
Cette église a survécu á Ia bombe atomique?
Atom bombası düşmesine | rağmen burası yıkılmadı mı?
La bombe a explosé juste ici.
Atom bombası tam şurada patladı.
Mais de nos jours, pour Ia plupart des gens, Ia bombe atomique est une chose qui est arrivée il y a trés longtemps.
Ama şu günlerde bir çok insan için atom bombası bir zamanlar olmuş bir şey.
Quant á Ia bombe atomique... Bien súr, on en a entendu parler.
Sonuçta atom bombası... hakkında bir şey bilmiyoruz.
On n'a jamais vraiment compris ce qu'ont ressenti Ies gens qui ont reçu Ia bombe sur Ia téte.
Kafalarının üstüne atom bombası düşen... insanların hislerini asla anlamadık. |
Certains d'entre eux, oui, mais d'autres sont morts jeunes, et d'autres sont morts au loin. Tous á cause de Ia bombe atomique?
Hepsi atom bombasıyla mı öldü?
Du jour oú il a perdu tous ses cheveux á cause de Ia bombe atomique, iI s'est enfermé dans une piéce et y est resté.
Atom bombasında sonra tüm saçı döküldü. Kendini bir odaya kapatıp orada kaldı.
Suzukichi en faisait partie. Méme si Ia bombe est tombée assez loin d'ici.
Atom bombasının düştüğü yer | buraya uzak olmasına rağmen...
Le 9 août, le jour oú grand-pére est mort á cause de la bombe atomique.
Elbette. Dokuz ağustos büyük babanın ölüm günü | atom bombasının kurbanı.
Et quand il saura que grand-pére a été tué par la bombe atomique, il se sentira plutôt gêné, c'est évident.
Çünkü Clark Amerikalı... ve amcasının atom | bombasıyla öldüğünü öğrenecek... tabi ki onu rahatsız edecek.
Les Américains n'aiment pas qu'on leur rappelle la bombe atomique.
Amerikalılar atom bombasını hatırlamaktan hoşlanmazlar.
Ils ont lâché la bombe atomique et ils n'aiment pas qu'on le leur rappelle?
Hem atom bombasını atıyorlar, hem de | hatırlamaktan hoşlanmıyorlar.
Enfin, le Président de la Société L'Atome au Service de l'Humanité, ou S.P.L.A.S.H., M. Arthur Dunnwell.
Şimdi de insanlık Yararına Atom Enerjisi Bürosu, IYAEB'ün başkanı, Bay Arthur Dunwell.
De l'énergie nucléaire, grâce à un mini réacteur intégré.
Nükleer güç. Minyatür bir atom reaktörü.
L'analyse d'une structure subatomique a révélé une empreinte résiduelle presque indétectable.
Yongaların atom-altı yapı analizleri... neredeyse fark edilemeyecek bir kalıntıyı açığa çıkardı.
Mais supposons que le semi-ensemble suive la courbure subatomique, les infinis peuvent tout à fait s'annuler l'un l'autre.
Yarı sabit atom içine bükülürse,... sonsuz değerler birbirini götürebilir.
Le nombre atomique du zinc est 30.
Çinkonun atom numarası 30.
Si les savants peuvent s'unir pour construire une bombe atomique... ils peuvent sûrement s'unir pour remyéliner des chiots.
Eğer bilimadamları atom bombası yapmak için biraraya gelebiliyorsa..... kesinlikle yavru köpeklere miyelin sağlamak için de toplanabilirler.
plus dangereuse qu'une explosion atomique!
Ve bu atom bombasından bile daha tehlikeli olacak!
Un atome de déplacé, et vous ne revenez jamais.
Bir atom bile yerini şaşırsa... Asla geri gelemezsin.
On a juste vérifié le modulateur atomique.
Ayrıca, Atom modülü odalarının birini kontrol ettik.
Nous ne sommes que des combinaisons d'atomes et de particules.
Hepimiz atom ve atomdan daha küçük partiküllerin kaotik bir dizilişinden ibaretiz sadece.
On devrait rappeler aux américains... que c'est Truman Capote qui a lancé la bombe A.
Amerikalılara Truman Capote'un... bir atom bombası attığı hatırlatılmalı.
Demain après-midi, à 17 heures, nous lâcherons six bombes atomiques sur la Cité Interdite.
Yarın akşam saat 5'te Yasak Şehir üzerinde altı atom bombası patlatacağız.
Faudrait une bombe atomique pour la faire venir ici.
Onu burada mezara yatırmak için atom bombası gerek.
La raffinerie a été endommagée par un dispositif sub-nucléonique à 25h00 cette nuit.
Dün gece 25.00 de, maden işlemcisi, bir atom altı parçacık aleti tarafından hasar görmüş.
J'ai découvert que la fluctuation quantique dans l'ARN de Worf s'étend au niveau subatomique.
Worf'un hücresel RNA'sındaki kuantum akısının atom altı düzeyine uzandığını buldum.
Cette fille est une dynamo.
Bu kadın atom reaktörü gibi binbaşı.
L'an dernier, le colonel Harris a emmené sa famille voir l'explosion de la bombe A.
Geçen yıl Albay Harris ailesini Nevada'ya götürdü. Tatile gideceklerine orada atom bombasının patlayışını seyrettiler.
Un truc sur l'ère atomique?
Atom çağı muhabbeti, hah?
À l'échelle atomique, la couleur n'existe pas.
Atom seviyesinde, renk diye bir şey yoktur.
Quelque part, un atome a heurté un atome, qui a heurté un atome, et un autre, jusqu'à ce qu'il nous heurte.
Bir yerlerde, bir atom diğeriyle çarpışıyor, o da başka bir tanesiyle, ve bizimle çarpışana kadar böyle gidiyor!
Un noyau d'atome!
Bu atom çekirdeği
Oxygène, hydrogène, atomes?
Asit element, su element ve atom
Ben moi, ça sera Nagasaki.
Ben de sikik bir atom bombası bulutuyum, sikik.
La rupture se propagerait à tous les niveaux de la cellule.
Patlama, hücrelerin atom yapısındaki bütün düzeylere sıçrar.
Ou bombe atomique.
Ya da atom bombası.
Il vole notre technologie et l'Irak devient le premier possesseur de l'arme atomique.
Teknolojimizi ele geçiriyor... ve atom bombasına sahip ilk ülke Irak oluyormuş.
Une bombe nucléaire va bientôt exploser.
Yaklaşık bir dakika sonra bir atom bombası patlayacak.
Il suffit qu'il vise un missile Scud avec une bombe nucléaire.
Atom bombası taşıyan bir Scud füzesini hedefe gönderecek tek bir kişi ona yeter.
La bombe A.
Atom bombası.
Lorsque je vous regarde... je ne vois pas un humain, mais une galaxie de particules... que je peux recombiner à ma guise, d'une simple pensée.
Sana baktığım zaman, Yarbay bir insan değil, bir düşünceyle yeniden düzenleyebileceğim, dağıtabileceğim atom altı parçacıklarından oluşan bir evren görüyorum.
Si je ne l'attrape pas à temps, la ville entière va se transformer en champignon atomique.
Eğer ona zamanında ulaşamazsam bu şehir ve içindeki herkes bir atom bombası bulutuyla havaya uçacak.
C'est une bombe atomique miniature.
Atom bombasının minyatür bir versiyonu.
Et en salle de chargement, un objet se construit atome par atome.
Ve kargo güvertesinde bir şey var atom üstüne atomdan oluşturulan bir şey.
Mon ami Homer est le plus grand supporter des Atoms que je connaisse.
Stan, sana ne diyeceğim. Homer Simpson, Yüce Tanrı'nın yeşil dünyasındaki en büyük Atom hayranıdır.
LE CANADA AURAIT LA BOMBE ATOMIQUE
KANADA ATOM BOMBASI'NA SAHİP OLABİLİR!
Les héros de Fuller sont difficiles à distinguer de ses méchants.
... sen de Stalin'e atom bombasını veren hainler kadar suçlu olursun.
Non.
Kimisi atom bombasından öldü. |
On est déjá en août.
Atom bombasının atıldığı gün...
- Les autres.
Atom modülü odasının turbo işlemcilerini mi? Hayır, diğerlerini.