Translate.vc / French → Turkish / Ball
Ball translate Turkish
3,752 parallel translation
Je crois qu'il y a beaucoup de battes de base-ball ici.
Bence burada çok fazla beyzbol sopası var.
Des battes de base-ball et un fusil.
Beyzbol sopaları ve tüfek.
Bien, alors... Pourquoi pas un thème base-ball pour la chambre?
Peki,... yatak odası için beysbol temasına ne dersin?
Mes mains sont douloureuses à cause... du volley-ball.
Ellerim voleybol oynarken sakatlandı.
C'est votre père! Et le base-ball, c'est sa vie.
Çünkü o babanız ve beyzbol da onun hayatı.
Non, j'aime pas le base-ball.
Hayır, ben beyzbol izlemem.
Pas de pom-pom girls au base-ball.
Beyzbolda amigoluk yapılmaz.
Dans sa tête, il a déjà immigré. Il joue au skee-ball avec ma soeur.
Şu an kardeşimle skibol oynuyor ve uçmuş durumda.
Si Justin échoue à ce cours, il ne jouera pas au basket-ball.
Justin bu dersi geçemezse, basketbol oynayamaz.
Il n'est pas trop épuisé pour jouer au basket-ball ou faire de la planche.
Basketbol oynamayacak veya kay kay süremeyecek kadar yorgun değil.
- Le basket-ball représente tout pour lui.
- Basketbol onun her şeyi.
J'aimerais que d'ici une demi-heure, tu installes un panier de basket-ball au-dessus de la porte du garage.
Önümüzdeki yarım saat içinde senden, garaj kapısının üstüne bir basketbol potası takmanı istiyorum.
Il sait jouer au basket-ball.
O tam bir atışçı.
- Tu joues au basket-ball?
- Basketbol onar mısın?
Je lui en ai voulu à cause d'une stupide partie de basket-ball.
Aptal bir oyunu ona tercih ettim.
J'adore le basket-ball.
Basketbolu seviyorum.
Son travail, le basket-ball.
Basketbol onun her şeyi.
Le basket-ball.
Basketbol mu?
- Le basket-ball...
- Basketbol...
À l'origine, en jouant au base-ball au lycée. Mais ça ne m'avait pas fait mal depuis longtemps.
İlk olarak lisede beyzbol oynarken ama uzun süredir rahatsızlık vermiyordu.
Tu es un vrai Casanova.
Seni ballı kazanova seni.
S'ils parlent d'un joueur latino au base-ball, comme Ozzie Guillen, c'est un...
Eğer beyzboldaki Latin uyruklu birisinden bahsediyorlarsa... -... mesela, Ozzie Guillen...
La scène du volley ball commence à 41 min.
Voleybol sahnesi 41. dakika da başlıyor.
Et le basket ball, aussi?
Basketbolu da seviyormuş, ha?
Comme un gant de base-ball grillé au barbecue.
Kızartılmış beyzbol eldiveni gibi.
C'est pour ça que tu chantais "Take Me Out to the Ball Game"? Il le fallait.
"Beni beyzbol maçına götür" diye inleyip durman o yüzden miydi?
Veinard.
Ballı.
N'oubliez pas d'acheter vos billets pour la tombola de ce soir.
Bu akşamki "Jingle Ball" için de çekiliş biletlerinizi almayı unutmayın.
Comme... Des statistiques de base-ball.
Misal beyzbol istatistiklerini düşünmek gibi.
Calmer mon cerveau avec des statistiques de base-ball.
Beynime beyzbol istatistiklerini indireyim.
Statistiques de base-ball.
Vuruş ortalaması.
T'as pas autant de veine. Au mieux, t'as un flush.
Bu gezegende senden daha ballısı yok.
Vous jouez au 4-ball?
4 - top oynar mısın?
Je ne vois pas Ball Boy aujourd'hui.
- Bakıyorum da top toplayıcısı gelmemiş.
Ball Boy?
- Top toplayıcısı mı?
Je suis aussi bon au basket-ball et en natation.
Basketbol ve yüzmede de iyiyimdir.
C'est du foot volley-ball.
Bu ayak voleybolu.
Il y a bleuets, framboises, ginseng, Nuit de rêves, thé vert, vert au citron, vert au citron et au miel, Bon foie, gingembre-miel, gingembre sans miel, vanille-amandes, truffes, bleuets-camomille, vanille et noix, Constant Comment et Earl Grey.
Bizde çayüzümü, ahududu, ginseng, Sleepytime, yeşil çay, limonlu yeşil çay, limonlu ve ballı yeşil çay karaciğer felaketi, ballı zencefil, balsız zencefil, vanilya-badem, beyaz yer mantarı, çayüzümü-papatya, vanilya ceviz, Constant Comment
Tu devrais peut-être envoyer un texto à ta chère tante Scotty et lui dire que vous ne pouvez pas aller au base-ball.
... yani sevgilin Scotty'e, bugün beyzbol maçına gidemeyeceksin.
La première partie de base-ball, c'est le début du printemps.
Beyzbol sezonu başladıysa, bahar mevisimi gelmiş demektir.
On joue au base-ball et tu arrives avec un fusil?
Beyzbol maçına elinde silahla mı geliyorsun?
Non, c'est une balle de base-ball.
Sadece bir beyzbol topuymuş.
Un peu de basket-ball au primaire.
Ortaokulda bir süre basketbol oynamıştım.
Je joue au soccer, au basket-ball, au baseball.
Ben futbol, basketbol, beysbol oynarım.
une équipe de base-ball?
... profesyonel beysbol takımı?
D'accord, je vais lui acheter... Pourquoi pas un ballon de basket-ball?
Küçük basketbol topu alabilirim.
Emily fait de la danse et Robby du T-ball.
Emily bale yapıyor. Robby de beysbol oynuyor.
T - ball.
Vay canına. Beysbol demek.
à mon ball, tante Alicia.
Elbette balomdayım Alicia hala.
Il joue au skee-ball avec ta soeur?
Kardeşinle skibol mu oynuyor dedin?
3x08 ~ Ball of Fire ~
G.Güven feri _ meister eozen81 İyi seyirler The Mentalist