Translate.vc / French → Turkish / Avec
Avec translate Turkish
725,169 parallel translation
Je pensais que tu faisais une pause avec les femmes pour te concentrer sur ta carrière.
Kariyerine odaklanmak için karı kız işlerine ara verdiğini sanıyordum.
La mère d'Howard était avec lui tout le temps, et c'est un fils à maman de classe mondiale.
Howard'ın annesi sabah akşam yanındaydı. Bak şimdi dünya çapında bir ana kuzusu oldu.
C'est la première fois que tu sors avec un scientifique?
Bir bilim adamıyla ilk defa mı çıkıyorsun?
Je suis désolée, Bert, mais tu n'as pas peur qu'elle soit avec toi juste pour ton argent?
Kusura bakma Bert ama seninle paran için birlikte olmasından rahatsız olmuyor musun?
Viens avec nous.
Sen de gel. - Selam. Tabii.
Je devrais rompre avec Rebecca.
Bu yüzden Rebecca'dan ayrılabilirim.
J'ai rompu avec Rebecca.
Rebecca'dan ayrıldım.
Écoute Bert, quand j'avais de l'argent, Je suis sortis avec pas mal de filles qui n'étaient pas bien pour moi.
Bak Bert benim param varken bana uygun olmayan bir sürü kızla çıktım.
Ecoute, mon chou, les relations n'ont rien à voir avec l'argent, ok?
Bak tatliş. İlişkiler parayla alakalı değildir, anladın mı?
Tu peux rester avec nous.
Bizimle takılabilirsin.
Oui, je vais voir avec Leonard.
- Evet, tabii. Leonard ile konuşurum.
Bien, je verrais avec Sara.
- Harika, ben de Sara ile konuşurum.
Ça marche jamais avec moi.
Bendeyken hiç çalışmıyor.
Honnêtement? C'est un peu bizarre de dîner avec ton ex, et c'est pas comme si on avait des choses en commun.
Dürüst olmam gerekirse, eski sevgilin ile akşam yemeği yemek biraz tuhaf ve konuşacak fazla bir şeyimiz var gibi gözükmüyor.
Ne couche pas avec lui, mange simplement ça.
Onunla sevişmene gerek yok, bunlardan bir tane yesen yeter.
Non c'est, "si tu veux t'amuser, commence avec une."
Hayır, "Eğlenmek istiyorsan, bir tanesi ile başla."
Tu n'envisages pas sérieusement de travailler avec lui, si?
Gerçekten onun için çalışmayı düşünmüyorsun, değil mi?
Tu ne trouverais pas ça bizarre de travailler avec ton ex?
Eskiden çıktığın birisi için çalışmanın biraz tuhaf olabileceğini düşünmüyor musun?
Tu travailles avec Sheldon, à toi de me dire.
Sen Sheldon'la çalışıyorsun, sen söyle.
Tu es jaloux du fait que je pourrais travailler avec Zack?
Tamam, Zack ile çalışmamı gerçekten kıskanıyor musun? Hayır, hayır.
Non, pas jaloux, je pense seulement que tu as une bonne place en ce moment, et tu gagnes beaucoup d'argent et tu n'as couché avec aucun de tes collègues.
Kıskanmıyorum. Sadece şu anda her şeyin çok iyi gittiği bir yerdesin ve harika para kazanıyorsun ve herhangi bir iş arkadaşınla yatmadın.
Pourquoi vous êtes allés dîner avec ce type?
- Adamla neden yemek yemeye gittin ki?
Oui, mais c'est vrai pour la plupart des types avec qui elle travaille.
Evet... Ama bu çalıştığı çoğu erkek için geçerli bir durum.
Oui, mais elle a aussi couché avec Zack.
Evet, ama eskiden Zack ile birlikteydiler.
Je ne laisserais jamais Howard travailler avec une ex.
Howard'ın asla eski sevgilisi ile çalışmasına izin vermem.
Je suis d'accord avec Leonard, ce n'est pas cool.
Biliyor musunuz? Leonard'la aynı fikirdeyim, bu hiç hoş değil.
Je comprends que le fait que je travaille avec Zack est bizarre et je ne veux pas que tu sois mal à l'aise.
Dinle, Zack'le çalışacak olmamı tuhaf buluyorum ve senin de bundan rahatsızlık duymanı istemiyorum.
Ça ne me plait pas, mais si tu veux vraiment ce boulot, je trouverais un moyen de faire avec.
Bunu pek sevmiyorum ama gerçekten istiyorsan işi kabul et. Ben bununla baş etmenin bir yolunu bulurum.
T'es obligée de dire ça, tu es gentille avec moi.
Bunun söylemek zorundasın, beni seviyorsun.
Je vais apprendre à marcher avec des échasses.
Tahta bacaklarla nasıl yüründüğünü öğreneceğim.
Quand on est avec lui, ça n'est pas un problème.
Çünkü onunla birlikteyken sorun olmuyor.
Les enfants sont avec lui!
Çocuklar onunla!
Il y a quelqu'un d'étrange avec eux.
Ve yanlarında tuhaf biri var.
Il nous serait utile d'avoir quelqu'un avec votre talent.
Senin becerilerine sahip birinin olması iyi olurdu.
Vous avez pu communiquer avec l'Autorité?
Siz... Otorite ile iletişim kurdunuz mu?
On a essayé de recréer cette capacité avec des machines.
Bu beceriyi, makinelerle yapay olarak yaratmaya çalıştık.
Mais... on voudrait tenter notre chance avec elle et vous.
Ama... seninle ve onunla birlikte şansımızı denemek isteriz.
La contamination est apparue soudain et les humains ont perdu le pouvoir de se connecter avec la ville.
Salgın bir günde ortaya çıktı ve insanlar şehre bağlanma gücünü yitirdi.
Ça ira avec Killy et moi.
Killy ve benimleyken sorun olmaz.
Avec ça, on peut arrêter l'expansion de la ville, pas vrai?
Onunla şehri durdurabiliriz, değil mi?
Avec tout ça, on devrait être tranquilles quatre ou cinq mois.
Bunlar bize dört beş ay yeter.
On verra bien combien de temps on tiendra avec ça.
O zaman bu gıda ne kadar yetecek ona bakacağız.
Tu étais bien avec Killy, non?
Killy ile birlikteydin, değil mi?
Je vais les ramener avec moi.
Bunları da dönüş için alacağım.
En accord avec le code, je vais te détruire sur-le-champ.
Yasa uyarınca... seni şu anda yok edeceğim.
La connexion avec votre cerveau dans la réalité basique sera aussi interrompue dans quelques nanosecondes.
Temel gerçeklikte beynine olan bağlantı da birkaç nanosaniye içinde kesilecek.
Le bruit court qu'ils avaient peut-être quelque chose à voir avec l'attaque.
İnsanlar Garciaların kurşunlamayla bir alakası olabilir mi diye konuşuyor. Peki doğru mu?
Et maintenant il s'entretient avec papa.
Ne olmuş? Şimdi de babamın yanında.
Ils vont venir avec Eli McCullough pour prendre leur revanche.
Eli McCullough ile birlikte adaleti sağlamaya geliyorlarmış.
Il est parti sans rien et est revenu avec un cheval et une arme.
Tek bir şey almadan gitti ama at ve silahla geri döndü.
Avec quatre chevaux, je pourrais avoir une autre femme!
Onun parasına yeni bir eş alabilirim!