Translate.vc / French → Turkish / Barf
Barf translate Turkish
57 parallel translation
Mesdames, vous remarquerez derrière nous l'Abominable Beauf-mobile.
- Bayanlar ve baylar, inanılmaz Barf-mobil peşimizden geliyor. Lanet olsun!
Barf...
Barf...
Barf.
Barf.
- Barf?
- Barf?
Barf!
Barf!
- C'est Barf.
- Adım Barf.
- Barf, Puke, qu'importe!
- Barf, Puke, her neyse!
- Barf. ( ndt barf = vomir )
- Barf.
Non, c'est mon nom.
Hayır, o benim adım. Barf.
Barf. Barf?
Barf?
Ok, attend une minute, Barf.
Yeter. Dur biraz, Barf. İndir onu.
- Je ne peux pas aller plus loin.
- Daha fazla gidemem. - Hadi, Barf, eski dostum.
Je suis pour partir!
- Barf, hayır!
- Barf, non! Je pense qu'on devrait sortir d'ici tant que ça va bien!
Hala fırsatımız varken, buradan hemen gitmeliyiz!
- Barf, ouvre cette boite à gants.
- Barf, torpido gözünü aç.
- Je suis le garçon d'honneur, Barf.
- Damadın sağdıcı, Barf.
Je suis va barf.
Kusacağım.
Il réveille les gosses et leur fait faire de la barre fixe et des pompes.
Sabahın köründe kaldırıyor çocukları, barfıks, şınav çektiriyor.
LA FAMILLE VOMI
Barf Ailesi
- Ou est Barf?
- Barf nerede?
- C'est à cause de Barf?
- Barf yüzünden mi?
Il n'y a pas un certain membre de "Barf de la semaine"?
"Haftanın kusmuğu kulübünden" konuşman...
- Tu devrais lui parler - "Barf de la semaine"?
-... gereken kimse yok mu? - Haftanın kusmuğu mu?
l'm about to barf, seriously ♪
* Şimdi kusacağım, ciddi misin? *
Ce n'est pas un problème. On peut supporter l'handicapé et la tête de tarentule et le pauvre Richie, parce que Vous êtes des champions comme nous, mais notre invitation ne concernait pas la Précieuse pré-op basé sur la nouvelle BARF de Sapphire et la fille de Mike et Molly comme faisant partie de notre équipe.
Sakat'ı, Tarantula Kafa'yı ve Fakir Richie'yi idare edebiliriz çünkü onlar da bizler gibi ulusal çapta şampiyondu ama grubumuza katılma davetimize, Sapphire'ın Kusmuk kitabından esinlenmiş İki Paralık travesti adayı ve Mike ile Molly'nin kızı dâhil değildi.
La dernière fois que je t'ai parlé de ça tu l'as appelé "barf friend day". [barf = vomi]
Geçen sefer seninle konuştuğumda, "en kötü arkadaş günü" demiştin.
- Barf, calme toi.
- Barf, sakin ol.
- Quand vous deux ne pouvez pas voir, vous devez faire confiance à Barf et Belch pour voir pour vous.
- Siz ikiniz göremediğinizde Barf ve Belch'e güvenmeniz gerekecek.
- Barf, en haut.
- Barf, yukarı.
- Barf, va chercher de l'aide.
- Barf, yardım etmek için yukarı çık.
- Barf, file.
- Barf, git.
- Barf, dans le ciel.
- Barf, yukarı.
Tu as encore respiré le gaz de Barf.
Yine Barf'ın gazından solumuşsun.
Barf et Belch sont un seul dragon.
Barf ve Beach tek bir ejderha.
Barf, attaque Kranedur.
Barf, Tuffnut'a saldır.
- Viens, Barf.
- Hadi, Barf.
Hein?
Barf?
Barf?
Belch?
Barf, Belch, revenez ici.
Barf, Belch, buraya geri gelin!
Barf?
Barf?
Barf, Belch, ciel!
Barf, Belch, havaya!
Ecoute, à propos de Barf et Belch...
Bak, Barf ve Belch için...
- Barf et Belch sont en danger.
- Barf ve Belch'in başı büyük belada.
Ce qu'on ne peut pas vous trouver, c'est d'autres Barf et Belch.
Size veremeyeceğimiz şey başka bir Barf ve Belch.
- Barf, gaz.
- Barf, gaz.
Cette semaine est à propos du fait que tu dois être reine pour les Cheerios, et ça n'arrivera pas si tu te mets à soutenir Kimchi Cohen-Barf ou une autre.
Bu hafta, Cheerios için balo kraliçesi olmak zorundasın ve sen Kimchi Cohen-Kusmuk için mücadeleden çekilirsen bu gerçekleşmeyecek.
Barf.
İğrenç.
- Allez, Barf, mon vieil ami.
- Hayır!
Désolé, Barf.
Üzgünüm, Barf.
- Barf, comment avez-vous fait?
Hadi. - Gitmeliyiz.
- Reste en suspension, Barf.
- Tam üstünde dur, Barf.